Çok zorlu bir senenin ardından Fenerbahçe artık biraz daha
önüne bakabileceği bir sezona adım attı. Geçen sene çok büyük belirsizlikler
vardı. Son ana kadar gidenler ve gelenler belli değildi. Bu sene bir nebze
olsun normale dönmüş olduk. Gelenler konusunda eksiklikler olduğunu düşünüyoruz
ki bunu yazımızın devamında nedenleriyle anlatacağız, ancak geçmişe dönmek bile
bir nebze olsun sevindirmiştir herkesi. Ancak bu çok fazla sürmedi tabii ki ve
kronik hastalığımız olan transferleri tam zamanında yapamamanın gerginliğiyle
dolduk.
İlk olarak gidenlerden başlayalım. Emre ve Ziegler gibi çok
önemli iki oyuncu takımdan ayrıldı. Emre, yetenekleri tartışılmaz bir futbolcu.
Bu tarz oyuncular bulmak artık Türk futbolunda çok zor. Onun tarzına en çok
yaklaşan futbolcu Gökhan İnler. Selçuk İnan, Hamit, Nuri, Arda, Mehmet Topal ve
nice örnekler onun stiliyle alakasız örneklerdir. Emre özellikleriyle bulunmaz
bir futbolcuydu. Ancak yetenekleriyle ters orantılı olarak da istikrarsızdı.
Sakatlıkları, cezaları ve gündemden düşmemesiyle Fenerbahçe’yi çok fazlaca
yalnız bıraktı geçen sezon. Aykut Kocaman’ın kararına saygı duyuyorum. Zaten bu
psikolojik ve mental etkenler istediği gibi olsaydı Aykut Kocaman eminim ki
Emre’yi göndermezdi. Emre’nin gidişinin büyük sorunlar yaratabileceğini
düşünmek saçma geliyor bana. Aykut Kocaman, kafasındaki taktiğe uygun
oyuncuları bulduğu vakit zaten Emre’nin eksikliği aranmayacaktır. Dia
gönderildi. Bana göre istikrarı sağlayamayan diğer yeteneklerden. Stoch’a göre
çok daha fazla faydalı olabileceğini düşünüyorum. Ancak istikrarı bir türlü
yakalayamadı. Gönderilmesi doğru karar. Takımda oynamadıktan sonra yeteneğinin
pek de bir önemi yok. Ziegler ise önemli bir futbolcuydu. Andre Santos gibi
hücum gücü olmasa da defansta gayet iyi bir sezon çıkardı. Ancak yabancı
sınırına takılarak gönderildi. Fenerbahçe için büyük bir kayıp olup olmadığı
Hasan Ali Kaldırım’ın performansına göre yorumlanabilir. Şu an için yokluğunu
hissettirmedi Hasan Ali.
Ziegler konusu açılmışken Hasan Ali Kaldırımdan bahsetmek
lazım. Hasan Ali Kaldırım defansı çok iyi. Sol bek ne yapar çok iyi biliyor.
Defans konusunda anormal hamleler, ters kademeler görmedik ancak zamanla bu
konuda da kendisini göstereceğini düşünüyorum. Hücum gücü bana göre Ziegler’den
biraz daha iyi. Oynanan maçlarda bunu çok göremedik ancak bunun sebebi bence
önünde oynayan oyuncunun kim olduğudur. Stoch ile oynadığında hücum gücü
zayıflıyor ve genelde maçların ikinci yarılarında Caner oyuna girdiğinde
hücumda sorumluluk alıyor. Stoch’un biraz daha bencil oyunu onu etkiliyor.
Önünde, kendisi ile diyaloga giren birisi olduğu zaman hücum konusundaki
hünerlerini de gösteriyor. Zamanla bu özelliğini geliştireceğini düşünüyorum.
İyi bir başlangıç yaptı Hasan Ali Kaldırım. Bu ivmesini bozmazsa ileride
vazgeçilmez olacaktır.
Defansın ortası konusunda farklı bir hamle geldi ve Egemen
transferi ile daha sert ve mücadeleci bir defans hattı oluşturuldu. Egemen ile
duran top sorununun çözüleceğini düşünüyorum. Hava hâkimiyeti mükemmel ve
rakibi rahatsız etmesi harika ancak abartıyor. Bunu dengeleyebildiği vakit
Lugano’yu aratmayacağını düşünüyorum. Egemen, gücünün kontrol etmeyi başardığı
vakit çok faydalı olacaktır. Yobo ile birbirlerini çok iyi tamamlayacaklardır.
Defansta Bekir, Serdar, Orhan, Özgür gibi iyi alternatiflere sahip Aykut
Kocaman. Şampiyonlar Ligi seviyesinde bir defans değil tabii ki ancak lig için
iyi ve alternatifli bir defans. Takım defansı iyi işlerse önemli işler
yapabilirler. Bunun için önlerindeki futbolcular ile uyumları çok önemli.
Orta sahaya fazlaca hamleler yapıldı. Sağ kanata Krasic
alındı. Çok doğru bir hamle yapıldı. Sağ kanatın hızı son derece yükselti.
Gökhan ve Krasic rakibin sol tarafını fazlaca zorlayacaktır bu sene. Defansif
anlamdı birbirleriyle iyi anlaşırlarsa veya destek alabilirlerse çok tehlikeli
olacakları kesin. Form tutmalarını sabırsızlıkla bekliyordur bütün herkes.
