Yine büyük umutlarla başlanılan ve yine sonu hüsranla biten bir
sezonu daha geride bıraktık. Fenerbahçe Ülker'de son 2 sezonda yaşananlar
gerçekten anlatılacak türde olaylar değil. Son beş senede 4 kez şampiyon olmuş
bir takım gitti, yerine bambaşka bir takım geldi. Hatalardan dersler alınmadan,
sezon başı hepimizi heyecana sokan transferler yapılmasına rağmen, arka planda
çok farklı işlerin döndüğü bir organizasyona dönüştü Fenerbahçe Ülker.
Final-Four hedefiyle başlanan sezonda, Top 16'yı zor gören ve tarihinde ilk kez
Euroleague'e katılan Beşiktaş'ın ardından grubu sonuncu olarak tamamladık.
Üstüne geçtiğimiz yıl olduğu gibi play-off'lara da çeyrek finalde veda ettik.
Sadece Türkiye Kupası şampiyonluğu ile yetindik. Hiç yoktan iyidir mi desek
yoksa göz boyamayalım mı desek bilemedim.
Ancak yine de ben takıma ve idari kadroya tek tek teşekkür
etmek istiyorum. Belki utanır da ders alırlar...
Teşekkürler Kemal Dinçer! Sezon başı geldiğinde
ortaya koyduğun hedeflere ve söylediğin sözlerle çelişen bir yönetim
gösterdiğin, takım içerisinde gerilen ortamı çözecek hamleyi yapmadığın, sezon
boyunca şubeye liderlik yapamadığın, Pianigiani gelmeden önce Obradovic'in
geleceğini tahmin edip Mmike ve Sato transferlerini Simone'den habersiz yapıp,
sonrada işte bunlar yeni transferlerimiz deyip bombayı Simone'nin kucağına
koyduğun için...
Teşekkürler Simone Pianigiani! İlk kez ayrıldığın ülkenden
buraya, başarılar kazanmak, "saygı duyulacak bir takım yaratmak" için
gelmene rağmen tüm ipleri eline almadığın, masaya yumruğunu vurmayıp,
"buranın patronu benim", "isteğim oyuncuları ben alırım"
demediğin, sen gelmeden önce yapılmış transferlere ses çıkartmadığın ve bu sonu
kendin hazırladığın için...
Teşekkürler Ömer Onan! Takımın kaptanı olarak,
oyunculara liderlik edeceğine, geleneği sürdürüp belli oyunculara uyarak bir
antrenörün daha ipini çektiğin, ona destek olmak yerine sırtını döndüğün
için...
Teşekkürler Emir Preldzic! Geldiğinden beri yeni
Bodiroga ha oldu ha olacak denmesine rağmen, Tanrının sana bahşettiği basketbol
yeteneklerine bir sezon daha ihanet ettiğin, elit oyuncu olma fırsatlarını
elinin tersiyle itmeye devam edip, sıradanlaşmaya başladığın ve takım
içerisinde liderlik kavgasına girip huzuru kaçırdığın için...
Teşekkürler Bo McCalebb! Avrupa'nın en önemli oyun
kurucularından biri olma unvanıyla geldiğin takımda, liderlik kavgasına girip,
takım arkadaşlarına küserek aldığın ücrete ve giydiğin formaya ihanet ettiğin
için...
Teşekkürler Mike Batiste! Emeklilik öncesi 1 milyon
€'luk garanti kontratı yapıp, Türkiye ve İstanbul tatilini bedavaya getirdiğin
için...
Teşekkürler Oğuz Savaş! Bir sezonu daha hayal
kırıklıklarıyla tamamlayıp, kalitenin altında bir performans göstererek geride
bıraktığın için...
Teşekkürler Uros Tripkovic! Devre arası katıldığın ve
büyük katkılar vermen beklenmesine rağmen, nedense seni transfer eden coach'lar
tarafından bile tercih edilmeden, kenarda tüm sezon havlu sallayarak, takım
arkadaşlarına büyük destek olduğun için...
Teşekkürler Kaya Peker! Kendi başına geliştirdiğin
ilginç atış stilinle bir sezon boyunca yine kolay sayıları kaçırdığın ve
beklentilerin hep altında kalma istikrarını bu sezona da taşıdığın için...
Bu kadar fazla gereksiz teşekkür etmişken, "gerçek
teşekkürü" hak edenleri de unutmayalım.
Tüm sezon boyunca takımın sayı yükünü çeken, Euroleague Top
16 serisinin "en skorer" ve "en değerli" oyuncusu olmayı
başaran, büyük olasılıkla da çubuklu içerisindeki son senesini tamamlayan Bojan Bogdanovic'e tüm
hizmetleri için çok teşekkür ediyorum. Taraftarın kendisini unutmayacağını,
aksine daha çok arayacağını söylememe zaten gerek yok. Umarım NBA'de de kalıcı
olmayı başarırsın...
Sezon başı Galatasaray M.P'ın elinden kaptığımız, tüm sezon
boyunca yeterli süreleri vermekte inat edilen, ancak sahaya çıktığı her maçta
pota altına sertlik getirip, takım için mücadele etmekten vazgeçmeyen İlkan Karaman'a da çok
teşekkürler. Geçtiğimiz sezon transfer döneminde "Fenerbahçe Ülker'in en
önemli transferi" denmesinin ne kadar doğru olduğunu ispatladığı için...
Sezon başı dahil olan bir diğer oyuncumuz olan Barış Ermiş'e de, sezon
içerisinde az süre bulmasına, Pianigiani'nin özellikle Avrupa rotasyonuna
girmekte zorlanmasına rağmen, her aldığı süreyi en iyi şekilde değerlendirip,
takıma Bo McCalebb'tan daha fazla tek başına maç kazandırdığı için teşekkürler.
Son teşekkürüm de taraftara... Sezon boyunca yaşanan inişli
çıkışlı grafiğe rağmen, takımı hiçbir maçta yalnız bırakmayan "kemik"
taraftar topluluğuna da teşekkür etmek istiyorum. Televizyon başında
izleyenlerin bile sinir krizlerine girdiği bir takımı sezon boyunca tribünden
desteklemiş olmak taktirin en büyüğünü hak ediyor..
Umarım yeni sezonda şu son 2 sezondan dersler alınıp, artık yaşlı oyuncu
rotasyonunu temizleyip, gençleştirme çalışmalarına başlanır. Transfer için
şimdilik aceleci olunmamalı. Mutlaka ama mutlaka önce coach belirlenip,
açıklandıktan sonra bütçeyi hocaya verip, transferleri onun yapmasına izin
verilmeli. Ki geleceği söylenen Dusan Ivkovic'in bu konuda taviz vereceğini de
zannetmiyorum. Disiplinsiz oyuncuları adam edecek bir koç olan Ivkovic, belki
Emir'i de doğru yola yönlendirir. Yoksa böyle bir yeteneğin heba olup gitmesine
artık benim gönlüm el vermiyor.