Emre Bölezoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Emre Bölezoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ağustos 2011

Ülke Menfaatleri



Dün oynanan hazırlık maçından sonra statlarda milli futbolcuların ıslıklanması tekrar gündeme geldi. Bundan önce en ağır protesto, Ali Sami Yen stadında, Yunanistan ile oynanan maçta olmuştu. Bu protesto Milli Futbolcuların ruhsuzluklarına tepki olarak yapıldı ancak kişisel olarak Milli Takım dışında yapılmış en büyük protestolardan birisi bu diyebiliriz. Taraftarların kendi takımlarının tezahüratlarını yaptığını çok gördük ama bir futbolcuya bu kadar kişisel bir saldırı daha önce fazla yoktur.

Milli Takım, muhteşem bir jenerasyon yakaladı. Bu jenerasyonda Galatasaray’ın UEFA kupasını kazanan kadrosunun etkisi hiçbir zaman tartışılmadı. O dönemi yaşayanlar çok iyi bilir ki her takımın taraftarı bundan gocunmadan Galatasaray’a ölümüne destek verdi. Çok iyi hatırlıyorum, Bülent Korkmaz neredeyse Emre kadar sevilmezdi ancak gittiği hiçbir statta bu tarz bir protesto ile karşılaştığını hatırlamıyorum. O dönemlerde herkes olması gerektiği gibi milli mücadele ruhuyla donanmıştı ve milli takım her şeyden önce geliyordu.

Bu düzeni bozan maalesef yine Galatasaray Camiasından bazı kişiler oldu. Ersun Yanal’ın Fenerbahçeli olması ve o dönemin flaş takımı Fenerbahçe’nin futbolcularını seçmesi büyük sıkıntı yarattı bu grupta. Bakın Galatasaray camiasına bunu yüklemiyorum ama maalesef bunu organize edenler Galatasaraylıydı. Hakan Şükür üzerinden Ersun Yanal’ın ipi çekildi ve takım dağıtıldı. Hakan Şükür’ün karizmasını kaybetmemesi için yapılan bu operasyon bizim Dünya Kupası üçüncülüğünün verdiği bazı olanakları kaybetmemize neden oldu. Şu an milletvekili olan Hakan Şükür’ü gördükçe o dönem yapılan Hakan Şükür’ün prestijini kurtarma operasyonunun nedenini az çok anlamaya başladım.

Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar, Trabzonlular her zaman milli takıma destek verdiler. Dönemin federasyon başkanı Kadıköy’e maç vermemesine rağmen az sayıda oynanan maçlarda bile milli duygular hep ön plana çıktı. 

Galatasaray taraftarının Emre hakkındaki düşüncelerini, tepkilerini anlamaya çalışıyorum. Tepkilerini bir yere kadar normal karşılayabiliyorum ancak milli forma altında bu tepkiyi göstermelerini anlamıyorum. Açık konuşmak gerekirse Ersun Yanal olayından beri milli takıma hiçbir türlü destek vermedim. Avrupa Şampiyonasında yarı final oynarken duygularıma hâkim olamadım ve haykırdım ancak ben milli takıma bazı adamlar yüzünden destek vermeyi bıraktım. Ancak hiçbir zaman da köstek olacak hareketlerde bulunmadım. Emre ile ilgili Milli Takıma zarar vereceğine dair bir düşünceye sahipseniz vermeyin destek. Tepkilerinizi her ortamda gösterin ve Hakan Şükür olayında olduğu gibi elinizden geleni ardınıza koymayın ancak Milli Takım’a faydası olduğu herkesçe kabul edilen birisinin saha içinde ve dışında işini yapmasını engellemek Vatan Hainliğidir!

Aynısını Milli Takım’a destek vermeyi Hakan Şükür olayından sonra bırakan biri olarak ben de yaparsam ben de Vatan Hainiyim!

Trabzonlular Belçika maçından önce yaptıklarıyla, Galatasaraylılar Estonya ile oynana maç içinde yaptıklarıyla Milli Takım için çok önemli bir oyuncuya yaptıklarıyla Milli Takım’a büyük bir zarar vermişlerdir. Ülke Menfaatlerini hiçe sayanlar Vatan Hainidir.

Arda’nın Fenerbahçe hakkında söylediği sözleri herkes çok iyi bilir. Semih ile olan kavgasında, maçtan önce yaptığı yumruk şovunda ve sonrasında söyledikleriyle çok büyük tepki almıştır. Kadıköy’de Arda’ya Fenerbahçe taraftarı dünyayı zindan etmiştir. Cristian ile yaşanan olayda büyük protestolarla karşılaşmıştır. Kısacası Arda’yı Fenerbahçe taraftarı hiç sevmemiştir ancak Kadıköy’de bir milli maçta herhangi bir protesto ile karşılaşmamıştır. Bunun için özel maça gidilmemiştir. Arda milli forma altındaki iyi maçlarını Kadıköy’de de çıkarmıştır. 

Şiddeti körükleyen bir grup var. Şiddet olursa yaşayabiliyorlar ve var oluyorlar. Onların gücüne muhtaç olunduğu zaman en büyük Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı onlar oluyor. Şiddet olmazsa tahtları sallanıyor. Beyoğlu sahipsiz kalmıyor misal veya Beyoğlu fethedilebiliyor!

Ülke menfaatleri kişisel menfaatlerin hep üstünde gelir.

2 Haziran 2011

Yanlış Yer ve Yanlış Zaman

Belçika-Türkiye maçı NTV ve HD-en'de

Milli Takımın önünde çok önemli bir Belçika maçı var ve hazırlık devam ediyor. Hazırlıklar tam olarak devam edebiliyor mu tartışılır. Emre ve Hiddink haberleri ortalığı allak bullak etti.

