29 Eylül 2010

Andre Santos’dan Vazgeçilmemeli

 

Fenerbahçe’nin en büyük sorunlarından birisinin savunma olduğunu söyleyebiliriz son haftalarda. Aynı ölçüde en büyük ikinci sorun olarak ofansta ve defansta takım halinde hareket edememesini söyleyebiliriz. Her iki sorunun çözümünde de Andre Santos’un çok önemli bir yeri vardır.

Günümüz futbolunda takım haline atakları yönlendirmek istiyorsanız geri dörtlünüzden en az iki futbolcunun atakları başlatması artık şart oldu. En azından topu orta sahaya kadar kontrol edebilirlerse rakip yarı sahada daha fazla kişiyle baskı kurma şansınız doğuyor ve zaman içerisinden takım içi rotasyonlarla futbolcuların dinlenme şansını doğurabiliyorsunuz. Fenerbahçe’de orta ikili olarak elde bulunan futbolculardan Lugano, Yobo, Bilica, İlhan Eker ve Bekir’de maalesef bu meziyetler mükemmel derecede yok. Rakibin özelliklerine göre veya günlük performanslarına göre anlık yapılan hareketler dışında bu oyuncular atağı yönetemiyorlar.
Bu durumda Aykut Kocaman’ın elinde 2 seçenek kalıyor. Gökhan Gönül ve Andre Santos takımı atağa çıkartma konusunda destekleri oluyor. Gökhan Gönül’ün olduğu kanatta herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor. Ancak Andre Santos’un bulunduğu mevkide defansif anlamda sıkıntılar doğuyor.

Bu sıkıntıları tamamen Andre Santos’a ve onun boşluklarını doldurmaya çalışan Bilica’ya yükleyerek sorunların çözülmesini sağlayamayız. Nasıl hücum tek kişiyle yönetilmiyorsa, defansta tek kişi ile yapılamaz. Fenerbahçe orta sahasının mutlaka Andre Santos ve Gökhan Gönül yardım etmesi gerekiyor. Gökhan Gönül bu sorunları kendi içinde kondisyon avantajıyla çözüyor ancak Andre Santos, son dönemlerde yardıma ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor. Burada ön libero olarak bulunan ve rakip takımı karşılayan Selçuk olsun Gökhan Gönül ve Andre Santos’un önünde oynayan kanat oyuncuları olsun, rakibi karşılamakla yükümlülerdir. Yoksa bu adamları tek başlarına bıraktıkça bu adamlarda kendi görevleri dışında işler yaptıkça defansif sıkıntılar her maçta çoğalacaktır. 

Andre Santos atağa çıkacak, Bilica onun yerini doldurmaya çalışacak, Selçuk bakacak, Bilica’nın boşluğundan biri kaçacak ve pozisyon olacak. Bu gibi senaryoları stoperde Puyol olsa dahi izlersiniz veya Ashley Cole’u oraya koysanız dahi Andre Santos’tan farklı bir performans sergilemez.

Andre Santos’un topu kontrolü, olumlu pasları ve mükemmel olmasa da bir kademe anlayışı var. Bir kişinin yardımıyla Andre Santos’dan verim alamazsınız. Geçen sene son 10 hafta kondisyonu yerindeyken o kanadı hem ofansif olarak hem defansif olarak çok iyi yönlendirdi. Brezilya milli takımına çağırılan birisi için biraz zaman ve destek harcamak çok zor olmamalı. Defansif anlamda bazı sıkıntıları olabilir ancak aşılmayacak sıkıntılar değil. 

En nihayetinde Fenerbahçe Andre Santos’un yerini Caner Erkin ile veya başka biriyle doldurmaya çalışacaksa bu Fenerbahçe için uzun vadede büyük sıkıntılar doğuracaktır. Andre Santos’a saha içinde verilecek destek Fenerbahçe takımı için iyi olacaktır. Çünkü o bölgeye sadece defans yapan biri yerleştirmeniz defansif sorunlarınızı çözebilir ancak ileride üst düzey takımlara karşı büyük sıkıntılar yaşamanıza neden olacaktır. 

