Spor Toto Süper Lig etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Spor Toto Süper Lig etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ekim 2012

Kazanılmış Bir Puan – Bursaspor:1 Fenerbahçe:1




 

Maçı değişik duygularla izledim. Geçen sene Bursa deplasmanı askerliğimin ilk gününe denk geldi. Askerlik yapanlar ilk günün karmaşasını, stresini çok iyi bilirler. Soru işaretleri baş ağrısı yapar, çok büyük bir yorgunluk ve korkuyla yastığa başınızı koyarsınız. Ben de yastığa başımı koyduğumda yanımdaki bir arkadaşın Fenerbahçe’nin 2-1 galip geldiğini söylediğini duyduğum anda bana verdiği o rahatlığı başka zaman hissedebileceğimi sanmıyorum. Lacivert bir gece lambası eşliğine düşündüğüm iki şeyden birisi bu galibiyet oldu.

Fenerbahçe çok büyük eksiklerle Bursa deplasmanına gitti. Fenerbahçe’nin normalde tam kadrosuyla bile eksikleri varken üstüne 4 as oyuncusunun eksik olması ciddi anlamda sıkıntı yarattı. Bu 4 oyuncu da formlarının zirvesindeyken maça çıkamadılar. Fenerbahçe yedek kulübesi için bir gösteri maçı oldu ve ne olduklarını az çok görmüş olduk. Maalesef çok büyük eksikleri olduğunu izledik. Bu oyuncularla sene sonuna kadar oynayacağız ancak bu kadar çok as oyuncunun eksik olması da büyük şanssızlık. 

Bursa maça iyi başladı. Fenerbahçe de eskilere nazaran çok mücadele etti ancak Bursaspor ileride çok iyi paslaşınca Fenerbahçe’nin mücadelesi çok fazla etkili olmadı. Bursa çok akıllı oynadı. Fenerbahçe ilk yarıda golü yedikten sonra Bursaspor’u sindirdi ve golü bulduktan sonra galibiyet hamleleri yaptı ancak bunu maçın ikinci yarısında gösteremedi. Bursaspor ikinci yarıda galibiyet adına büyük hamleler yaptı ancak Volkan’a takıldılar.

Maçtaki en büyük gözlemim şu oldu. Allah dünyadaki hiçbir takıma 4 Türk savunma oyuncusu vermesin. Cidden savunma yapmak nedir bilmiyoruz. Egemen, Serdar, Hasan, Bekir çok garip işler yaptılar. Taca atabileceği topları kornere atmalar, gol atmalar, oyun kuramamalar. Ciddi anlamda pozisyon kayıpları yaptılar. Düşünün Bursaspor’da Ferhat diye bir adam giriyor ve Serdar onu durduramıyor. Fenerbahçe’ye gelse burun kıvırırız ama Serdar onu durduramıyor. Ölüsünün durdurması lazım bir kere. Karşısında Ryan Giggs değil ki durdur yani onu.

İlerideki oyuncularda sıkıntı olmadığını düşünüyorum. Hatta Sow resmen coştu. Kaç defa geriye geldi top kesti. Kuyt keza iyiydi. Krasic harikaydı, Caner top ezdi ancak iyiydi.  Ama savunma bir türlü beklenen katkıyı yapamadı takıma. 

Son zamanlarda ciddi anlamda medyadan bir yıpratma politikası var. Buna rağmen bu takım zirveye ortaksa kimse bir şey dememeli. Destek olmak bu kadar zor olmamalı. Hem Alex olayı yüzünden tepki koyup hem de Medya’yı uyarmak zor olmamalı. İki kulvarda savaşamıyorsan gelip de birilerine akıl vermeyeceksin. Taraftar artık bunları yapabilmeli.

Yönetimin de medya konusunda büyük yanlışları var. Medya konusu ele alınmalı.

25 Eylül 2012

Meireles’e Acıyorum! – Fenerbahçe:0 Trabzonspor:0




Meireles geldiğinden beri her maç en çok koşan futbolcu oluyor. Herkesin açıklarını kapatıyor. Kendini parçalıyor. Premier ligdeki ortalamasına daha çıkmadığını düşünürsek bu kadar kısa zaman Meireles’in bu işleri yapmasının sebebi sizce ne olabilir? Çok düşünmeyin sebep belli, profesyonellik. Fenerbahçe’de şu an profesyonelce davranan tek futbolcu Meireles. Maç yazısı yazmak istedim ancak her maç aynı şeyleri yazmak da ne bende motivasyon bırakıyor ne de okuyanda. Bu durumda futbolcular nasıl hala aynı tarz ruhsuz oyunu oynayabiliyorlar şaşırıyorum.

