"Obradovic'in Gençleri" adlı mini yazı dizimizin
ikinci bölümünde Emir Preldzic, Barış Ermiş, Kenan Sipahi, Metecan Birsen ve
Berk İbrahim Uğurlu'nun Uluslararası Rixos Cup 6 Basketbol Turnuvasındaki
bireysel performanslarını, artılarını ve eksilerini bulabileceksiniz. İlk
olarak Emir Preldzic ile değerlendirmemize başlayalım.
Emir Preldzic
Fenerbahçe Ülker'e geldiği ilk günden beri sahip olduğu
Allah vergisi yeteneklerini kullanarak ha parladı ha parlıycak diye diye koca
bir 6 sene heba oldu. Emir'de ki basketbol yeteneklerini, sahip olduğu
basketbol zekasını daha önce hem ben buradan sizlerle paylaştım hem de tüm
basketbol otoritelerinin söylediğine tanıklık etmişsinizdir. Ancak işin Emir
tarafına baktığımızda sahip olduğu bu inanılmaz yeteneklere ihanet edercesine
bir görüntü çizdiğini görüyorduk. Hep şunu iddia ettim. Bu çocuğu adam edecek
iki tane antrenör var; Ya Zeljko Onradovic ya da Dusan Ivkovic. İki koçtan
birisinin elinin değmesi bile Emir'i doğru yola sokacak, beklediğimiz Bodiroga
patlamasını yaptırabilecektir. Bunu eminim ki sizlerde aklınızdan mutlaka
geçirmişsinizdir. Artık ortaya yaydığımız pozitif etkiden midir bilmem ama
sonunda hayallerimiz gerçek oldu. Emir'in başnda şimdi, onu adam edebilecek iki
koçtan biri olan Zeljko Obradovic var.
Rixos Cup, bize Emir'de o beklediğimiz değişimin yaşanıp
yaşanmadığı yönünde bir takım ip uçları verdi. Öncelikle Obradovic'in Emir
üzerindeki etkisine değinelim. İlk olarak Obradovic, takımda patronun kendisi
olduğunu Emir'e hissettirmiş. Geçmiş sezonlarda hocalarla yaşadığı sorunları
göz önüne aldığımızda artık karşısında değil tartışacak, sesini dahi
yükseltmeye cesaret edemeyeceği bir koçun olduğunu anlamış. Bu konuyla ilgili
turnuva boyunca dikkatimi çeken en önemli detay Emir'in kaybettiği toplarda yada
yaptığı yanlış tercihlerinden sonra yaşandı. Top kaybı yaptığında yada
tercihini yanlış kullandığında dönüşte mutlaka Obradovic'e fazla çaktırmadan
baktığını gördüm. "Acaba koç bir şey der mi?" diye o anda aklından
geçirdiğini eminim. Bu da Emir'in 6 sezon boyunca saha içi disiplininde eksik
kalan çok önemli bir boşluğu dolduracak bu sezon. Çünkü artık kafasına göre
bırakın top kullanmayı, oyun setinin dışına dahi çıkamayacak. Emir için bunlar
oldukça olumlu gelişmeler. Bu sezon stuff ile takışmak yerine işine bakacak.
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi sahada istediği gibi at süremeyecek.
Obradovic'in oyun anlayışından dışarı çıkamayacak. Bu da kendisinin sistem
içinde kalmasını ve oynamasını sağlayacak.
Olumsuz anlamda söyleyebileceğimiz tek husus, son yıllarda
asist üzerinden oynaması nedeniyle dış şutunun son derece bozulması. Takıma
geldiği ilk 3 sezon dış şut performansı oldukça yüksekti. Ancak zamanla oyun
kurucu pozisyonuna kayması, takımda asistleri yapan oyuncu konumuna gelmesi dış
şutunu köreltmiş. Bunu yapacağı ekstra şut çalışmalarıyla giderebilir ancak
ekstra antrenmanlar konusunda pek istekli olmadığını biliyoruz. Bakalım kafa
yapısını ve oyun içerisindeki rolünü bu kadar kısa sürede değiştirtmeyi başaran
Obradovic, bu konuda da etkisini gösterebilecek mi? Bunu da önümüzdeki günler
gösterecek.
