31 Mayıs 2010

Şampiyonluğun Planlar Üzerindeki Etkisi




Fenerbahçe şampiyon olsaydı, bugün yapılacak 3 futbolcu transferi üzerinde duracaktı. Bir anlık Fenerbahçe’nin şampiyon olduğunu düşünelim, varsayalım bunu,
Daum, Fenerbahçe ile 3. Şampiyonluğun, Türkiye’de ki 4. Şampiyonluğun vermiş olduğu rahatlıkla istediği gibi at koşturacaktı. Herkes Daum’u övecekti, ne kadar iyi bir hoca olduğunun altını çizeceklerdi. Tek eksiğinin Avrupa’da başarı olduğunu belirtip, Avrupa’da başarı için nokta transferler üzerine yoğunlaşacaktı camia.
Şampiyon olamamış olmamız, bu takımın son saniyelerde şampiyonluğu kaçırmış olması, takım üstünde ki planları bu kadar değiştirmeli midir?
Fenerbahçe farkında olmadan büyük bir sınavdan geçiyor.
Sakin düşünen kime sorarsanız sorun, hatta Avrupa’da herhangi bir takıma gidin, Fenerbahçe’nin bulunduğu durumda, insani duyguları yüzünden planlarını bozmaz. Çünkü gerçek başarı uzun vadede yapılan bu planların sonucunda gelir. Fenerbahçe Voleybol’da, Basketbol’da, Kürek’te, Masa Tenisi’nde ve birçok amatör spor dalında geleceğe dönük yaptığı planlarda dolayı başarılı olmuştur. Bu başarılarını hem olimpik düzeyde, hem de uluslar arası düzeyde başarılar ile tescillemiştir.
Peki, neden Futbol’da bu planlamalar yapılmıyor?
Geçen hafta sonu Mali Genel Kurulda, Aziz Yıldırım bir söz söyledi, “ Fenerbahçe güçlü olduğu için sevilmiyor”
Şu an yoldan hangi Fenerbahçeliyi çevirseniz bu durumun üstünde durmaz. Hepsi de farkında ki Fenerbahçe güçlü olmak zorunda. Fenerbahçe’nin güçlü olabilmesi için camia’nın çok doğru planlarla idare edilmesi lazım.
Kulüp başkanı olarak Aziz Yıldırım’ın bu planlama yapan şahıslara kapılarını açması gerekmektedir. Ancak bu şahıslarında, Fenerbahçe başkanlığını maddi ve manevi yönünü düşünmekten ziyade Fenerbahçe’nin maddi ve manevi refahı için çalışan adamlar olması gerekmektedir.
Futbol takımı için gerçek anlamda destek veren muhalefet kanatında kim var?
Bakıyorum, Ali Şen takım şampiyonluğa koşarken, Aziz Yıldırım beni dinledi ve Fenerbahçe şampiyonluğa koşuyor dedi, sonra çıktı Aziz Yıldırım’ı sert bir şekilde eleştirdi!
Diğerlerini yazıp kuru bir kalabalık yaratmak istemiyorum. Aziz Yıldırım’ın çok büyük hataları var 2 sene boyunca. Zico’nun gönderilişinden beri yaptıklarının %80’i hatalıdır. Ancak Ali Şen bu şekilde, Aziz Yıldırım’ı eleştirirse, Aziz Yıldırım bıraktığında bu planlamanın yapılabileceğini bizi nasıl inandırırsınız?
Sözü uzatmadan şuraya gelmek istiyorum.
Muhalefetin vizyon sahibi olması gerekmektedir. Muhalefetin bilgisini Fenerbahçe için aktarması gerekmektedir. Aziz Yıldırım bu durumda dahi bu adamlara destek vermezse, destek verenleri o koltuğun başına oturtmalıyız.
Fenerbahçe’nin 90 dakikalık bir maç sonucu yüzünden 10 senelik planlaması değişmemelidir. Fenerbahçe’nin geleceği ile bu kadar basit bir şekilde oynanmamalıdır.
Abdullah Aksoğan

