30 Mart 2011

Önemli Galibiyet – Türkiye: 2 Avusturya: 0



Türkiye-Avusturya maçından kareler

Almanya’nın grup birinciliği konusunda kararlı durmasından sonra grup ikinciliği için çok önemli bir maça çıktı Türkiye. Bu maçı mutlaka alması gerekiyordu ve bana göre bu maçta göstereceği duruş da grubun kaderini belirleyecek önemli etkenlerden birisiydi. Türkiye, bir kadro ve oyun sistemi istikrarına kavuşursa amaca daha uygun hareket etmiş olacak. Rakibi Belçika bu doğrultuda ilerliyorken değişken bir yapı ile Belçika’ya rakip olmak çok zor olacaktır.

Dün akşam orta sahası güçlü ve akıllı oyunculardan kurulu bir milli takım izledik. Aslında yaratıcı hiçbir hamle yapamayan Avusturya karşısında pozisyon bulamamamız sıkıntı varmış gibi görünmesine yol açmasına rağmen bu oyuncularda ısrar edilmesi ilerisi için umut verici. Selçuk İnan, Nuri Şahin, Hamit Altıntop, Mehmet Ekici ve güçlü bir Arda’nın uyumu ileride ve geride takımı daha çok ateşleyecektir. Orta sahanın güçlü olması demek, takımın daha dik bir duruşa sahip olması demektir. Nuri Şahin, Dortmund’da ki performansını sergileyemiyor gibi görünse de bu oyuncuların mutlaka bir uyum evresini aşması şart. Bu oyuncular o uyum dönemini aşabilirlerse kendilerini daha iyi gösterebilirler. Mehmet Ekici çok iyi oynadı. Avusturya oyunu iyi yönlendiremedi belki ama çok iyi baskı yaptı ve bu baskı karşısında topu soğukkanlı biçimde saklamasını ve oyuna olumlu sokmasını bildi. İlerisi adına çok umut verici bir futbol oynadı Mehmet Ekici. Keza Mehmet Topuz ve Mehmet Topal da oyuna girdiği zamanlarda olumlu işler yaptı. Arda Turan’ın milli takım performansı parmak ısırtmaya devam ediyor. Sakatlıktan çıkması ve hala performansına tam olarak ulaşamamasına rağmen olumlu işler yaptı. Çok top ezdi ancak güçlendiği zaman bu sorun da aşılacaktır. Milli Takım için değişmez olduğunu gösterdi. Selçuk İnan oyunu harika yönlendirdi. Nuri Şahin ile uyumu yakalayabilirse çok iyi ikili olabilirler.

Burak fazla etkili olamadı maç içinde, yeteneklerini kapsamayan bir görevi uygulamaya çalıştı. Oyun sistemi açısından başarısız idi ancak mücadelesiyle en azından ayakta kalmasını bildi ve oyunu bırakmadı.  Yerine giren Semih girer girmez oyuna etki etti. Burak’a nazaran Avusturya defansını daha çok zorlayacak özelliklere sahip olduğundan kısa zamanda başarılı işler yaptı. 

Avusturya çok tehlikeli hücumlar yapmadı. Devamlı Türkiye’nin açıklarını kolladılar ve defansın gereksiz bir hatasıyla penaltı kazandılar. Volkan bu penaltıyı çıkararak olası bir stresi önledi. Defans konusunda yorum yapmak yanlış olur ancak çok çalışılması gerektiği ortada. Belçika bu şekilde oynamayacaktır. Çok akıllı ve çok hızlı oyuncuları var. Defansın orta saha ile uyumu sağlanmak zorunda yoksa kolay goller yememiz çok zor olmayacaktır.

Hiddink’in elinde çok iyi bir gurbetçi jenerasyonu var. Bunu mutlaka değerlendirmesi gerekiyor. Gurbetçilerin etkin olmadığı bölgelerde, Türk oyuncular var. Bu iki grubun birbirini tamamlaması çok güzel bir fırsat. Bu fırsat mutlaka değerlendirilmeli.