Barış Ermiş
Turnuva öncesinde takımda kalıp kalmayacağı merak konusu olan
oyuncu konumundaydı Barış. Obradovic, en azından ilk devreyi Bo-Kenan-Berk
üçlüsüyle geçmek istediğini belirtip, Barış'a takımda fazla şans veremeyeceğini
iletmiş ve kendisine takım bulması halinde ayrılabileceğini söylemişti. Bu
nedenle Rixos Cup, Barış için kendini ispat etme adına çok önemli bir fırsattı.
Bu fırsatı kendi adına oldukça iyi kullandığını söyleyebiliriz. Genç ağırlıklı
kadroda sorumluluk alan, skor üreten ve asistleri ile gençlere skor ürettiren
bir Barış izledik.
Ayak yavaşlığından çokça şikayet edilir Barış'ın. Çok hantal
bir oyun kurucu olduğu söylenir hep. Bir bakıma bu eleştiri haksızda sayılmaz.
Ancak özellikle bu turnuvada çok hızlı hareket eden, takımı hızlı bir şekilde
hücuma çıkartan, savunmada da oldukça hareketli ve istekli bir Barış seyretik.
Olması gerekende buydu aslında. Çünkü Obradovic'in kararını gözden
geçirebilmesi için Barış'tan bu performansın gelmesi gerekiyordu. Sahada olduğu
anlarda gençlere liderlik de yaptığını atlamayalım. Koç Barışta ki bu değişimi
görmüş olacak ki turnuvanın son maçında Bo McCalebb ve Emir dururken Barış'ı
ilk beş başlattı. Bu sıradan bir tercih değildi. Bu hareket ile Obradovic,
Barış'ın turnuva performansını ödüllendirmiş oldu.
Kendisi için kritik bir
eşikte, Obradovic'in aldığı kararı tekrardan gözden geçirmesini sağlamış oldu.
Koç, Barış ile ilgili son kararını ne şekilde verecek bunu ilerleyen günlerde
göreceğiz. Ancak şahsi görüşüm, Barış'ın takımda kalmasının faydalı olacağı
yönünde. Yaşı ilerlemiş olan kaptanın sezon içerisinde inişli çıkışlı bir
grafik yakalaması durumunda iki numarada da oynayabileceğini göz önüne
aldığımızda kısıtlı sayıdaki kaliteli yerli guard rotasyonunda çok faydalı
olacağını düşünüyorum.
Kenan Sipahi
Türk Basketbolunun ve Fenerbahçe Ülker'in geleceği... Yaz
transfer döneminin en çok konuşulan ismi. Genç Milli Takımda gösterdiği
performans ile A Milli Takıma yükselmiş ve Obradovic'in dikkatini çekerek
alınması yönünde istekte bulunmuş bir oyuncu. Henüz yaşı 18. Ancak sahip olduğu
yetenekler yaşının çok ötesinde. Fenerbahçe'ye transferinde Obradovic kendisine
"oynatma" sözü vermişti. Bu sezon oyun kurucu rotasyonunda sıkça süre
alacak. Bu turnuvada da Obradovic tarafından sıkça sahaya sürüldü. Ligin orta
sınıf takımından Euroleague'de şampiyonluk hedefleyen bir takıma gelmiş olması
ve bu yükün altında nasıl oynayacak olması kafalarda soru işaretleri
oluşturuyordu.
Bu turnuvada gördük ki, Kenan basketbol karakteri olarak bu
seviyede oynayabilecek bir oyuncu. Ancak fiziki açıdan bu yükü henüz
kaldırabilecek bir noktada değil. Önceliğini; fiziksel gelişimine vermeli.
Euroleague seviyesinde süre alacak bir oyuncu için şu anki fiziği yeterli
değil. Daha sert ve rakibi karşısında durabilecek bir fiziğinin olması şart.
Obradovic'te bunun farkında ki, kondisyonerlere Kenan'ın ocak ayına kadar
fiziki açıdan Euroleague seviyesine getirilmesi talimatını vermiş.
Turnuva genelinde Kenan'ın çok fazla şut kullandığını ve
bunlarda da düşük bir isabet yüzdesi yakaladığını gördük. Kendini hemen
ispatlamak istemesinden mi yoksa Obradovic'in ona serbestlik vermiş olmasından
mı bilmiyorum ama çok fazla şut kullanması Kenan'ın da ritmini bozdu. Milli
Takımlarda ve Tofaş'ta en uygun pozisyonu yakaladığında, seçerek şut
kullanırdı. Eğer sezon içerisinde de bu kadar fazla şut kullanacaksa ekstra şut
idmanları yapması gerekiyor.