25 Mayıs 2010

Vicdan


 http://img.sabah.com.tr/im/2007/08/01/D6655DA971F0974A99BA7479r.jpg
 Bursaspor haklı bir şampiyonluk aldı. Bunu her platformda, her ortamda dile getirdik, getireceğiz de. Yaptıkları güzel şeyleri konuşacağız. Çünkü Ertuğrul Sağlam ve ekibinin yaptıkları ele alınmayacak gibi değil. Alt yapıya verdiği önem, takım oyununu bu kadar iyi oyuncularına sindirmesi ele alınması gereken en önemli konudur.
Ancak Bursaspor’un ve onun gibilerin önümüzde ki yıllarda haksız bir şekilde şampiyonluk kaybetmesini kimse istemez.
Ancak Rüştü Reçber gibiler olduğu müddetçe, o günlerin uzakta olduğunu söylemek çok da zor olmaz.
Rüştü Reçber’in genç yaşında geçirdiği trafik kazasından sonra yüzüstü bırakılıp Fenerbahçe’de hayat bulması ile geçen aylarda Fenerbahçe’nin şampiyon olamaması için yaptığı teşvik telefonlarının arasındaki süreç çok iyi analiz edilmesi gerekiyor.
Fenerbahçe’yi sevmemek demek, ülke futbolunun geleceğini çöpe atmak demek değildir.
Yarın bütün futbolcular birbirlerine maç alıp satarsa, bunun önüne nasıl geçeceğiz!
Yarın, Bursaspor, sırf bu yüzden şampiyonluk kaybederse Ertuğrul Sağlam çıkıp nasıl konuşabilecek!
4 senedir Beşiktaş Kulübünü şikeci olarak suçladıktan sonra onlarla hiçbir şey olmamış gibi, şampiyon olmak adına susan Bursaspor taraftarı ne konuşacak!
Aziz Yıldırım medya ile kavgalı ama Gazeteci tokatlayan Bursaspor Başkanı medya ile dost diyen Şansal Büyüka ne konuşacak!
Devletin tarafsız olması gereken bakanları ve belediye başkanları ne konuşacak!
Bu ülkede adalet var ise Bursaspor ve onun gibilerin önünü tıkamamak için bu adamların hepsinin ağır cezalar alması gerekmektedir.
Bugün, Bursa, 1 sene şampiyon olmuştur ama olabileceği 10 seneyi yakmaya hakkınız yoktur.
Abdullah Aksoğan

21 Mayıs 2010

Dünya'nın En Büyük Spor Kulübü


Fenerbahçe bu sene yarıştığı tüm branşlarda şampiyonluklar ve finaller gördü.

Bayan Voleybol, Bayan Basketbol, Erkek Voleybol, Yüzme, Kürek, Masa Tenisi, Boks'ta şampiyonluklar gördü.

Erkek Basketbol'da, Efes Pilsen ile final oynanıyor ve seride şu an için 1-0 önde.

Futbol takımı, şampiyonluğu son haftada kaçırdı. Türkiye kupasında final oynadu.

Bayanlar şampiyonluklarını namağlup olarak yaşadı. Bayan Voleybolcular Avrupa Şampiyonlar Liginde Final oynamış ve son sette şampiyonluğu kaçırdı.

Bayan Basketbol, Erkek Voleybol, Futbol 'da Avrupa'da finaller görememiştir. Zaten bu branşlarda Avrupa'da finaller görse Aziz Yıldırım'ı bütün Dünya konuşurdu. Emin olun bize bırakmazlardı.

Aziz Yıldırım'ı eleştirirken bu yönden bakmanın çok daha yararlı olacağını düşünüyorum.

İnsani değerler üzerine bir Aziz Yıldırım eleştirisi bekleyenlere bolca Hıncal Uluç ve Erman Toroğlu okumasını tavsiye ediyoruz.

Abdullah Aksoğan

Aziz Yıldırım Gündemi Yine Sarstı

"http://www.turkspor.net/images/news/azizyildiriiiim.jpg" grafik dosyası hatalı olduğu için gösterilemiyor.

Aziz Yıldırım açıklamalarıyla gündemi yine sarstı. Türkiye’de çok ağır bir Aziz Yıldırım düşmanlığı hâkim. Ancak nefret eden bu topluluğun şunu görmemesi şaşırtıcı, Aziz Yıldırım nasıl açıklama yaparsa yapsın, nefret duygularını dindirmedikleri müddetçe, Aziz Yıldırım ne söylerse söylesin doğru anlamayacaklarıdır.
Aziz Yıldırım 13 senedir hala, ne zaman açıklama yapacağını bu ülkede öğrenemedi. Zaten bu zaman yanlışlığı yüzünden 2 şampiyonluğun gidişine engel olabilme fırsatını kaçırmıştır. Çünkü sen ne kadar temiz futbol için uğraşırsan uğraş, etrafında ki rakiplerinin tamamına yakını, hatta tarafsız olması gereken devlet yetkilileri ve futbolu yöneten kurumların yöneticileri tarafsız olmadıktan sonra futbolu temiz tutamazsın.

Aziz Yıldırım futbolu kirletmiyor mu gibi sorular akıllara mutlaka geliyordur. Bu kirli oyunların içinde bizzat bulunmadığımız için veya bu kirli oyunları oynayan kim olursa olsun şahit olmadığımız için yorum yapmak, havanda su dövmeye benzer ve şu an mesnetsiz ve iddiasız yaptığımız her yorum hak yemek olur. Ancak şu konuda Aziz Yıldırım’ı savunabiliriz, Her kaçan şampiyonluktan önce ülkenin çok değerli yazarları, Aziz Yıldırım’ın maç satın aldığını belirtip, o maçları hep Fenerbahçe’nin kaybetmesi, Aziz Yıldırım’ın maç satın almadığının apaçık bir göstergesidir. Çünkü bunun gibi özellikleri olan bir kişi bu iki final maçından birinde emin olun bir şeyler yapardı. Herşeyi geçtim, Türkiye Kupası Finalini bu kadar çok kaybetmezdi. Aziz Yıldırım’ın kupalar paylaşan açıklamalarını da görmedik.Kardeş takım seçip ortalığı bulandırdığınıda görmedik. Bu açıklamaları yapan satınalma talep formunu çıkaran kişilerin mutlak surette sorgulanmasını beklemiyoruz! Yapmayacaklarını biliyoruz!