İleride ve orta sahada durmalarını anlıyorum da ceza sahası önünde paslaşan rakibin önünde sadece durmak ve izlemek olayı artık bu ruhsuzluğun ileri boyutuna geçtiğini gösterdi. Fenerbahçe’nin her maç 3-4 gol yememesi büyük bir mucize. Aykut Kocaman ve Futbolcular bu mucizeyi başardılar. Hiç kıvırmaya gerek yok. Aykut Kocaman ve teknik ekibi rezilleri oynuyor. Futbolcular keza rezalet. Alex bitmiş. Pas veremez hale gelmiş. Gol atamıyor. Birçok oyuncu artık paslaşamıyor. Önündeki adama pas veremeyen adamlarla, ceza sahası önünde pres yapamayan adamlarla ilgili şu saatten sonra ne yorum yapsak boş.

Takımın kenetlenmesi lazım gerekiyor ancak bu kenetlenme tabandan başlar. Futbolcular ilk önce arzularını Fenerbahçe’nin önüne geçirmemeyi öğrenecek. Son şampiyonlukta da başarı böyle geldi. Futbolcular önce kendilerini düzeltsin, sonra Aykut Kocaman ne yapamıyor onu sorgularız gereken neyse zaten yapılır. 

Yönetim için de çok lafım var. Biz bir sene boyunca savaştık onur ve gurur için. Medya’dan ve Trabzonsporlu teknik heyet ve oyunculardan bir sürü saçma sapan laflar ve hareketler gelirken bir kişi de çıkıp ağzının payını vermiyorsa yazıklar olsun. Eğer sen bunu yapmıyorsan ve gereken cevabı vermiyorsan ben senden ne proje isterim ne de futbolcu. Senin bana yapabileceğin en iyi şey gitmek olur. Ben bir sene boyunca sen ezil diye bu savaşı vermedim. Sen çık çatır çatır konuş diye savaştım ancak sen konuşmuyorsan yapacak pek bir şey kalmamıştır. Bu saatten sonra büyük bir değişimin ilk adımlarını atmak için düğmeye basana dur diyemeyiz.

2 Eylül 2012

Doldur Boşalt Doldur Boşalt v2012 – Sivasspor:0 Fenerbahçe:0




 
Fenerbahçe rezalet oynamaya devam ediyor. Her maç bir taktik deniyor Aykut Kocaman. Artık içerde ne gibi bir savaş dönüyorsa sürekli taktik değişiyor, sürekli oyuncular değişiyor. Fenerbahçe’de bir kere bu iç savaş yüzünden iletişim kopmuş durumda. Saha içinde futbolcular tek başına bağımsız bireyler gibi oynuyorlar. Takımın en büyük gol silahı doldur boşalt olmuş. Rakip orta sahada biraz bastığı vakit hemen defanstan top şişiriliyor. 1980 yılındaki Anadolu Takımları gibi oynuyor koca Fenerbahçe. 1990 yıllarda ezik ve sinik Anadolu takımları bu taktikle oynarlardı büyük takımlara karşı.

Orta sahada yumuşak, pas yapmayan, iletişim kurmayan, sinik adamlar var. Koşmuyorlar, iletişim kurmuyorlar, pas atmıyorlar. Haliyle Topal içlerinde siniyor. Takıma adapte olamıyor. 3 ayda takım hazır olmasına rağmen daha çok geriye gitti. Orta sahada bu eksikler olduğu için de Sow-Kuyt ikilisi boşuna koşuyorlar, defans çok zor durumlara düşüyor. Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal gibi isimler takıma alışamadıkları için gerçek güçlerini gösteremiyorlar aynı zamanda eski oyuncularda eski performanslarını gösteremiyor doğal olarak.

Fenerbahçe bu orta saha sorununu çözemediği vakit başarılı olamayacak. İlk dörde bile zor girer. Modern futbolda orta sahaların koşu yapması önemlidir ancak asıl önemlisi ne kadar sprint attığın ve bu koşuları ne kadar olumlu kullandığındır. Aykut Kocaman idmanlarda bu istatistikleri gördüğü için Alex ve Cristian’ı kesti ancak yerlerine koyduğu adamlar da onlardan daha beter vaziyetteler. Ancak bunun için Aykut Kocaman’a kızmak anlamsız. Aykut Kocaman mutlaka daha iyilerini ister ve istemiştir bu konuda yönetimin eksiklikleri var. Abdullah Kiğılı dalga geçer gibi bu takım UEFA kupasını alır diyorsa Aykut Kocaman bence bu konudaki en son suçludur.

Fenerbahçe’nin en büyük sorunu orta saha. Çözülmesi gereken tek sorun elbetteki bu değil ancak orta sahadaki direnci ve organizasyonu yakalarsa yarışmaya tekrar ortak olacaktır. Bu konu da şu an için zor çözülecek gibi duruyor. Çünkü takım içindeki bu gruplaşmalar sürdüğü vakit bu organizasyon ve direnç hiçbir zaman oluşmayacak.