Abdullah Aksoğan

19 Mart 2011

God of The Arena – Galatasaray: 1 Fenerbahçe: 2



Fenerbahçe şampiyonluğu tüm benliğiyle istiyor. Deplasman maçlarında öyle geri dönüşler yaşıyor ki ne olursa olsun ben o hedefe ulaşacağım mesajını veriyor. Dün sahada çok kötü ama galibiyet için istekli bir rakip ve ateşli bir atmosfer olmasına rağmen reaksiyon göstermesini bildi.

İki takım da pas hatalarıyla oyuna başladı ve Andre Santos’un bireysel hatasıyla Galatasaray golü buldu. Galatasaray, Fenerbahçe’yi durduramadı, Fenerbahçe atmosferi sindiremediğinden ve Niang’ın ileride çok çok etkisiz kalmasından dolayı bir türlü etkili olamadı. Bireysel hatalarla gelen pozisyonlar kimseyi aldatmasın. İki takım da son derece kötü bir ilk yarı çıkardı. Galatasaray mücadele etti ancak pas yapamadılar. Fenerbahçe de ise ayakta kalan Özer oldu. Takımı ileri taşıma konusunda ekstra bir çaba gösterdi.

İkinci yarı başladığında takım pas yapmaya başladı ve atmosfere biraz daha ısındı. Aykut Kocaman çok doğru hamleler yaptı bu yarıda. Selçuk çıkınca Niang’ı sola çekip Semih’i forvete koydu ve topu biraz daha ileride tutmayı başardı. Galatasaray’ı sindirmeye başladığı sırada gol gelince Stoch hamlesini yaptı ancak en önemli hamlesi Stoch oyuna girdikten sonra Stoch’u ısrarla kullanmak yerine diğer kanadı da kullanması oldu. Zaten gol de bu şekilde geldi. Stoch’a o kadar çok yüklendiler ki sol kanatta, zaman zaman 2 kişinin tuttuğu oldu. Stoch’u iki kişiyle tutmak demek bazı yerlerde açıklar çıkması demekti ve Fenerbahçe bu boş alanları değerlendirme yolunu seçerek harika bir gol attı. 

Fenerbahçe dün kazanmayı hak etti. Galatasaraylı oyuncular fizik olarak yetersizdi. Ölümüne koşmuş olabilirler ancak top kontrol edememeleri ve ikili mücadelelerin çoğunda gerekli hamleleri yapamamaları bunu gösteriyordu. Topa sahip olmuş olabilirler ancak topu kontrol edemediler. Fenerbahçe topu çok iyi yönlendirdi özellikle ikinci yarı galibiyeti bu akıllı ve kontrollü futboluyla hak etti.



Alex De Souza dün akşam bir sporcunun nasıl zeki, nasıl çevik ve nasıl ahlaklı olabileceğini gösterdi. Attırdığı gol, attığı gol, maç sonu açıklamalarıyla Alex De Souza artık futbol üstü bir konuma geçti. Kazım’ın yaptığı hareket ile ilgili sorulan soruya “O Kazım, Bense Alex’im” demesi, Hagi ile ilgili övgü dolu sözlerle konuşması ve futbol stilinde ondan da aldıklarının olmasını kabullenmesi gerçekten güzeldi. Alex bu ülkeye gelmiş en iyi yabancıdır. Oyun stiliyle, efendiliğiyle, zekâsıyla yaşayan bir efsanedir.


Türk Telekom Arena çok güzel bir stat olmuş ancak içindeki zihniyet pek değişmemiş. Atılan rakı şişeleri bunu gösteriyor. Bu şişeler mutlaka ve mutlaka birilerinin desteğiyle oralara gelmiş. Bunca aramaya rağmen o şişelerin oraya girmesinin başka açıklaması yok. Organize işler bitmediği müddetçe dünyanın en iyi stadyumuna sahip olun ama nafile! Galatasaray yönetimi veya camia içinden bir grup bu adamlara destek veriyor. Fenerbahçe yönetiminin olay çıkartan taraftarını tespit etmekteki hassasiyetini bakalım Galatasaray gösterebilecek mi?  

