23 Haziran 2011

Tuncay Şanlı Geri Dönmeli Mi?

 
Tuncay Şanlı için gidecek dedikoduları çıkarken mutlaka gitmeli diyordum. Şu an da gelecek dedikoduları çıkıyor ve mutlaka gelmeli diyorum. 

Peki, neden o dönem gitsin dedim?

Çünkü Fenerbahçe o dönem Avrupa’da başarı arıyordu ve kalitesini mutlaka artırmak zorundaydı. Tuncay ruhuyla oynayan bir oyuncuydu ancak bu ruh meselesi sadece Türkiye’de söküyordu. Avrupa’da bu maalesef geçerli olmuyordu. Senden daha iyi topu durduran, daha iyi paslaşan, daha iyi şut atan, oyunu daha iyi okuyan rakipleri karşısında hep ezilmeye mahkûm kalıyorduk. Nitekim Tuncay gitti ve bir sonraki sene Şampiyonlar Liginde çeyrek final geldi. Bunun o sene için tesadüf olduğunu kimse söyleyemez çünkü o dönem oynayan oyuncular ile bir önceki sezon Avrupa’da oynayan oyunculara bakarsanız çok net bazı şeyleri görürsünüz. Beklerin, kanat oyuncularının değişmesi ile Fenerbahçe bir anda Avrupa’da iddialı bir konuma geldi.

Peki, neden şimdi gelsin diyorum?

Fenerbahçe, o Avrupa’da başarılı olduğu o sezon ve geçen sene Daum ile 3 kulvarda giderken şubat ayında kadro derinliği konusunda büyük sıkıntılar yaşadı. Her iki sezonda da sıfır kupa ile kapattık. Kupasızlık istikrarın önüne geçti ve yeniden yapılanma sürecine götürdü takımı ve istikrarı kaybettik. Aynı durumun başına gelmesini istemeyen Aykut Kocaman kadroyu derinleştirerek en azından geleceğini sağlamlaştırmak istiyor olabilir ve emin olun Aykut Kocaman kendi geleceğini değil Fenerbahçe’nin geleceğini düşündüğü için böyle yapıyor.
Tuncay gelirse direk ilk onbirde başlayamayacağı kesin. Ancak geçen sene Lille ile oynanan rövanş maçında 18 kişiyi oluşturamamamız ve ligde çok basit maçlarda çok önemli puanları sakatlıklar ve cezalar yüzünden kaybettiğimiz tespitini yapmazsak Tuncay transferinin neden yapıldığını da anlayamayız, son haftada şampiyonlukların neden kaybedildiğini de!

Fenerbahçe önümüzdeki dönem Şubat ayında çok yoğun bir maç temposuna girecek. Avrupa’da devam edilirse Avrupa, Türkiye Kupası, Lig, Afrika Kupası yüzünden Şubat ayında mevcut kadronun en zayıf olan oyuncuları ile maça çıkmak zorunda kalacak. Bunlara sakatlıklar, kart cezalıları ve formsuzluklar eklenecek. Yabancı sınırının etkisiyle o bölgeye yabancı oyuncu alınması çok mümkün görünmüyor ve Tuncay transferi bu açıdan çok önemli olacaktır Fenerbahçe için. Mevcut kaliteli Türk oyuncuları içinde Rotasyon oyuncusu olarak alınabilecek bir liste çıkartılsa Tuncay kesinlikle üst sıralarda olur. 

Geçen sene Aykut Kocaman Sportif Direktör olarak kulüpte bulunduğu için Fenerbahçe’nin son haftada kaybettiği şampiyonluğu iyi irdelediğini görüyoruz ve önlemlerini almaya başladığını gözlemliyoruz. Bu nedenle Tuncay Şanlı transferi Şubat ayını kurtarmak için yapılacak bir tansfer olacaktır.

18 Haziran 2011

Sezer Öztürk, Rotasyon’un Prensi



Fenerbahçe en sonunda Sezer Öztürk ile anlaştı. Aykut Kocaman önümüzdeki sene 3 kulvarda başarılı bir takım yaratabilmek adına hamlelerine devam ediyor ve yurtiçinden transfer hamlelerine devam ediyor. 
 