Abdullah Aksoğan

28 Eylül 2010

Analiz – İssiar Dia



Fenerbahçe’de son iki maçta Dia’nın oyuna yaptığı etkiyi izledik. Her iki ayağını da çok iyi kullanıyor ve her iki kanatta çok iyi oynuyor. Beşiktaş maçında yaptığı bindirmeler genelde bireysel olduğu için fazla dikkatleri çekmedi ancak Kasımpaşa maçında hem sağ kanatta hem de sol kanatta çok iyi performans sergiledi. 3. Golden önce topu kaptırmamak için verdiği mücadele ve 50-60 metre topu sürüp asist yapması mücadeleci yönünü de ortaya koydu. Gökhan Gönül ile koordinasyonu sağladıkça ve takım arkadaşlarıyla oynadıkça daha iyi işler yapacağını gösterdi. Hızlı, adam eksiltebilen, paslaşabilen bir oyuncu Fenerbahçe’de çok büyük işler yapacaktır. Niang ile de çok iyi bir uyum içindeler.

Stoch ile dönüşümlü olarak kanatlarda oynadığı vakit çok yararlı olacaktır.

Bu Takımın Daha Zaman’a İhtiyacı Var

Fenerbahçe çok kolay bir galibiyet almış gibi görünüyor. Ancak Kasımpaşa’nın zayıf olmasının yanında Fenerbahçe’nin önde baskı yapması da bunda etken oldu. Kaybettiği maçlarda takımı ileriye taşıyamadığı için Fenerbahçe goller yedi veya kazanacağı maçları kaybetti. 

Geçen hafta Beşiktaş maçına çıkan kadronun aynısını sürdü oyuna Aykut Kocaman. Fenerbahçe’de geçen haftaya göre değişen en önemli olgu takımın bloklar halinde hücuma çıkışları oldu. Kasımpaşa göbekten çok daha etkili ataklar yaptığı için Beşiktaş’ın 80 dakikada yapamadığı atakları Fenerbahçe’nin rezalet defansı karşısında tehlikeli oldu ve goller buldu. Fenerbahçe’de Defansın kötü olmasına değineceğiz.

Geçen hafta Beşiktaş maçında takımın her şeye rağmen hücumda etkili olmasına rağmen oyunu kontrol altına alamamasının en büyük sebebi topu ileride tutamamasıydı. Geçen hafta Alex, Selçuk, Emre ve oyuna sonradan giren Cristian topu geride kontrol etmeye çalıştıkları için kontrolü Beşiktaş’a verdiler ve sonunda bir yerlerde Beşiktaş’ın golü ile sonuçlandı bu riskli futbol. Bu hafta Aykut Kocaman bu hatasını görmüş olacak ki Selçuk’u geride bıraktı ve Emre, Solda Dia, Sağda Mehmet Topuz ile baskılı bir şekilde hücum yaptı. Alex ve Niang’ın da topu kaybetmeyerek olumlu bir şekilde ataklara destek vermesiyle Fenerbahçe blok halinde hücum yaptı. Zaman zaman beklerin oyuna girmesiyle de Fenerbahçe takım halinde hücum yapabildi. Defansın büyük hataları sonucunda yenilen golleri saymaz isek Fenerbahçe, Kasımpaşa’yı net bir futbol oynayarak yendi.