Turnuva boyunca Kenan ile ilgili dikkatimi çeken en güzel
şey; takım içerisinde yaptığı liderlikti. Sahada sorumluluk almaktan çekinmeden
oynaması, takım arkadaşlarını oyun içerisinde sürekli uyarması, el yakan
topları tereddüt etmeden kullanması Kenan'daki liderlik vasıflarının yüksek
olduğunun birer göstergesi. Zaten oyun kurucu rotasyonunda oynayan oyuncular
için bu çok önemli bir artı özelliktir. Kenan'da bu da mevcut durumda.
Metecan Birsen
Geçtiğimiz sezonu Fenerbahçe Ülker A Takım, Genç Takım ve
İBB üçgeninde tamamlamıştı. Bu sezon başında da süre alamadığı için takımdan
ayrılmak istediğini söylemiş ve sözleşmesinin feshi için TBF'ye başvurmuştu.
Ancak Obradovic'in gelişi ile bu kararından vazgeçmiş ve hoca ile de konuşarak
takımda kalmaya karar verdi. Metecan kendi yaş kategorisinde skorer bir oyuncu
olarak kabul edilir. Basketbol zekası yüksek, kendi pozisyonunu yaratabilen,
yüzdeli şut sokabilen ve gelecekte NBA yapabilecek gençler arasında
gösteriliyor hep. Rixos Cup'ta bu saydığımız özelliklerinden bir tek şut
yüzdesinde beklenen başarıyı sağlayamadı. Potaya kararlı bir şekilde giden,
fiziki olarak gençler arasında en göze çarpan, ribaundları kovalayan bir Metecan
seyrettik.
Turnuva genelindeki düşün isabet performansına çok fazla
anlam veremedim. Çünkü genç takım maçlarınıda sıkça canlı izlediğim için ne
kadar iyi bir şutör olduğunu biliyorum. Bu performansı beni çok fazla şaşırttı.
Artık A Takımda oynamanın vermiş olduğu heyecan mı desek, tecrübesizlik mi
desek bilmiyorum ama bildiğim tek şey turnuvadaki şut yüzdesinin benim
tanıdığım Metecan'ın kinden çok daha düşük olduğuydu. Ayrıca oyunun savunma
bölümünde çok fazla faul yapmış olması belki kafalarda soru işaretleri
yaratmıştır, ancak bu faullerin fiziki açıdan kendisinden çok daha iri olan,
tecrübeli oyunculara karşı yapıldığını unutmayalım. Rakibi ya faulle
durduracaksın ya da basket atmasına izin vereceksin. Bu bağlamda doğru olanı
yaptı. Faul tercihleri bir iki pozisyon dışında doğruydu. Sezon içerisinde özellikle lig maçlarında
kendisine süre bulacağı düşüncesindeyim.
Berk İbrahim Uğurlu
Fenerbahçe Ülker alt yapısının yetiştirdiği önemli genç
oyunculardan biri olan Berk, Metecan, Kenan ve Ayberk'e oranla turnuvada çok
daha az süre aldı. Ancak sahada süre aldığı dakikalarda ortaya koyduğu yürek
görülmeye değerdi. Rakibi bire bir savunmada bunaltan, atletik yapısının vermiş
olduğu avantaj ile rakip sahaya hızlı geçen ve topu baskı altından çok hızlı bir
şekilde çıkartabilen bir oyuncu Berk. Yapması gereken tek şey şut mekaniğini
değiştirmesi. Çünkü şu anda kullandığı şut mekaniği basketboldaki en sıkıntılı
türlerden biri. İleride büyük bir oyuncu olmak istiyorsa öncelikle şut
tehtidinin yüksek olması önemli.
Oyun kurucu pozisyonu için ülkemizin Kenan ile
birlikte en iyisi olduğu aşikar. Sadece şutunu geliştirmesi Berk'i Kenan'ın bir
adım önüne bile taşıyabilir. Çünkü her iki oyuncu arasında çok ince bir çizgi
var. Her ikisininde birçok alanda birbirlerine üstünlükleri var. Şutunu
geliştirmeyi başaran forma yarışında bir adım öne geçmiş olacak. Berk'te
ilerisi için umut veren bir turnuva oynadı. Ancak diğer gençlerde de olduğu
gibi halen bazı eksikleri var. Bunları gidermek için de Obradovic'in dediğini
yapmaları lazım; "Genç oyuncuların bireysel antrenmanlara da önem vermesi
lazım." Onlar için şimdi daha çok çalışma zamanı...