Genelde Aziz Yıldırım’a düşman olan 2 grup var. Birincisi mutlak surette Aziz Yıldırım’ın yaptığı tüm açıklamaları, basın kuruluşlarından, yaptığı açıklamalardan cımbızla çekilen başlıklardan takip eden Türkiye Koyunu, Diğer kısımda Fenerbahçe Başkanlığının sağlayacağı rantın farkında olan Fenerbahçeli iş adamları. Diğer grup Fenerbahçe’ye verdiği zarardan çok, Fenerbahçe’ye nefret etmekten ilgilenemediği takımına zararı daha fazladır. Ancak Fenerbahçe’nin içinde ki muhalefet, Fenerbahçe’ye en çok zarar veren oluşumdur şu ana kadar.

Aziz Yıldırım, taraftara şunu çok açık göstermiştir, Fenerbahçe için çalışan kim olursa olsun, Fenerbahçe taraftarından gereken saygıyı her zaman görecektir. Fenerium için çalışan Murat Özaydınlı, Stat için gecesini gündüzüne katan Nihat Özbağı, Fenerbahçe için bir şeyler yapmaya çalışan Nihat Özdemir, Voleybol için çırpınan Mehmet Ali Aydınlar, Ali Koç ve daha birçoklarını taraftar en az Aziz Yıldırım kadar sevmektedir. Hali hazırda Fenerbahçe başkanı olmadan da Fenerbahçe’ye hizmet edenleri bu taraftar görmüşken neden hala muhalefetten Aziz Yıldırım’ın yerine geçmeye çalışılmaktadır. Bu bitmek bilmeyen koltuk sevdalarının nerden güç aldığını sanki insanlar görmüyor. Aziz Yıldırım, yıllardır bunu bitiremedi.

Gelelim Aziz Yıldırım’ın basın toplantısında gündem ile ilgili değerlendirmelerine. En başta şunu söylemek lazım, Sevilla’yı eleyip, şampiyonlar liginde çeyrek finale kalındığı gece, ezeriz geçeriz, Fenerbahçe’yiz gibi açıklamalar yerine Türk Futbolunun yapması gerektiği üzerine açıklamalar yapan bu spor adamı ne oluyor da böyle bir ortamda, insanlara saldırarak yorumlar yapıyor?

Bunun sebebi apaçık ortadadır. Şu an Türk sporunda bulunan tüm yöneticiler ve medya patronlarının kibir yönünden Aziz Yıldırım’dan hiçbir farkları yoktur. Basın toplantısında ki Aziz Yıldırım Türk Futbolunun aynası olmuştur. Aziz Yıldırım’ı izleyen herkes, kendisini görmüştür Aziz Yıldırım’da.

Tabi ki spora gönül vermiş birçok insanı tatmin eder bir açıklama değildir. Aziz Yıldırım, Bursaspor’un şampiyonluğu üzerinde fazla durmadı. Onun vizyonuna yakışmadı. Her şeye rağmen basın toplantısını uzatıp, Bursa’nın şampiyonluğu üstünden kişisel görüşünü mutlaka açıklamalıydı. Bunu gerçek sporseverler için yapmalıydı. Ancak Aziz Yıldırım dün 1 saat Bursaspor hakkında övücü açıklamalar yapsa, 10 dakika Fenerbahçe’yi konuşsa, bir sonra ki gün gazetelerde başlık olarak Fenerbahçe’yi görürdünüz. Örnekleri çok fazladır.

Rüştü Reçber hakkında yapılan yorumlara fazla girmek istemiyoruz. Çünkü Rüştü Reçber ile ilgili somut bir delil ortada yokken kişilerin hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış olur. Ancak Beşiktaş yönetiminin ve Rüştü Reçber’in açıklamalarında ki çelişkiler çok fazla.

Aziz Yıldırım’dan basın toplantısında yapacağı transferler ile ilgili ipucu vermesini beklemiyoruz zaten. Transfer politikasını açıklaması, Teknik Direktör belirsizliği ortadayken çok saçma bir hareket olurdu. Bazı taraftarları tatmin ederdi o apayrı bir konu ancak Aziz Yıldırım bu basın toplantısında Fenerbahçe’nin gelecek sene ile ilgili bir yorum yapmasını beklemek yanlış olurdu bizim açımızdan.

Abdullah Aksoğan

17 Mayıs 2010

Fenerbahçe RUH’ tur


 
Fenerbahçe yürektir,
Fenerbahçe onurdur,
Fenerbahçe çubukludur,
Bu forma istiklal için kenetlenmiştir,
Vahdettin’i kovalamayı değil, Atatürk’ü desteklemeyi seçmiştir!
İşgal kuvvetlerini yalamayı değil, özgürlük için savaşmayı seçmiştir!
Bu forma en ağır travmalardan bu ruh sayesinde ayağa kalkmıştır.
Fenerbahçe taraftarının büyük bir kısmı, Fenerbahçe’yi, kölesini seven karanlık orta çağ derebeyleri gibi davranmaktadır.
Bu ruh’tur işgal kuvvetleri komutanı Harrington’u rezil eden!
Bu ruh’tur ezilmiş bir halkın onurunu yücelten
Bu ruh’tur mağlupken destekleyen.
Fenerbahçe içine düştüğü bu durumdan yine bu ruh sayesinde çıkacaktır.
İnanmayan Barcelona’nın maçlarını izlesin, Biz 2011 Mayıs ayına kadar nöbetteyiz.