Kısaca Emre konusuna değinmek istiyorum. Herkes içindeki öfkeyi kusmak suretiyle büyük bir kargaşa yarattı.  Trabzonsporlu milletvekillerinin, spor bakanının ve Başbakanın açıklamalarından sonra toplum vicdanının rahat olmadığını söyleyebiliriz. Eğer ortada Emre’nin direk olarak yaptırdığı bir şike var ise cezasını her türlü çeksin. Bunda hem fikiriz! Ancak bu kadar iddiadan sonra Cale’nin aynı maçta Gabric için maçın kahramanı olursa Trabzon’a dönüşü hakkında güzel şeyler söylemesi konuşulmuyorsa o kamu vicdanını fazla dikkate almam. Ülke’nin Spor Bakanı, Başbakanı, Muhalefet Partileri ve Trabzon’a ne verdiği tartışılır milletvekili oy için böyle basit olaylara girebiliyorsa zaten Emre’ye neden kızıyoruz ki? 

Gelelim Hiddink’e!

Milli Takım’a bütün bilgi ve birikimlerini vermesi gerekirken kendinden tecrübesiz adamların yardımcılığını yapması ve aklının devamlı başka yerlerde olması büyük bir sıkıntı olmaya başladı. Chelsea haberleri artık netlik kazanmaya başladı ve bu herkesi rahatsız ediyor. Federasyon bu konuda pasif kalıyor ve takım kaderine bırakılacakmış gibi bir hava oluştu.

Böyle büyük hatta skandal iki olay yüzünden çok önemli Belçika maçına sıfır konsantrasyonla çıkacağız. Sakatlık belasını hiç söylemiyorum bile. Yarattığı yeni jenerasyon ile şu an çok tehlikeli bir rakip olan Belçika karşısına bunca sakatlık ve dedikodu destekli, sıfır konsantrasyonlu çalışma ile çıkmak büyük tehlike. Bu kadar emeğe yazık oluyor. Yapılan yanlışlardan hala dönülmüyor. Elimizdeki jenerasyonu bir türlü değerlendiremiyoruz ve mevcut gücümüzü de kendi kendimize bitiriyoruz.

Neyi ne zaman yapacağımızı hiçbir zaman öğrenemedik. Yer ve zaman sorunumuz ülke olarak had safhada!

Not: Fotoğraf NTVSpor.net sitesinden alınmıştır.

11 Şubat 2011

Denge

Özrünü kabul etmiyorum 


















 Emre hakkında, Güney Kore maçından sonra gördüğü kırmızı kart dolayısıyla çok fazla yorum yapıldı. Herkesin kendine göre haklı yorumları var. Ancak daha %100 bir yorum görmedim veya şöyle söyleyeyim, Emre hakkında nokta atışı bir tespit yapıp, Emre’nin “vay be! Sanırım doğru söylüyor” dedirtebilecek bir yorum göremedim.

Bende burada Emre’ye akıl verip şunu yanlış yapıyorsun, burada eksiklerin vardır diye yazarken %100 bir Emre yorumu yapamayacağım. Birazdan kendi penceremden bir Emre yorumu da göreceksiniz ancak amacım benim yorumumdan çok küçük bir hatırlatma yapmak olacak.

Kimisi abarttığını ve artık sakin olması gerektiğini, kimisi de bu yorumları yapanların, Fenerbahçe’ye ve Türk Milli takımına zarar verdiğini, kimisi karakterini ve kişiliğini yorumladı. Psikoloji uzmanları çocukluklarına indi, hiç anlamayanlar şımarık olduğunu tespit etti, çamur olduğunu iddia edenler havada uçuştu.

Emre konusu, o kadar garip bir hal aldı ki, Emre’nin içinde bulunduğu buhranın aynısını yaşayanlar Emre hakkında çeşit çeşit yorumlar yapıyor.

Türkiye’de en fazla faul alan futbolcu olduğunu ve oynadığı takımlarda öyle stratejik görevler aldığından rakibin direk hedefi haline geldiği gibi yorumlar ile başınızı şişirmek istemiyorum. Emre’nin takıma zarar vermeden geleceğini planlamak zorundadır. 

Bunun için çok basit bir örnek vereceğim!

Emre hırslı olabilir, acısı dayanılmaz tekmelere maruz kalabilir hatta ve hatta kaybetmeyi sindiremeyip agresif bir şekilde oyununu oynayabilir. Buna bir lafımız yok! Ancak Emre’nin artık şunu görmesi gerek, Bu takımda çok büyük bir göreve sahip ve eksik olduğu her maçta sıkıntı yaşanacak. Selçuk’un bile oynamaması sıkıntı yaratabiliyorsa bu takımda kusura bakma Emre kardeşim ama kızılcık şerbeti içeceksin, kan kusacaksın ama yine de susup hedefine kilitleneceksin.

Başarılı olduğun zaman Hagi gibi herkes başarını konuşacak. Eğer sen başarılı olmaz isen, istediğini yap affedilmezsin. Sakin olmak zorundasın. Bu dengeyi kuracak kişi de sensin. Senin zaten oturmuş bir kişiliğin var. Her insandan aynı olmasını beklemek faşist bir yaklaşım olur zaten. Seni zaten insanlar bu şekilde seviyorlar ancak kişiliğin, başkalarının özgürlüklerine zarar verecek boyuta ulaşmasın. Bu dengeyi kuracak kişi sensin.

Emre’nin sinirli yapısı üzerinden başka siyasetler yapanların yorumlarını dikkatlice ayıklayarak başlayabilirsin bu işe

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...