Defans uzun süredir iyi değil Fenerbahçe’de ve bunun çok fazla sebepleri var. Lugano, Dünya Kupasından döndüğünden beri çok kötü oynuyor. Bilica her ne kadar özverili oynasada kademe yapmayı hiçbir zaman bilmiyor. Bugün yenilen iki golde de kademe diye bir olgu bu iki oyuncuda yoktu. Selçuk yapması gereken ilk karşılamayı Fenerbahçe’de 7 senedir yaptığı maç sayısı 10 u geçmediği için bu maçta da bu adamların yükünü hafifleteceğine Kasımpaşalı Şahin’e yol vermekten öteye gitmedi. Yobo’nun girmesi Lugano’yu biraz rahatlattı, Selçuğun da biraz daha kontrolü eline alması defansı rahatlattı ancak bu iş Selçuk ve Bilica ile Lugano ve Volkan’ın formsuzlukları ile olmayacağı artık net görüldü. Mehmet Topuz bugün verdiği mücadele ile o bölgede Emre ile çok rahat maçlar çıkartacağını gösterdi. 

Fenerbahçe’de en dikkat çekici adam olarak Dia’yı gösterebiliriz. Maçta her iki kanatta oynadı ve atakları yönlendirdi. Özellikle 3. Golde 2 kişiye karşı verdiği mücadele ve topu söküp alışı, götürüp pası verişi muhteşemdi. Fenerbahçe, Stoch ve Dia’yı bu şekilde dönüşümlü olarak kullanmayı başarabilirse rakip takımlarının başını döndürür. Tabi yabancı sınırı ya Andre Santos’u ya da Alex’i etkileyecektir. Ancak Fenerbahçe mutlak surette Stoch-Emre-M.Topuz-Dia’lı orta saha kurgusunu oturtmalıdır. Alex mi kenarda oturur Andre Santos mu bilmem ama Bu orta saha oyunu ileriye çok iyi taşır ve takım halinde oynayabilir.

Aykut Kocaman’ın bugüne kadar takıma etkisi konusunda büyük hataları oldu. Ancak hatalarından hep bir sonraki hafta dönmesini bildi. Fenerbahçe çok iyi değil ve daha tam olarak koordineli değil ancak bu olmayacağını göstermez. Zor haftalar devam ediyor ancak 10. Haftadan sonra bir çıkış süreci yaşanacağı ortada. Zamana ihtiyacı olduğunu bu maçta gösterdi Aykut Kocaman.

Abdullah Aksoğan

27 Eylül 2010

Uçan Panda Diyor ki … STSL 6. Hafta Kasımpaşa – Fenerbahçe


 
Fenerbahçe için zor bir maç olacağı kesin. 2 Haftadır yaşanan puan kayıplarından sonra, bir türlü ritim yakalayamayan Kasımpaşa ile çok ciddi bir sınava çıkacak Aykut Kocaman’ın öğrencileri.

Fenerbahçe’nin bu maçtaki en büyük rakibi Yılmaz Vural ve Dönüşümün verdiği koordinasyonsuzluk olacak. Aykut Kocaman’ın kişisel seçimlerinin değil takımın defansif ve ofansif uyumunun önemli olduğu bir maç olacaktır. 

Ligin son sırasına demir atan Kasımpaşa’nın ve teknik direktör Yılmaz Vural’ın prestij maçı olacağı gerçeğini de göz önüne alırsak Fenerbahçe için çok zor bir maç olacağını düşünüyoruz ancak son haftalarda yaşanan puan kayıpları Fenerbahçe’yi daha avantajlı duruma getiriyor. 

Fenerbahçe orta sahasının, Emre’nin yokluğunda zor durumlara düşeceği kesin. Alex’in de son dönemlerde psikolojik olarak bir düşüş içinde olması, takım olarak mücadele için önemli bir sınav olacaktır.

Futbolun ön plana çıktığı bir maç izlemek dileğiyle …

Değişim

  3785
Büyük kulüplerin vazgeçilmezleridir değerleri. O değerlerdir kulüpleri büyük yapan ve aynı zamanda o değerlerdir kulüplerin ayak bağı olan. Fenerbahçe’de bu değerler çeşit çeşit karşınıza çıkabiliyor. Bu yüzden bu değerlerin birbiriyle çarpışması da, birlik olması da kulüp geleceğinde büyük rol oynuyor.