Abdullah Aksoğan

Bu Travma Zor Atlatılır


Şampiyon Bursaspor / 6
Fenerbahçe bana göre Denizlispor ile 2006’da oynadıkları maçtan çok daha ağır bir travma yaşamıştır. Kendi evinde, kendi seyircin önünde, çok iyi oynayarak bu maçı vermek gerçekten herkesin yapabileceği bir iş değil.
2006’da ki o travmayı, 100. Yıl mevzusuyla atlattılar. Ancak bu travma kolay kolay atlatılacak gibi görünmüyor. Bir kere Fenerbahçe bu travmayı atlatabileceği en büyük silahı olan seyirci desteğini kaybetti. O dönemlerde seyirci takıma destek oldu, ancak bu sefer seyircide bu travmayı açık ve net yaşıyor.
Artık her şampiyonluk maçında Fenerbahçe acabalarla çıkacak.
Fenerbahçe için çok zor bir dönem başlıyor. Çok büyük bir yapılanma artık kaçınılmaz oldu.
Ancak sadece yürekli insanlar böyle büyük mağlubiyetlerden daha çabuk çıkarlar.
Bursaspor hak ettiği bir şampiyonluk aldı. Lige renk kattılar. Ertuğrul Sağlam ise harika işler yapıyor. Şampiyonluklar gelip geçicidir.
Ertuğrul Sağlam, Kayseri’de ve Bursa’da, gençlere verdiği destek ve onların gelişiminde yardımcı olmasıyla Türk Futbolunun önünü açıyor.
Güvenç Kurtar gibi, Yılmaz Vural gibi Türk Futbolu’nu baltalayan Teknik Direktörlerin olduğu Türkiye’de güneş gibi parladı.
Türk Futbolu adına iyi işler yapıyor Ertuğrul Sağlam.
Abdullah Aksoğan

12 Mayıs 2010

Namaglûp Şampiyon Fenerbahçe


 

Fenerbahçe, Bayanlar Basketbol ligini namaglûp olarak şampiyon kapattı. Fenerbahçe anormal işler yapmaya devam ediyor. Oynadığı her branşta şampiyonluğa oynamak her kulübün yapabileceği bir şey değil. Özellikle Amatör Branşlarda sadece Türkiye’de değil, Ülke dışında da anormal işler yapıyorlar.
Bayan basketbolu çok anlamlı bir şampiyonluk aldı. Teknik ekipte çıkan sorunlara rağmen kaliteli oyuncuları ile şampiyonluğu söküp oldu. Galatasaray’ın hakkını da vermek gerekir. Amatör branşlarda son derece kötü olan Galatasaray spor kulübünün tek dirençli kadrosu oldular. Fenerbahçe’yi bu sene en çok zorlayan takımlardan birisi oldular. Tebrik ediyoruz Galatasaraylı bayanları. Maçları son dakikaya kadar bırakmadılar ve mücadelelerini sürdürdüler.
Aziz Yıldırım, sponsorlu veya sponsorsuz, her branşta her takımla büyük başarılar elde ediyor. İnşallah camia içinde bazıları bunu artık görür. Canını dişine takarak bu takımlar nasıl başarılı olur diye ekibiyle beraber elinden geleni yapıyor. Nasıl mağlup olduğunda tek suçlu o değilse, galip geldiğinde de tek aktör o değil. Fenerbahçe camiasını tek vücut yapmayı daha başaramadı Aziz Yıldırım. Bu başarıların birlikten doğan güçten geldiğini görürse “Aziz Yıldırım muhalefeti”, işte o zaman Fenerbahçe son yılların rüya spor kulübü olur Dünyada.
Bayan basketbol’unun idarecileri bu şampiyonluğa aldanmayıp önümüzdeki sezonun çalışmalarını çok iyi yapması gerek. İyi bir coach, yerinde transferler ile Avrupa’yı titretmenin vakti gelmiştir. Gereken tek şey destektir.
Abdullah Aksoğan