Aykut Kocaman, hızlı oyuncuları takıma alıyor. Sezer’in de en büyük özelliklerinden birisi hızlı ve teknik olması. Oynadığı mevkide rekabet edeceği çok iyi adamlar var ve Sezer’in normal şartlarda ilk onbirde yer bulması çok zor görünüyor, hele hele yabancı ön libero gelirse işi çok zor ancak bunu dert etmeyip Takımın ihtiyacını karşılayacak şekilde kendisini hazır tutarsa önemli bir transfer olduğunu söyleyebiliriz.

Karakterine gelirsek, bu sene çok acayip işler yaptı. Lugano ile olan kavgasına, Rakiplerinin sakatlık durumunda pozisyonları devam ettirip gol attırmasına diyecek çok laf var. İnşallah bunlardan bazı dersler almıştır ve bu kulüpte tekrarlamaz. Zira teknik bir oyuncu olmasından çok karakterli ve değerleri olan bir oyuncu olması her zaman ilk tercih edilen olmalıdır. Aykut Kocaman’ın bu seçimine güveniyoruz, inşallah o da hocasının yüzünü kara çıkartmaz.

Verilen para, gönderilen oyuncular hep yerinde. 

Şu an, Yerinde olmayan tek şey Resmi sitenin duyuru kısmı. İnşallah o da düzelirse taraftar olarak biraz daha rahatlayacağım!

Not: fotoğraf Milliyet'in internet sitesinden alınmıştır.

Fenerbahçe Ülker Şampiyon



Fenerbahçe Seriyi tamamladı ve Türkiye Cumhuriyeti spor tarihine eşi benzeri olmayan bir çıkarma yaptı. Bütün branşlarda şampiyon olarak tekrarlanması çok zor bir başarı elde etti. Türkiye Sporunun burada olmasında ki en önemli dinamik olduğunu artık tartışmanın bir mantığı yok. Fenerbahçe, Türk Sporunun son dönemlerde ayakta kalmasında en önemli role sahiptir.

Fenerbahçe Ülker çok zor ve heyecanlı bir seri sonucunda şampiyonluğunu ilan etti. Ancak Fenerbahçe Ülker’in Türkiye’nin en büyüğü olduğu gerçeğini bu seriden çok Efes Pilsen ile oynanan seri gösterdi. Bu seri tamamen sponsor firmaların istediği gibi şekillendi ve gösterime sunuldu. Hakemlerin performansı, oyuncuların performansı tamamen  bu şartlar altında gelişti. Herkes istediğini aldı bu seriden. Bu yüzden bu serinin asıl şampiyonun sponsor firmalar olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak Basketbol’un gerçek şampiyonu kim diye konuşmak istersek rahatlıkla Fenerbahçe Ülker’i konuşabiliriz. Fenerbahçe Ülker sakatlıklara ve eksik kadrosuna rağmen rakibini çok kötü oynadığı maçlarda bile yenerek ne kadar güçlü olduğunu gösterdi.

Önümüzdeki sene için yapılanma devam edecektir muhakkak ve bu sene Euroleague’de gösterilen başarının daha da ileriye taşınabilmesi için çaba harcanacaktır. Bu konuda teknik ekip ve yönetime taraftarın güveni sonsuzdur. Aydın Örs ve Neven Spahija ortaklığı bu sene için sınavı geçti ve önümüzdeki seneler için umut verdi.

Şampiyonlara ne kadar teşekkür etsek az. Bu sene bizi sevinçten sevince boğdular. Efsaneler arasına adlarını yazdırdılar. 

Bu başarının bir sürü mimarı var. Ancak asıl mimar Aziz Yıldırım ve arkadaşlarıdır. Türkiye’de spor anlayışını değiştirdiler. Bütün branşlarda başarılı olmak onların vizyonları doğrultusunda oldu.

7 Haziran 2011

2011-2012 İç Transfer Durumu #1




Fenerbahçe kadrosunu zenginleştirmek adına ülke içinde hamlelere başladı. Emenike, Orhan Şam ve Serdar Kesimal transferleri kadro derinliği açısından çok olumlu transferler. Ülke içinde belki bir veya iki transfer daha yapılarak yüksek ihtimalle yurt dışı transferlerine ağırlık verilecek.

Geçen sene şampiyon olan takımı korumak önemli tabii ki ancak Fenerbahçe bazı oyuncularıyla anlaşma yoluna giderken bazılarına da önümüzdeki sene için yapılan planlarda yerlerinin olmadığı söylenerek bonservisiyle veya bonservissiz yollar ayrıldı. 
 