Son dönemlerdeki Aziz Yıldırım ve Ali Şen kavgası, ortada bir birleşmenin olamayacağını gösterdi. Suçlu kimdir tartışmalarına girmeyeceğim, bu tartışmalarda Fenerbahçe Spor Kulübünün yeri neresidir? Asıl tartışılması gereken konu budur.

Aziz Yıldırım 2006 yılı mayıs ayında Denizli’de kaçan şampiyonluğun ardından görevi bırakma gerekçesi olarak Aziz Yıldırım ismi üzerinden Fenerbahçe Spor Kulübünün yıpratılması olarak gösterdi. O dönem içinde kulübün hemen hemen tüm değerlerinin Aziz Yıldırım’a destek vermesi bazı kişileri rahatsız etmiş olacak ki kulübün 100. Yılı öncesi herhangi bir sorun yaşanmadı. Ancak görülüyor ki Aziz Yıldırım ismi Fenerbahçe Spor Kulübüne zarar vermeye devam ediyor.

Fenerbahçe öyle zor bir dönemden geçiyor ki, son haftada kaybedilen şampiyonluk sayısının ikiyi bulması ve futbol takımının kabuk değiştirmesinden doğan sancıların artması camia’yı huzursuz ediyor. Bu durumda dikkatlerin futbol takımına verilmesinin gerektiği ve değişen futbol düzenine ayak uydurabilmek adına destek verilmesi gerektiği şu ortamda Fenerbahçe Spor Kulübü bu şahısların kavgalarıyla daha çok geriliyor ve kendi kişisel hazlarının acısını Fenerbahçe Spor Kulübü çekiyor.

Fenerbahçe Spor Kulübü, bir tek Futbol şubesine gerekli evrimini yaşatamamıştır ve tüm çabasını bu şubeye yönlendirmesi gerekmektedir.  Ancak görülüyor ki Kişisel kavgalar yüzünden bu olmayacaktır. Aziz Yıldırım’ın bu noktada artık görevi genç ve dinamik bir isme devretmesi gerekmektedir. Fenerbahçe camiası da taraftarıyla ve kongre üyeleriyle diğer amatör branşlardaki kurulu düzeni devam ettirebilecek, futbol şubesine gerekli evrimini tamamlatabilecek bir lider seçmelidir. Bunun dışında eskiye yapılan her dönüş Fenerbahçe’de ki karmaşa ortamını iyice ateşleyecektir. Fenerbahçe yeni değerlerini bulmalıdır ve yüceltmelidir. 

Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimi, olağanüstü kongre için en doğru zamanı belirleyerek, değişim için ön ayak olmalıdır. Aziz Yıldırım’ın yapacağı son büyük yatırım bu olacaktır.

Abdullah Aksoğan

18 Eylül 2010

2010-2011 SPOR TOTO SÜPER LİGİ BAŞLADI




2010 – 2011 Spor Toto Süper ligi başladı. İlk haftalarda dört büyükler sıkıntılı bir şekilde lige başlarken Trabzonspor oyun kabiliyeti Beşiktaş ve Bursaspor transferleri Fenerbahçe ve Galatasaray ise oyuncu sıkıntıları ile dikkat çekti. Diğer bir dikkat çeken nokta ise Galatasaray başkanı Adnan Polat’ın ligin Fenerbahçe ve Galatasaray arasında geçeceğini vurgulaması oldu. Son yıllarda Anadolu takımlarındaki yükselişin mimarı olan Bursaspor’un 2009-2010 yılını şampiyon olarak tamamlaması gerçeğini, dört büyükleri ne kadar zorladığını gösterirken Adnan Polat’ın diğer kulüpleri hiçe sayan açıklaması hiçte etik değil. Belki Anadolu takımları bütçeleri gereği daha uzun yıllar yukarıları zorlayarak iniş çıkışlar sağlayacak ama en azından artık 5 büyüklerin olduğu ligimize iki takımı favori yapmak ligdeki diğer takımları hor görmektir.
Büyük takımların bütçelerinin yarısı bile kasalarında olmayan birçok Anadolu takımlarımız artık kendi ligimizin büyüklerini zorlayan etaplara başlamış durumdalar. Avrupa başarısını son yıllardaki oyunu ile ülke içinde bitiren Galatasaray ve Fenerbahçe’nin tahtını zorlayan Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor bu yıl yeniden canlanan Sivasspor ligimizin iddialı ve Avrupa kupalarını zorlayan yeni kulüplerimiz arasında sayabiliriz.
Anadolu kulüpleri’nin Ekonomik sıkıntılarına rağmen canla başla oynamaları ve büyük kulüplerin oyun stillerini zorlamaları Anadolu kulüplerindeki bir çok yerli antrenöründe başarısı olduğu gerçeğini görmek gerek. Bütün kulüplerin deneyimli yabancı teknik direktörlerine rağmen başarı elde eden yerli teknik direktörlerimizde gelecek için olumlu sinyaller vermekte.