10 Mayıs 2010

Şampiyonluk Geliyor


Fenerbahçe neden Türkiye kupasını kaybetti, bu akşam çok daha iyi gördük. Çarşamba günü Fenerbahçe’nin yaptığı defans ile bugün yaptığı defansa bakarsak bunun nedenini çok doğru bir şekilde tespit edebiliriz. Fenerbahçe şampiyonluğu istiyor ve bu şampiyonluk yönetim ve Teknik ekip için o kadar önemli ki, gerekirse o kupa gibi 3 kupa daha feda edilebilirdi. Çarşamba günü 1 kişi ile yakalanan, büyük boşluklar veren ve kupayı Trabzon’a hediye eden bu defans, Ankaragücü’ne alan bırakmadığı gibi çekilen her şuta ayak koydu ve Volkan’ı geçen her şutta Volkandan sonra çizgide en az 2 futbolcu ile karşı koydu.
Fenerbahçe şu dakikadan sonra şampiyonluğu kola kolay vermeyecektir. Kadıköy’de ki o atmosfer en kötü oyuncuyu bile oynatacaktır Trabzon karşısında. Özellikle bugün görüldü ki Trabzon karşısında kupa maçında ki vurdumduymaz futbolcuları göremeyecek Şenol Güneş.
Fenerbahçe o kadar akıllı oynadı ki, Kornerlerde etkisiz Ankaragücü defansının hatalarını çok iyi değerlendirdi ve oyunu çok iyi sakinleştirdi. Ankaragücü taraftarlarının her türlü provokasyonuna rağmen oyunu çok iyi kontrol etti. Ankaragücü Rothen’in olduğu sol kanattan etkili bir şekilde gelmek istedi ancak Gökhan Gönül ve Mehmet Topuz çok iyi savundular o kanadı. Alex çok etkisizdi, maçtan sonra hasta olduğu için oyundan çıktığı belirtildi. Alex çıkınca Hürriyet’in amacı da kalmadı. Saha içinde boş boş dolaştı. Ankaragücü teknik ekibi ne kadar iyi olduklarını zaten burada gösterdiler!
Bir sözde Ümit Özat’a söylemekte fayda var. Takımının iddiası olmadığı bir ortamda, takıma müthiş bir hırs vermeye çalışmasını anlamadım. Bundan önceki haftalarda bu motivasyon seanslarını uyguladı mı veya bundan sonra uygulayacak mı bilmiyorum ama son derece antipatik olduğu kesin. O kadar kin dolu ki, bir pozisyonda, Anneler günü gibi özel bir günde annelere küfür ederek tepki vermesi o’na yakışmadı. Ayrıca bu kinin nereden geldiğini bir türlü anlamış değiliz? Maçtan sonra yaptığı açıklamada da herkesin ağzından çıkabilecek bir laf olduğunu belirtmesi de ayrıca bir skandaldı. Ümit Özat bu şekilde futbola yarardan çok zarar verecektir.
Ayrı bir paragrafta Ankaragücü taraftarına açmak lazım. Atılan taşlar, yapılan kavgalar, stada söylenen Bursa marşları 100 yıllık bir kulübün taraftarına yakışmıyor. Eğer ki ağırlığını kaldıramayacaklarsa Sarı-Lacivert olan renklerini değiştirmelerini tavsiye ediyoruz. Zira o renkler böyle şeylere alışık değildir.
Abdullah Aksoğan

7 Mayıs 2010

Fenerbahçe Acıbadem Namaglûp Şampiyon



Büyük bir başarıdır bu Türk sporu adına. Eczacıbaşı yıllardır bu bayrağı çok güzel götürdü. Fenerbahçe Eczacıbaşı’nın yaptıklarının daha ilerisine gitti 2 senede. Bu şampiyonluklar Türkiye için çok önemli şampiyonluklardır. Futbol ve Basketbol dışında Türkiye’de maalesef diğer spor dalları rağbet görmüyor. Fenerbahçe çok önemli bir misyonu üstlenmiştir bu şampiyonlukla. Eczacıbaşı’nın yıllardır yapamadığı reklamı Fenerbahçe tüm Avrupa’da yapmıştır. Türk Voleybolu’nu ve Türk bayanının gücünü kanıtlamak adına güzel bir iş yapmıştır.
Kolay değil, Avrupa 2. si Olmak, Türkiye kupasını kazanmak ve bu yoğun maç temposunun ardından “Namaglûp” olarak ligi şampiyon bitirmek. Gerçekten başarılması güç işleri başardılar. Oynadıkları 30 maçı da kazandılar. Seneye de bu devam edecek. Fenerbahçe bu başarıların ardına sığınmadan, işi profesyonellerine devrederek doğru bir planlama yaparak Türk Voleybolu’nun geleceğini yapılandırıyor.
Türkiye’ye de okula gidemeyen, genç yaşta evlendirilen, eğitimden mahrum bırakılan veya doğru eğitim verilmeyen kızlarımıza çabalarının sonucunun ne olacağını gösteriyorlar. Türkiye geleceği için çok önemli bir adımdır.
Aziz Yıldırım ve Mehmet Ali Aydınlar, çok doğru hamleler ile çok güzel bir takım kurdu. Kolej havasını yerleştirdi ve Avrupa’yı ezip geçen bir takım oluşturdular. Seneye de doğru hamlelerle Avrupa şampiyonluğunu hedefliyorlar. Aziz Yıldırım, Tüm Türkiye’ye spor’un sadece Futbol’dan ibaret olmadığını, Bayan sporcuların ülkemizi gururlandırabileceğini ve Spor kulüplerinin sadece futbol ile değil adları gibi diğer spor branşlarıyla da anılması gerektiğini öğretti ve öğretiyor. Yapılan salonlar, tesisler karşılığını vermeye başladı.
Tebrikler Sarı Melekler.
Abdullah Aksoğan