Ayrılanlara bir göz atalım. Gökhan Ünal ve İlhan Eker bonservisleriyle, Okan Alkan kiralık olarak Kayseriyle anlaştı. İlhan Eker geçen sene pek bir varlık gösteremedi. Vasatı aşamadı ve forma şansı da bulamadı. Gidişinin takımı pek bir etkileyeceğini sanmıyorum. Gökhan Ünal, devre arasında İBB’ye gönderildiğine İBB forması altında çok iyi işler yaptı ve daha bitmediğini herkese gösterdi. Bunun sonucunda birçok Anadolu kulübü Gökhan’ın taliplisi oldu. Fenerbahçe’de çok yararlı olamadı ancak geçen sene uzun boylu forvet eksikliğinde kafa toplarıyla birkaç maçta etkili oldu ancak yine de yeterli şansı bulamadı. Fenerbahçe, Gökhan’ın yerine Emenike’yi alarak forvette daha güçlü ve hızlı olma yolunda hamle yaptı. Gökhan’a bu yüzden gerek kalmadı. Semih ile anlaşılamaması durumunda Gökhan’ın gidişi Şubat aylarında, Afrika Kupası zamanında sıkıntı yaratabilir. 

 

Okan’ın gitmesi bence çok güzel oldu. Orhan Şam hamlesi ile Gökhan Gönül’ün arkasında daha çok süre almış bir isim getirmek güzel oldu. Okan bu arada Kayseri’de forma şansı bulabilirse ve maç temposunu yakalayıp takım oyununa adapte olabilirse önümüzdeki yıllarda Sağ kanat sıkıntısı yaşatmaz. Bencil oynadığı, özel yaşantısına dikkat etmediği gibi herkesin verdiği tepkiler var. Bu gibi sorunları aşması lazım Okan’ın eğer iyi bir yere gelmek istiyorsa.


Uğur Boral uzun sakatlığından sonra geçen dönem idmanlara başladı ve az da olsa forma şansı buldu. Bu sene de Aykut Kocaman’ın raporu doğrultusunda 1 sene daha sözleşmesi uzatıldı. Sol kanatta onun tarzında oyuncular var ancak savunma yönü olan oyuncu sayısı çok az. Sol Bekte Andre Santos’un alternatifi bu hamle ile yine Caner Erkin olacak gibi görünüyor. Uğur Boral’ı bu sene Caner Erkin’in pozisyonunda görebiliriz. Uğur Boral’ın, Fenerbahçe’nin yüzüncü yılında sol bekte oynadığı maçlarda çok kötü performans gösterdiği gerçeği ortadayken sol beke alternatif olması bayağı riskli olacaktır. Caner Erkin de bu sene çok iyi performans gösteremedi Sol bekte ancak Uğur Boral’a göre mevcut takıma daha yakın ve adapte olması daha kolay.

Geçen sene kiralık oynayan Yobo’nun bonservisi daha alınmadı. Alınacak mı tam bir muamma şu an. Keza Semih öyle! Durumları kesinleşince ikinci bölümde bu hamlelerin de avantajlarını ve dezavantajlarını değerlendiririz.

Not: Fotoğraflar, www.radikal.com.tr, www.turkspor.net, www.wldcup.com adreslerinden alınmıştır.

4 Haziran 2011

Beraberlik İçin Çıkmışlar - Belçika:1 Türkiye:1

Belçika - Türkiye (A Grubu 6. maçı) / 7


Maçı kazanmak akıllarının ucundan bile geçmemiş. Ellerinden gelse 0-0’a razı olacaklardı maçtan önce. Bu şekilde devrim olmaz, bu şekilde yapılanma olmaz. Kazanman gereken maça bu şekilde çıkamazsın. Kadro yapısı hakkında hiçbir yorum yapmıyorum. Oyuncuların içinde Çağlar dışında hepsi kaliteliydi ve mevcut şartlar altında iyi bir kadro çıkardı Hiddink ancak beraberlik mantalitesi yanlıştı.