Abdullah Aksoğan

17 Mart 2011

Bir Garip Derbi




Eskiden o kadar heyecanlı derbiler oynanırdı ki yazı yazarken bile beyin fırtınası yapılırdı. Herkesin artıları, eksileri yazılır, maçlar kafalarda yüzlerce defa oynanırdı. Kadıköy’de oynanan sezonun ilk maçından önce Rijkaard’ı konuşmaktan, yerine gelen Hagi’yi tartışmaktan asıl zevk aldığımız futbola yoğunlaşmamız zor oldu ki zaten sahada da futbol dışında bir şey izledik. İşin daha da kötü tarafı maçtan sonra Aykut Kocaman’ın konuşulup maçın neden kazanılamadığı yönünde yapılan tüm analizler eksik kaldı.

Sezonun ilk maçından bu yana Fenerbahçe futbol olarak daha çok ilerledi, Galatasaray ise aksine daha beter dibe vurdu. TT Arena’da psikolojik etkenlerin yine önde olduğu bir maç olacak. Sahada futbol adına çok fazla şeyler bulamayabiliriz. Galatasaray, fiziksel olarak Fenerbahçe’nin çok gerisinde ve ilk maçta olduğu gibi aşırı sertlikle Fenerbahçe’yi durdurmaya çalışacaktır. Burada futbol adına umudumuz Aykut Kocaman olacaktır. Galatasaray’ın üstüne ilk maçta olduğu gibi körü körüne giderse, ilk maça benzer bir maç yaşanacağı ortada. 

Fenerbahçe mutlaka ve mutlaka gücünü kontrol etmeli ve Galatasaray’ı takım olarak üstüne çekmeyi sağlamalıdır. Galatasaray, sezonunu son maçına çıkıyor ve taraftarlarına bu sezonluk ilk ve son hediyelerini vermek isteyeceklerdir. Fenerbahçe’nin mutlaka ilk maçı çok iyi analiz etmesi gerek. Çünkü Galatasaraylı futbolcular, teknik ve taktik yetersizliklerini ilk maçta yaptıkları gibi aşırı sertlikle çözmek isteyeceklerdir ve Fenerbahçeli futbolcuların sinir yapısını bozmak isteyecektir.  Fenerbahçe Galatasaray’ın en büyük silahı olacak olan psikolojik baskıyı mutlaka ve mutlaka kontrol etmeli. Kendi gücünü de dengeleyebilirse, Galatasaray’ın en büyük silahını etkisiz hale getirdiği gibi karşı silah olarak da kullanabilir.

Hagi, elindeki kadroya hükmedemiyor. Elindeki kadronun psikolojisini de çok iyi yönetemiyor. Bu konuda Hagi’ye destek de verilmiyor. Yarın sahada sert ancak kırılgan bir Galatasaray olacak. Maçta kendilerine güven üst düzeyde olacak ancak ilk kötü durumda dağılacaklardır. Bu yüzden Fenerbahçe’nin Galatasaray’ın dağılmasını sağlaması ve bu durumu değerlendirmesi gerekiyor. Fenerbahçe’de şu oyuncu etkili olur diyemiyorum çünkü ortada bir takım oyunu var. Yarın da o takım oyununu gerçekleştireceklerdir. Herkes psikolojisini kontrol edebilirse zaten bu maçın en büyük Favorisi Fenerbahçe olur. Ancak Galatasaray adına bazı futbolcular maçın üstüne çıkabilir. Hem Galatasaray için hem de kendisi için oynayacak futbolcular maçın gidişatını değiştirebilir. Kazım, Baros gibi oyuncular ekstra oynayacaktır. Bu ekstra oyun takımın üstüne çıkıp kopukluklar yaratırsa bu dezavantaja da dönüşebilir. Galatasaray açısından pamuk ipliğine bağlı bir maç olacak.
 
Abdullah Aksoğan

14 Mart 2011

Doğru Hamleler – Fenerbahçe: 2 Konyaspor: 0




Fenerbahçe için çok kolay bir maç olmayabilirdi Konya maçı ancak Konyaspor’un cesur futbolu ve Fenerbahçe’de sakatların ve cezalıların yerine giren oyuncuların gösterdiği yüksek performans maçı kolaya çevirdi. Tıkanan maçı Aykut Kocaman doğru hamleleriyle rahatlatmasını bildi. Aykut Kocaman takıma alışıyor, lige alışıyor. Takımını ve rakiplerini tanıdıkça daha olumlu hamleler yapıyor ve maçı çevirmesini ve rahatlatmasını çok iyi başarıyor.