Önümüzdeki yıllar büyük kulüplerin artık lig sıralamasındaki yerleri de değişeceğe benziyor.Oyun kalitesini yükselten Anadolu kulüpleri karşısında puan kaybeden büyük takımlar, Anadolu takımları karşısında artık fikstür sıralamasında 4.5. hatta daha aşağılarda sıralamaya girmeye ve ligi buralarda bitirmeye başladılar.
Son yıllardaki yabancı transferi ile gündemde kalmaya çalışan üç büyüklerin önemli maddi kayıpları ile şampiyonluk kayıpları beraberinde Avrupa da düşen yükseliş trendleri ülke futbol seyir zevkini de diplere çekti.Anadolu kulüpleri daha ekonomik oyuncuları Afrika dan bularak kendi bünyelerinde oynatarak hem kendi başarılarını arttırıyor hem de daha sonra büyük takımlara aldıkları fiyatın üzerinde satarak gelir elde etmekteler.Anadolu takımlarından aldıkları oyuncuları kendi bünyesinde tam verimle oynatamayan büyük kulüpler de oyun kalitesi ise maalsef düşmekte.

Tüm bunlarla farklı bir seyir izleyen ligimiz bu yıl birbirini zorlayan rakiplerle üst sıralarda dövüşen alt sırlarda ise düşmemek için birbiri ile yarışan ve aralarında fazla puan farkı olmayan üç takımın zorunlu düşüşüne sahne olacak.Avrupa da havlu atan Fenerbahçe Galatasaray ve Trabzonspor dan sadece Trabzonspor ligde performans olarak atak durumda.Bursa spor’un Avrupa tecrübesizliği ile Avrupadaki macerasında yukarıları fazla zorlayamayacağı gözleniyor.Beşiktaş’ın ayak tecrübesi yüksek ve öne basan oyun anlayışı Kayserispor, Karabükspor ,büyükşehir belediyesi ve Konya bu yıl yukarıları ve üç büyükleri zorlayacak kapasitelerde takımlar olarak göze çarpıyor. Üç büyüklerin hatalı transferleri,teknik adam arayışları ile düşük performans grafikleri ligde ilk üçü artık Anadolu takımları ile paylaşmaya hazır olmalarını zorunlu kılıyor.ligde şampiyonluğu yaşayan 5 takımımız var. Bunların altı ya da yedi olması bu yıl olmasa da bundan sonraki yıllarda zirveyi zorlayacak.Üç büyüklerin toparlanması geciktikce Avrupa’ya yeni takımları gönderebileceğiz ama Avrupa başarımız ve karnemizde istikrarsız gidiş geliş yapan takımlardan dolayı epey düşecek.Lige hava katan yeni takımlar karşısında üç büyüklerin eski havalarını yakalamaları gerekmekte,böylece seyir zevki yüksek ve zirve mücadelesi daha yüksek olan bir lige kavuşacağız.Ama Anadolu takımlarının ivme kazanmasını göz ardı etmemek gerek.

Taylan Türkmen
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...