Krasic’in maç yapmaması büyük sorun olabilir gibi düşünülüyor ancak Appiah, Melo,
Ziegler de maç yapmadan geldiler ancak bir şekilde üstünlük kurdular ligde.
Çünkü İtalya ligi tarz olarak bizim ligimize benziyor. Yabancılık çekmeden adapte
olabiliyorlar. Krasic’in de adapte olacağını düşünüyorum. Krasic transferiyle
Aykut Kocaman Kuyt’ı da forvette düşündüğünü açıkça belli etmiş oldu.
Mehmet Topal hamlesi yapıldı. Özellikle Alper Potuk’a
istenen paraları okudukça Allahıma bin kere şükrettim. Mehmet Topal çok iyi bir
tercih oldu bana göre. Hiçbir zaman Emre ile veya Aurelio ile kıyaslamam ancak
zaman verilirse takıma adapte olursa çok iyi bir alternatif olacaktır. Nasıl
İtalya’dan gelen futbolcular konusunda güven dolu konuşabiliyorsak, İspanya’dan
gelen futbolcular konusunda da tedirginim. Mehmet Topal belki bu sene ilk
dönemde adaptasyon sorunu yaşayabilir takıma ve lige ancak ileride çok kilit
bir rol alacağı kesin.
Fenerbahçe’nin bence en önemli transferi Kuyt olacaktır.
İnşallah tahmin ettiğim gibi olur ve Krasic transferiyle birlikte Fenerbahçe’de
4-4-2 rüzgârlarıyla birlikte Kuyt ve Sow forvetlerini izleriz. Geçen seneye
damgasını vuran adam Sow ile Kuyt tipik bir 4-4-2 forveti olacaklarını
düşünüyorum. Kuyt tam bir 11 numara oynuyor. Top taşıyan, mücadele veren, son
vuruşları iyi, dikine harika paslar atabilen bir forvet. Sow’u harika
besleyecektir. Sow ise tipik bir 9 numara. Alex’siz kadro yazılacaksa eğer bu
kadro Sow ve Kuyt’ın olduğu bir 4-4-2 kadrosu olur. Kuyt’ın aynı zamanda sağ
kanatta da görev alabilmesi kadro derinliği açısından çok güzel bir özellik.
Salih Uçan ve Recep Niyaz için neler yazacağımı bilmiyorum.
Evet, Salih çok iyi başlangıç yaptı ancak başlamak yetmiyor. Kendilerine çok
iyi bakmaları gerekiyor. Vücutları zayıf. Eğer kendilerine profesyonelce
bakarlarsa neden iyi bir oyuncu olmasınlar. Onlar için verilecek tek akıl
çalışmaları olur. Kendilerini hor görmeyip üst seviye çalışırlarsa neden iyi
birer oyuncu olmasınlar?
Fenerbahçe için bu sene bana göre en uygun taktik 4-4-2.
Stoch saha içindeki oyunundaki bencillikleri bir kenara bırakırsa, Alex, ilk 11
zorunluluğu konusunda bencilliğini bırakıp takıma destek olursa bu takım
alınacak çok iyi bir orta saha transferiyle harika bir 4-4-2 takımı olur.
Alternatifi bol bir kadro olur. Görünüşe göre bir orta saha transferi
yapılmayacak gibi duruyor ancak Mehmet Topuz, Cristian, Selçuk, Mehmet Topal,
Salih göbeği de bir süre takımı taşıyabilir ligde. Egemen ve Yobo ikilisi ile
anlaşıldığı vakit bazı eksikler kapatılabilir ve uyumlu bir takım defansı
oluşturulabilir. Zamanla da eksikler daha iyi bir şekilde kapatılabilir. 3 Temmuz
öncesindeki sinerji yaratılmış olur bir şampiyonlukta.
Bu senenin bence hayal kırıklığı olabilecek oyuncusu Stoch’dur.
Stoch’un biraz daha takım oyunu oynaması gerekir. Bazı rakiplere karşı bir şey
yapamıyor. Bazılarını da hallaç pamuğu gibi atıyor. Rakiplerine üstünlük
kuramadığı zamanlarda takım arkadaşlarından yardım alması onu küçültmez. Bozuk
plak gibi aynı hareketleri tekrarlaması onu üstün kılmaz. Eğer takım
arkadaşlarından yardım alabilirse bazı maçlarda, istikrarı yakalar ve gerçekten
vazgeçilmez olur. Geçen sene çoğu maçta iyiydi ancak önemli maçlarda
durdurdular. Caner, onun kadar yetenekli olmasa bile bazen farkını ortaya
koyabiliyor. Stoch'un ardından Semih'i de yazabiliriz. Bienvenu akıllı davranmazsa üçüncü olur.
Aykut Kocaman’ın da bu seneki transfer stratejisi
eleştirilebilir. Yobo’nun takıma geç katılması, transferlerin çok gecikmesi
büyük yanlışları. Biz ondan, artık bu durumları aşması gereken hamleler
yapabileceğini beklerken onun yapmaması bizi hayal kırıklığına uğratıyor.
Kariyerinin başında ve hatalarının farkına varıp hemen düzeltebiliyor Aykut Kocaman.
İlk geldiği sene transferi çok geciktirdi ancak hatalarından ders aldı ve bir
sonraki sene malum olaylar olmasa yetiştiriyordu ancak bu sene tekrar
yetiştirememesi ders almadığını gösterdi. İnşallah bir daha tekrarlamaz. Çünkü
bu gecikme gerçekten büyük bir yanlış.