Aykut Kocaman’ın en büyük başarısı istikrarı yakaladığı kadronun forumunu yüksek tutmanın dışında yedeklerin de formunun yükselmesidir. Caner, Bekir, Stoch, Semih, Baroni, Özer gibi oyuncular az zaman almaların rağmen, oynadıkları zaman çok etkili oldular. Caner’in eksikleri var ve bunu hala kapatamamış olabilir ancak takımı için dün akşam en iyisini ortaya koydu. Keza Baroni de öyle. Kondisyonları çok iyi ve eskisi gibi pozisyonlarını kaybetmiyorlar. Bu önemli bir olgu. 

Bu maça özel fazla taktiksel övgüye girmek de istemiyorum çünkü Konyaspor çok yanlış oynadı ve Fenerbahçe’nin işini kolaylaştırdı. Fenerbahçe de çok erken koparabileceği bir maçı son vuruşlarında ki isabetsizlik yüzünden biraz geciktirdi. Ancak genel olarak konuşmak gerekirse takım iyiye gidiyor ve 9 maçlık bir periyotta Antalya maçını saymazsak oynadığı tüm takımlara sahada üstünlük kurarak ilerledi. Önümüzdeki maçlarda puan kayıpları olabilir bu çok doğaldır ancak bu takım doğru yola girdiğini gösterdi.

Önümüzdeki hafta Galatasaray deplasmanına gidilecek. Oynadığı bu 9 maçtan çok daha farklı bir maça çıkacak Fenerbahçe. Psikolojik detayların sonucu belirleyebileceği bir maç olacak. Fenerbahçe için önemli bir sınav olacaktır.

Abdullah Aksoğan

9 Mart 2011

Bu Lig Boşuna Oynanıyor

 

Trabzonspor’un başkanı çıkıp Türkiye’nin dörtte üçünün Trabzonspor’un şampiyonluğunu istediğini söylüyor ve buna itiraz eden bir tane kulüp çıkmıyor. Ülkenin spor bakanı, Trabzonspor’un eskiden başkanlığını yapmış kişi çıkıp bu saçmalıkla ilgili sorumluluk alıp sosyal bir mesaj veremiyor. Kendisini büyük gören kulüpler bu açıklamalara ve oyunlara açıkça destek veriyor. Gençlerbirliğinden üç futbolcu çıkıp Trabzonspor’un şampiyonluğunu için oynadık diyebiliyor ki bu futbolcular iki hafta sonra Trabzonspor ile maça çıkacaklar.

Madem tüm Türkiye haklı veya haksız Trabzonspor’un şampiyonluğunu istiyor, bırakalım maç yapmayı ve kupayı Trabzonspor’a verelim. Madem vatandaş sahada oynanan oyunlardan çok, o seneki ruh hallerini yansıtan takımların şampiyon olmasını istiyor, bırakalım maç yapmayı ve kupayı verelim o takıma.

Önceden yapılan konuşmaları buraya koyarak, yapılan açıklamaların tutarsızlığını ispat etmeye gerek yok. Herkes saha içinde kazanmaya çalışırken kamuoyu baskısı ve şampiyonluk veya ulaşılmak istenen hedefe varmanın verdiği baskı yüzünden bu tarz açıklamalar yapar. Sorun bu açıklamalar değil!

Şu an Trabzonspor’un şampiyonluğu için hatır şikesi yapabilecek oyuncular mevcut Türkiye’de!

Bu duruma tepkisini koyan Fenerbahçe dışında bir tane takım veya birey yok!

Bu tarz şampiyonluklar ile Türk futbolu bir adım ileriye gitmez. Teknik eksiklikleri bir kenara koyarsak mücadele etmeden kazanılan şampiyonluklar ile Avrupa’da köy takımlarına elenmekten hiçbir zaman kurtulamayız. 