5 Mayıs 2010

İstemezsen Olmaz


Kupa hasreti yine bitmedi!
Trabzon çok etkili bir futbol oynadı. Fenerbahçe’nin korkularını çok iyi yönetti ve kendi aleyhine çevirmesini bildi. Aslında bunu attığı golden sonra çok etkili bir biçimde kullandı. Fenerbahçe 1-0 öne geçerek sağladığı psikolojik üstünlüğü yediği golden sonra Trabzon’a verdi.
Maça etkin başlayan Trabzonspor’du. Pozisyonlar buldu. Fenerbahçe enerjisini dengeli dağıtmaya çalışıyordu. Ancak Trabzonspor bulduğu fırsatları kaçırdıkça psikolojik olarak geriye düştü. Alex’in akıl dolu vuruşuyla Fenerbahçe büyük bir avantaj sağladı ancak bunu devam ettiremedi.
Böyle Final maçlarında forvetler maçın kaderini değiştirir. Umut Bulut, her şey bitti denirken, harcadığı pozisyonların verdiği negatif etkiye rağmen golünü attı. Bu gol ile Fenerbahçe’yi korkularıyla baş başa bıraktı. Bir nevi pimini çektiği bombayı, Fenerbahçe’ye bıraktı.
Güiza hakkında fazla bir şey yazamıyoruz. Fenerbahçe’ye yakışan bir forvet değil. Defans oyuncularının gol aradığı bir takıma döndü Fenerbahçe. Zaten Defans oyuncuları pozisyonu zenginleştirmek için şuursuzca ileri çıktığı için 2. Golü yedi Fenerbahçe.
1-0 öndeyken bu şuursuzluk neden? O da ayrı bir analiz konusu. Fenerbahçe’de kupa, Travmaya dönüştü.
Suçlu elbette ki bir tek Güiza değildi. Fenerbahçe takım olarak istemiyordu. Emre koşmuyor, Özer paslaşmıyor, Vederson anlamsız bindirmeler yapıyor. Bilica rezalet oynuyor. Açıkçası bu kupayı kimse istemiyor. 9 maçtır gol yemeyen takım, maçta skandal pozisyonlar veriyor. 3 gün içinde bu kadar büyük bir değişim sizin duygularınızı ön planda tuttuğunuzu gösterir.
Asıl sorun da şurada yatıyor, Fenerbahçe oyuncusu bunu nasıl yapma cüretini kendisinde buluyor?
Fenerbahçe’nin sorunlarının çözümü burada yatıyor.
Daum bu sorunların bir kısmını 3 gün içerisinde çözmez ise Ankaragücü maçında da puan kaybederler. Kaçan şampiyonluk Daum’un kariyerinde onarılmaz yaralar açar.
Trabzonspor bu kupayı istedi ve hak ederek aldı. İyi olan kazandı.
Abdullah Aksoğan

4 Mayıs 2010

Fenerbahçe & Trabzonspor Türkiye Kupası Finali – Analiz

http://www.aknews.com/images/cms-image-000023244.gif

İki takımda birbirine çok benzer oyun stili ile oynuyorlar. Trabzonspor pasa dayalı bir futbol oynuyor. Fenerbahçe’nin yapmaya çalıştığı gibi göbekten paslaşarak rakip takımları bozmaya çalışıyorlar. Fenerbahçe’den tek eksikleri yüksek pres gücü ve Defans uyumu. Son maçlarda Kaleci Onur’un devleşmesi sayesinde fark yemekten kurtuluyorlar. Defansları çok açık veriyor ancak dengeli ataklar yapıyorlar.
Trabzon’un şansının, Fenerbahçe’ye oranla daha az olduğunu söyleyebiliriz. Trabzonspor’un Fenerbahçe’ye oranla en büyük avantajı rahat olması. Trabzonspor bu kupaya muhtaç değil. Bu kupaya aç, hatta birçok başarıya aç ancak Trabzon şehri gözünü Şenol Güneş ile ileri ufuklara dikti. Bu yüzden burada kaybedilecek bir final Şenol Güneş ve Trabzonlular için çok etkili bir travmaya neden olmayabilir.
Fenerbahçe’de ise işler biraz kritik. Bu senenin en önemli maçlarına çıkıyorlar. Kaybedilen bir maç bile moralleri çok bozacaktır. Çünkü aylardır camia çok yıprandı. Bir başarı gelecekse bile bu derin yaralarla beraber gelecek. 27 senedir Türkiye kupasının kazanılamaması ve çok dramatik finaller kaybetmesinin de etkisiyle bu kupayı kaybetmek istemeyecektirler. Taktik olarak Trabzonspor’dan daha diri gözükmelerine rağmen psikolojik etmenler maçı zaman zaman dengeleyecektir.
Fenerbahçe’nin bu maçta ki en büyük silahı presi istediği gibi uygulayamayacaktır. Çünkü 3 gün sonra çok önemli bir lig müsabakasına çıkacağı için bunu çok iyi dengelemek zorunda kalacaktır. Bu yüzden maçın büyük bir bölümünde sıcağında etkisiyle dengeli bir mücadele olacaktır. Ancak paslaşarak rakibini bunaltacaktır. Özellikle erken gelen gol Fenerbahçe’yi rahatlatacaktır.
Fenerbahçe defansı çok diri olduğu için kolay kolay pozisyon vermeyecektir. Maçın kaderini Forvet oyuncuları belirleyecektir. Bu maçlarda gol kaçırmayan takımlar, bulduklar pozisyonları değerlendiren takımlar kupaya uzanırlar. Trabzon’da Umut Bulut, Fenerbahçe’de Güiza çok gol kaçırıyorlar. Atılması gereken golleri hep kaçırıyorlar. Bu maç onlardan birisinin maçı olabilir. Zaten aksi durumda maç uzatmaya gitme ihtimali yüksek.
Fenerbahçe’nin kilit oyuncuları Güiza ve Mehmet Topuz olacaktır. Mehmet Topuz, Zayıf Trabzon sol kanatında çok iyi işler yapabilir. Güiza’nın buradan gelen toplarda veya Alex’in seken toplarda gol bulma olasılığı çok yüksek.
Trabzon’da ise kilit oyuncular Umut Bulut ve Alanzinho. Alanzinho doğru pasları atarsa ve oyunu rahatlatabilirse çok etkili olacaktır. Alanzinho’nun, Ali Sami Yen’de ki Galatasaray- Fenerbahçe maçında ki Alex’in rolünü çok iyi izlemesi, görmesi lazım. Takımını rahatlatırsa ve doğru paslar atarsa, Elbette ki Umut bunları değerlendirebilirse Trabzon maçı çevirebilir.
Hak edenin kazandığı bir maç olsun.

