22 Mayıs 2013

Teşekkürler Çocuklar!



Yine büyük umutlarla başlanılan ve yine sonu hüsranla biten bir sezonu daha geride bıraktık. Fenerbahçe Ülker'de son 2 sezonda yaşananlar gerçekten anlatılacak türde olaylar değil. Son beş senede 4 kez şampiyon olmuş bir takım gitti, yerine bambaşka bir takım geldi. Hatalardan dersler alınmadan, sezon başı hepimizi heyecana sokan transferler yapılmasına rağmen, arka planda çok farklı işlerin döndüğü bir organizasyona dönüştü Fenerbahçe Ülker. Final-Four hedefiyle başlanan sezonda, Top 16'yı zor gören ve tarihinde ilk kez Euroleague'e katılan Beşiktaş'ın ardından grubu sonuncu olarak tamamladık. Üstüne geçtiğimiz yıl olduğu gibi play-off'lara da çeyrek finalde veda ettik. Sadece Türkiye Kupası şampiyonluğu ile yetindik. Hiç yoktan iyidir mi desek yoksa göz boyamayalım mı desek bilemedim.

Ancak yine de ben takıma ve idari kadroya tek tek teşekkür etmek istiyorum. Belki utanır da ders alırlar...

Teşekkürler Kemal Dinçer! Sezon başı geldiğinde ortaya koyduğun hedeflere ve söylediğin sözlerle çelişen bir yönetim gösterdiğin, takım içerisinde gerilen ortamı çözecek hamleyi yapmadığın, sezon boyunca şubeye liderlik yapamadığın, Pianigiani gelmeden önce Obradovic'in geleceğini tahmin edip Mmike ve Sato transferlerini Simone'den habersiz yapıp, sonrada işte bunlar yeni transferlerimiz deyip bombayı Simone'nin kucağına koyduğun için...

Teşekkürler Simone Pianigiani! İlk kez ayrıldığın ülkenden buraya, başarılar kazanmak, "saygı duyulacak bir takım yaratmak" için gelmene rağmen tüm ipleri eline almadığın, masaya yumruğunu vurmayıp, "buranın patronu benim", "isteğim oyuncuları ben alırım" demediğin, sen gelmeden önce yapılmış transferlere ses çıkartmadığın ve bu sonu kendin hazırladığın için...

Teşekkürler Ömer Onan! Takımın kaptanı olarak, oyunculara liderlik edeceğine, geleneği sürdürüp belli oyunculara uyarak bir antrenörün daha ipini çektiğin, ona destek olmak yerine sırtını döndüğün için...

Teşekkürler Emir Preldzic! Geldiğinden beri yeni Bodiroga ha oldu ha olacak denmesine rağmen, Tanrının sana bahşettiği basketbol yeteneklerine bir sezon daha ihanet ettiğin, elit oyuncu olma fırsatlarını elinin tersiyle itmeye devam edip, sıradanlaşmaya başladığın ve takım içerisinde liderlik kavgasına girip huzuru kaçırdığın için...

Teşekkürler Bo McCalebb! Avrupa'nın en önemli oyun kurucularından biri olma unvanıyla geldiğin takımda, liderlik kavgasına girip, takım arkadaşlarına küserek aldığın ücrete ve giydiğin formaya ihanet ettiğin için...

Teşekkürler Mike Batiste! Emeklilik öncesi 1 milyon €'luk garanti kontratı yapıp, Türkiye ve İstanbul tatilini bedavaya getirdiğin için...

Teşekkürler Oğuz Savaş! Bir sezonu daha hayal kırıklıklarıyla tamamlayıp, kalitenin altında bir performans göstererek geride bıraktığın için...

Teşekkürler Uros Tripkovic! Devre arası katıldığın ve büyük katkılar vermen beklenmesine rağmen, nedense seni transfer eden coach'lar tarafından bile tercih edilmeden, kenarda tüm sezon havlu sallayarak, takım arkadaşlarına büyük destek olduğun için...

Teşekkürler Kaya Peker! Kendi başına geliştirdiğin ilginç atış stilinle bir sezon boyunca yine kolay sayıları kaçırdığın ve beklentilerin hep altında kalma istikrarını bu sezona da taşıdığın için...

Bu kadar fazla gereksiz teşekkür etmişken, "gerçek teşekkürü" hak edenleri de unutmayalım. 

Tüm sezon boyunca takımın sayı yükünü çeken, Euroleague Top 16 serisinin "en skorer" ve "en değerli" oyuncusu olmayı başaran, büyük olasılıkla da çubuklu içerisindeki son senesini tamamlayan Bojan Bogdanovic'e tüm hizmetleri için çok teşekkür ediyorum. Taraftarın kendisini unutmayacağını, aksine daha çok arayacağını söylememe zaten gerek yok. Umarım NBA'de de kalıcı olmayı başarırsın...

Sezon başı Galatasaray M.P'ın elinden kaptığımız, tüm sezon boyunca yeterli süreleri vermekte inat edilen, ancak sahaya çıktığı her maçta pota altına sertlik getirip, takım için mücadele etmekten vazgeçmeyen İlkan Karaman'a da çok teşekkürler. Geçtiğimiz sezon transfer döneminde "Fenerbahçe Ülker'in en önemli transferi" denmesinin ne kadar doğru olduğunu ispatladığı için...

Sezon başı dahil olan bir diğer oyuncumuz olan Barış Ermiş'e de, sezon içerisinde az süre bulmasına, Pianigiani'nin özellikle Avrupa rotasyonuna girmekte zorlanmasına rağmen, her aldığı süreyi en iyi şekilde değerlendirip, takıma Bo McCalebb'tan daha fazla tek başına maç kazandırdığı için teşekkürler.

Son teşekkürüm de taraftara... Sezon boyunca yaşanan inişli çıkışlı grafiğe rağmen, takımı hiçbir maçta yalnız bırakmayan "kemik" taraftar topluluğuna da teşekkür etmek istiyorum. Televizyon başında izleyenlerin bile sinir krizlerine girdiği bir takımı sezon boyunca tribünden desteklemiş olmak taktirin en büyüğünü hak ediyor..

Umarım yeni sezonda şu son 2 sezondan dersler alınıp, artık yaşlı oyuncu rotasyonunu temizleyip, gençleştirme çalışmalarına başlanır. Transfer için şimdilik aceleci olunmamalı. Mutlaka ama mutlaka önce coach belirlenip, açıklandıktan sonra bütçeyi hocaya verip, transferleri onun yapmasına izin verilmeli. Ki geleceği söylenen Dusan Ivkovic'in bu konuda taviz vereceğini de zannetmiyorum. Disiplinsiz oyuncuları adam edecek bir koç olan Ivkovic, belki Emir'i de doğru yola yönlendirir. Yoksa böyle bir yeteneğin heba olup gitmesine artık benim gönlüm el vermiyor. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...