Abdullah Aksoğan

8 Mart 2011

Uygun Adım – Gençlerbirliği: 2 Fenerbahçe: 4



Fenerbahçe yoluna tüm hızıyla devam ediyor. Dün akşam kolay kazanabileceği maçı zora çevirse de maçı kazanmasını bildi. Özellikle maçın ikinci yarısında oluşan ağır hava şartlarına rağmen gücünü ortaya koymasını bildi. Maçın ikinci yarısında belirgin biçimde fizik gücü farkı ortaya çıktı iki takım arasında. 

Fenerbahçe diğer maçlarda olduğu gibi oyunu ileride kabul ederek başladı ve maçın başlarında kurduğu baskı golleri de beraberinde getirdi. Aykut Kocaman, rakibi yanıltmak adına kanat oyuncularının yerleriyle sık sık oynadı. Özer ve Dia devamlı kanat değiştirdiler ve bunun yanında Mehmet Topuz ve Emre de orta sahada belirli yerlerde durmayınca Gençlerbirliği baskıyı kaldıramadı ve golleri yedi. Bu zaman diliminde Fenerbahçe’de beklerin dahi yer değiştirdiği pozisyonlar oldu. Ancak iki gol bulduktan sonra bu sistemi kullanmak çok iyi olmadı. Golleri bulduktan sonra oyunu kontrol altına alıp Gençlerbirliğini sindirme yolunu seçebilseydi Fenerbahçe, maçı çok daha rahat götürebilirdi. 

Gençlerbirliği, yediği gollere tepki vermeye başladığında Fenerbahçeli çoğu oyuncu pozisyon kaybetti. Özer bile defansta çok kritik 2 hamlede bulundu ki zaten maçta en çok koşan adamlardan birisiydi. Gençlerbirliği bu durumu çok iyi değerlendirdi ve maçı çevirmesini bildi. Fenerbahçe’nin oluşacak ağır saha şartlarında tekrar bir geri dönüş yapabileceği tam bir soru işaretiydi ancak maçın ikinci yarısında Gençlerbirliği takımına tekrar bir hamle yapabildi. Aykut Kocaman ilk yarıda yapmadığı hamleleri bu sefer yaptı ve çok doğru değişiklikler ile skoru tutmasını bildi. Fenerbahçe kondisyon sorununa çok net bir çözüm bulmuş. Oyuncular bu sahada bile 90 dakika mücadele ettiler.

Maç içinde kötü oynayan bir oyuncu yoktu. Her oyuncu görevini yaptı. Taktiksel anlamda 20-30 dakika kötü bir süreç geçirdi Fenerbahçe. Aykut Kocaman’ın rakibi şaşırtmak adına maç içinde oyuncuların yerleriyle anlık oynamaları doğru hamleydi. Ancak golleri bulduktan sonra rakibi sindirmek adına rijit bir görüntü sergilemek yerine oyuncuların pozisyonunu kaybettirmesi ise bence yanlışıydı. Genel olarak mücadeleyi 90 dakikaya yayması ise genel doğrusuydu. Bu doğru Fenerbahçe’yi şampiyonluğa götüren temel etkenlerden birisi olacaktır zaten.

Aykut Kocaman’ın tartışılması gereken bir diğer kritik kararı da Lugano ve Andre Santos’un bilerek sarı kart görmesiydi. Haftaya Gökhan Gönül sakatlığı dolayısıyla oynamayacak ve bu iki oyuncunun cezalı olmasıyla defans hattında çok önemli üç oyuncu haftaya olmayacak. Bu denli riske girmek doğru mudur? Bence tartışılır. Konya maçı çok kolay bir maç olarak düşünülmemeli. Bu oyuncuların olmaması orta sahada da bazı değişikliklere itecektir Aykut Kocaman’ı ve istikrar sağladığı kadroda ufak değişikliklere neden olacaktır. Konya maçı çantada keklik olmayacaktır. 

Fenerbahçe, Trabzonspor’un kazandığı hafta, çok zor bir deplasmandan üç puanla dönerek rakibine ciddi bir gözdağı verdi. Trabzonspor’u ciddi bir baskı altına aldı. 

Abdullah Aksoğan
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...