Abdullah Aksoğan

3 Mayıs 2010

Onurlu Mücadele


 
Artık alıştık anlamsız kararlara, değişen kurallara, kuralına uydurulamayıpta hasır edilen olaylara.
Alıştık bunları dillendirmeyenlere, daha da acısı bu olayları övenlere.
Alıştık artık, her türlü rezilliği yaptıktan sonra hala su üstüne çıkıpta, onur mücadelesinden bahsedenlere.
Alıştık artık, maçlardan önce rakip takımın oyuncularına transfer teklifi götürenlere.
Alıştık artık, maçlardan önce takım halinde uyarıcı madde kullananlara.
Alıştık artık, saha içinde adam dövmelere, oyuncu dövmelere ve bunu yapanların cezasız kalmasına.
Alıştık artık, cezasını doldurmak için, rakip takım oyuncularının yasadışı yollarla oynatılmasına.
Bayan Basketbolunda alınan son kararlardan sonra, artık bu ülke’nin hiçbir kurumu hakkında eşitlik ve adalet ile ilgili beklenti dolu açıklamalar yazmayacağım. Bir takım düşünün ki, ligi namaglûp lider bitirsin, rakibini her iki maçta da yensin ama final serisine önde başlayamasın.
Her şeyi anlayabiliyorum. Bu Federasyonun amacı Fenerbahçe’yi durdurmak olabilir. Fenerbahçe’ye yol göstermek olabilir. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak olabilir. Bir şekilde birilerine menfaat sağlamak istiyor olabilir. Akıllarında bu ülkeye fayda sağladıklarını sanıyor olabilir. Olabilir, olabilir, olabilir.
Ama şunu anlayamıyorum,
Sene başında bariz bir şekilde Teknik Direktöründen, oyuncusuna, Yönetiminden, Takım sorumlusuna kadar şike yapan bir takıma ülkem medyası kümede kaldığı için “Onur Mücadelesi” gibi bir sıfat yakıştırıyor.
Bu camia, sene başında yaptığı şikeyi çok açık bir şekilde kabul ederken, sorumluların kellesini isterken, sen bu adamlara kamuoyunun sesi olarak onurlu adamlar dersen, ben sana bir yorum yapmam.
Spor üstadı!, harika insan Hıncal Uluç ve tayfası, Aziz Yıldırım ve onun komplo teorileri hakkında yazılar, yorumlar yapacağına çıkıp bunları konuşmadığı müddetçe bu ülke sporu ilerleyemez.
Her şeye rağmen,
Fenerbahçe Bayan Basketbol takımına Play-off final serisinde göstereceği “Onurlu Mücadele” nedeniyle şimdiden Teşekkürler ediyorum.
Abdullah Aksoğan