Takım çok kötü başladı ancak bunda Belçika’nın erken golü bulması ve çok iyi baskı yapması etkiliydi. Belçika müthiş bir tempo yaptı ancak Arda ve Emre bu duruma karşılık verdiler. Beraberlik golünü bulunca yüreklendiler. Oyunun kontrolünü ellerine aldılar ve Belçika’ya karşılık verdiler ancak anlamsız şekilde top çevirme işini, oyunu kontrol altına alma işini uzattılar. Atak yapmak istememeleri ve top çevirme istekleri Belçika’nın golünün habercisiydi ve penaltı hakkı kazandılar. Belçika o penaltıyı atsaydı ve maçı mağlup kapatsaydık işimiz çok zora girecekti. Allahtan gol olmadı ve şansımızı sürdürdük.

Hiddink’in böyle bir mantalite ile çıkma nedenini anlamakta zorluk çekiyorum. Maç eksiğimizle Belçika’nın 2 puan gerisindeyiz ve bu maçı almış olsaydık ikincilik garanti olacaktı ancak işi yine riske attık. Biz riske gireceksek ve işimizi şansa bırakacaksak neden Hiddink’e bu kadar para veriyoruz?

Bugün kadro bana göre iyiydi ancak berberliğe bu denli yatmak hiç iyi değildi! Sakatların çok, konsantrasyonun az olduğu şu ortamda berabere kalıp avantajı korumak istemek çok doğal ancak Belçika oyundan düştüğü anlarda fırsatlardan yararlanıp gol bulamamak bence büyük bir Taktik hatadır.

Almanya ve Avusturya maçları büyük önem kazandı. Elimizdeki küçük avantajı kaybedersek yazık olur.

2 Haziran 2011

Yanlış Yer ve Yanlış Zaman

Belçika-Türkiye maçı NTV ve HD-en'de

Milli Takımın önünde çok önemli bir Belçika maçı var ve hazırlık devam ediyor. Hazırlıklar tam olarak devam edebiliyor mu tartışılır. Emre ve Hiddink haberleri ortalığı allak bullak etti.

Kısaca Emre konusuna değinmek istiyorum. Herkes içindeki öfkeyi kusmak suretiyle büyük bir kargaşa yarattı.  Trabzonsporlu milletvekillerinin, spor bakanının ve Başbakanın açıklamalarından sonra toplum vicdanının rahat olmadığını söyleyebiliriz. Eğer ortada Emre’nin direk olarak yaptırdığı bir şike var ise cezasını her türlü çeksin. Bunda hem fikiriz! Ancak bu kadar iddiadan sonra Cale’nin aynı maçta Gabric için maçın kahramanı olursa Trabzon’a dönüşü hakkında güzel şeyler söylemesi konuşulmuyorsa o kamu vicdanını fazla dikkate almam. Ülke’nin Spor Bakanı, Başbakanı, Muhalefet Partileri ve Trabzon’a ne verdiği tartışılır milletvekili oy için böyle basit olaylara girebiliyorsa zaten Emre’ye neden kızıyoruz ki? 

Gelelim Hiddink’e!

Milli Takım’a bütün bilgi ve birikimlerini vermesi gerekirken kendinden tecrübesiz adamların yardımcılığını yapması ve aklının devamlı başka yerlerde olması büyük bir sıkıntı olmaya başladı. Chelsea haberleri artık netlik kazanmaya başladı ve bu herkesi rahatsız ediyor. Federasyon bu konuda pasif kalıyor ve takım kaderine bırakılacakmış gibi bir hava oluştu.

Böyle büyük hatta skandal iki olay yüzünden çok önemli Belçika maçına sıfır konsantrasyonla çıkacağız. Sakatlık belasını hiç söylemiyorum bile. Yarattığı yeni jenerasyon ile şu an çok tehlikeli bir rakip olan Belçika karşısına bunca sakatlık ve dedikodu destekli, sıfır konsantrasyonlu çalışma ile çıkmak büyük tehlike. Bu kadar emeğe yazık oluyor. Yapılan yanlışlardan hala dönülmüyor. Elimizdeki jenerasyonu bir türlü değerlendiremiyoruz ve mevcut gücümüzü de kendi kendimize bitiriyoruz.

Neyi ne zaman yapacağımızı hiçbir zaman öğrenemedik. Yer ve zaman sorunumuz ülke olarak had safhada!

Not: Fotoğraf NTVSpor.net sitesinden alınmıştır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...