2 Mayıs 2010

Şike “Destek” Komisyonu


http://www.kayserispor.org/assets/media/images/Yonetim/tolunay-kafkas.jpg
Bütün Türkiye Fenerbahçe’nin oynadığı takımların kalecilerinin basit gol yediğini konuşuyor. Hatta bazı kesimler ellerinde bir iddia olmamasına rağmen bu oyuncuların “Hatır Şikesi” yaptığına kadar iddialarını ileri boyuta taşıyorlar. Türkiye’de yıllardır şike oluyor. Bunu inkâr etmek aptallıktır. Bunu inkâr etmek ne derece aptallıksa, bunun üstüne gitmemekte o derece riyakârlıktır. 
Dün akşam Tolunay Kafkas’ın feryatlarını izledik. Haber sitelerinde ve şike iddialarının havada uçuştuğu programlarda kimse Tolunay Kafkas’ın açık şike itirafını konuşmadı. Bütün Türkiye bu hafta, 1 hafta önce etik dersi veren bir program yorumcusunun, kendi oynadığı maçta hatır şikesi yaptığının itiraflarını izliyordu. Gerçi bu yorumcu daha ne için şike yaptığını dahi bilmiyor.
Aynı programda Fenerbahçe’nin oynadığı kalecilerin sıkıntıları dile getiriliyor. Bir kulübün asbaşkanı, Fenerbahçe’nin oynadığı oyunları konuşuyor. Ve Türkiye’de şike komisyonu kurulmasına rağmen ve itiraflar havada uçuşurken hala şike konusunda somut bir adım atılamıyor.
Tolunay Kafkas dün açık bir şekilde bir futbolcusunun şike yaptığını söylüyor, kendinden bunu engelleyemediği için nefret ettiğini belirtiyor. Maçta 2 golde de çok etkin olan bu oyuncuyu devre biterken oyundan alarak afişe ediyor ancak medyada ve diğer yayın kuruluşlarında hiçbir şekilde konuşulmuyor!
Ne kadar enteresan değil mi?
Aynı durum 2006 yılında Cordoba’nın da içinde bulunduğu bu oyunları hatırlatıyor. Beşiktaşlı, dönemin İstanbul emniyet müdürü Celalettin Cerrah’ın iddialarını, Serdar Bilgili, Tümer Metin ve birçok Beşiktaşlı üst düzey yöneticiler doğrular şekilde tepkilerini dile getiriyorlar ve malum şike komisyonu kimseyi soruşturmuyor!
İşin ilginç yanı, o maç, Avrupa’da ki bahis sitelerinde şike ihtimali yüksek bir maç olduğu için kaldırılıyor.
Bu örnekler çoğaltılabilir. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Kayserispor, … diye uzar gider bu liste. Ancak işin ilginç yanı, Bir kulüp başkanı çantalar dolaşıyor diyor, diğer bir kulüp başkanı kalecimiz maç sattı diyor, hatta ileri gidip TFF’nin rakip milli takım kalecisini satın aldığını iddia edebiliyorken nasıl oluyor da somut bir delil bulunamıyor!
Gökdeniz ve bir grup futbolcu bahis yüzünden ceza yiyor ancak nasıl oluyor da bu bahis çetesi çökertilemiyor. Bu adamlar tehdit ediliyor, arabaları kurşunlanıyor, ülkeden kaçıyorlar ancak nasıl oluyor da bu çete ortaya çıkartılamıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bizzat içinde bulunduğu bu komisyon ne yapmaya çalışıyor?
İtirafçılardan aldıkları bilgileri birilerine karşı koz olarak mı kullanıyorlar?
Mafya’nın futbolun içine bu kadar girdiği bir ortamda hala neden müdahalede bulunulamıyor?
Fenerbahçe hakkında şike yapıldığı iddialarını ortaya atan bu kişiler neden Tolunay Kafkas’ı konuşmak yerine bunları konuşuyor? Bu kişiler kimin adına çalışıyorlar? Amaçları nedir?
Türkiye Futbolu nereye gidiyor?
Abdullah Aksoğan

1 Mayıs 2010

Akıl ve Mücadele


Fenerbahçe hedefe doğru emin adımlarla ilerliyor. Haftalardır rakiplerine bırakın golü, pozisyonu bile vermeyen bir takım oldu. Eskişehirspor’a da pozisyon vermediler. Çok önemli bir hafta için çok güzel bir başlangıç yaptılar. Trabzon ve Ankaragücü maçları Fenerbahçe’nin çifte kupa hayalini belirleyeceği maçlar olacak. Bu futbolunu devam ettirirse iki takımı da çok rahat geçecektir.
Fenerbahçe çok iyi alan daraltıyor, baskı yaparken topu kaybetmiyor ve olumlu bir şekilde kaptığı topları oyuna sokuyor. Bir kere bütün topçular Alex’i, hedef seçmiş. Alex için koşuyorlar, Alex için mücadele ediyorlar. Alex’te kendisine yaratılan bu pozisyonları boş geçirmiyor. Bugün attığı frikik golü dışında direkten dönen topu ve verdiği müthiş asistlerle takım arkadaşlarını ve taraftarı mest etti.
Fenerbahçe’de şu çok iyi oynadı, şu çok kötü oynadı, şuna iş düşmedi diyebileceğimiz bir oyuncu yok. Takım olarak çok iyi alan daralttılar, harika baskı yaptılar, sonradan oyuna giren oyuncular takımın ritmini aşağıya çekmediler. Ancak ayrı alkışı hak eden oyuncular vardı sahada. Selçuk Şahin futbol hayatının en iyi futbolunu bu akşam oynadı. Topu sakladı, adam eksiltti, takımı atağa kaldırdı, atak kesti, baskı yaptı. Bir gol bir insanın hayatını bu kadar değiştirir mi? Gerçekten şaşırtıcı derecede bir yükselme dönemi içerisine girdi Selçuk. Sakat sakat oynayan Gökhan Gönül ise ayrı bir alkışlanması gereken oyuncudur. Sakat olduğundan şüpheliyim. Bu yorumları belki de bize boşuna yaptırıyorlar. Kulüp doktorlarından ricam lütfen gerçekleri açıklasınlar ve bizi daha da şaşırtmasınlar! Gerçekten harika oynadı. Özer’de sakatlıklarına rağmen çok iyiydi. Güiza mücadele etti, Defans çok koordineli hareket etti. Boşluk bırakmadılar. Maçı çok iyi pasifize ettiler. Sinirler gerilmeden, kart görmeden maçı bitirdiler.
Fenerbahçe inanmış. Sahada gösterdiği mücadele bunu açık bir şekilde gösteriyor.
Abdullah Aksoğan
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...