26 Ağustos 2012

Mert’i Hayata Döndürdüler – Fenerbahçe:3 Gaziantep:0


 

Fenerbahçe’li futbolcular dün öyle bir maç çıkardılar ki Mert Günok yaptığı 6-7 tane %100’lük kurtarışla kaybettiği özgüveni yeniden yerine koydu. Ayrıca Fenerbahçeli kadın taraftarların yaptığı tezahürat da Aykut Kocaman ve Alex arasındaki sorunların dönüm maçı olacak. Aziz Yıldırım’ın durumdan rahatsız olmasıyla beraber Alex’i kulübe çağırması Fenerbahçe adına olumlu işlerin olacağının göstergesi. Yeni Malatya maçından sonraki takım ruhu ve özeleştiri ortamını tekrardan yaratacak bir hamle olacaktır. 

Dün maçın 3-0 bitmesi kimseyi kandırmasın. Takım hiç iyi değildi. İlk dakikalarda yüklenir gibi yaptılar ancak daha sonra yine dağıldılar. İstatistiklere bakınca pas sayısı yüksek gibi görünüyor ancak olumlu pas yapamıyorlar. Rakip biraz orta sahada direnç gösterince yan pas yapıyorlar. Yan pas yapa yapa maçı geçirdiler. Gaziantep dün çok beceriksizdi. Mert Günok’un da performansıyla gol bulamadılar. Ancak dün Gaziantep yerine başka bir takım olsaydı skor hezimet olabilirdi. 

Fenerbahçe’nin teknik direktörü 3 senedir değişmiyor. Şampiyon olunamamasına rağmen değişmedi. Aslında büyük bir devrim var Fenerbahçe’de. Ancak yıllardır savunduğumuz istikrar başarıyı getirir tezine bu 3 senelik istikrar döneminde ulaşamadık. Bunun çok sebepleri var tekrar tekrar yazmak sıkıyor artık ancak Alex’li sistemin değişmesi, bol pasa dayalı bir total futbol sevdası ve bazı oyuncuların değişmesi aslında Aykut Kocaman için gerçekten büyük sınavlar. Takım hala oturmadı.  

Dün akşam orta saha bomboştu. Defans da bomboştu. Kuyt ve Sow’un olumlu koşularını en azından orta sahadaki oyuncular yapabilseydi bu kadar boş kalmazdı orta saha. Maçlarda bakıyorum defans oyuncuları dışındaki 6 oyuncudan sadece Kuyt ve Sow olumlu koşuyor. Diğer 4 oyuncu olumlu koşmuyorlar ve sürekli oyunu yana sıkıştırıyorlar. Pasa dayalı oyun oynamaya çalışıyoruz ancak topu kanatlarda sıkıştırıyoruz. Zamanla bunlar oturacaktır tabii ki ancak dinamik oyuncular gerektiği kesin. Dün Selçuk iyi paslaştı ancak takımı diri tutamadı. Keza Topuz da, Topal da takımı diri tutamadılar. Sıkışınca topu hep yana attılar. O top sürekli sağdan sola, soldan sağa yayıldı durdu. Dikine oynayıp rakibi zorlamıyorlar. Faul alırsın, kırmızı kart yedirirsin, kanatları rahatlatırsın, rakibin orta sahayı 3 pasta geçmesini engellersin.

Bana göre bu takım her türlü 4-4-2 oynar. Elinde Kuyt ve Sow gibi adamlar olduğu sürece ben 4-4-2 oynatırım. Ancak Aykut Kocaman’ın kafasında bazı planlar var ki ısrar ediyor. Ancak şu unutulmasın ki 4-4-2 de oynasan pas yaparken olumlu paslar yapacaksın, koşu yaparken de olumlu koşacaksın. Maçın en çok koşan adamları resmen ortada görünmüyorsa ve rakiple omuz omuza mücadeleye girmekten kaçıyorsa o adam boş koşmuştur, maçta en çok pas veren adam topu sürekli yanındaki adama vermişse o adam boş pas veriyordur. Dünkü maçta ve Moskova deplasmanında Selçuk biraz dikine oynadı ve goller attırdı. Bu kadar basit oynayamıyorlar maalesef.

Dün Topuz fevkalade oynamadı ancak duran toplarda iyiydi. Bence orta göbekte mevcut oyuncular içinde en yararlı olacak isim Mehmet Topuz. Duran toplarda gerçekten çok iyi kesmeler attı.  Topal biraz daha toparlamış gibi görünüyor ancak daha alışması için süre lazım.

Egemen ve Yobo hiç anlaşamıyor. Yobo sol stoper mevkinden sağ stoper mevkisine geçtiği için bocalıyor. Alışmaları lazım birbirlerine. Aslında Gökhan Gönül’ü saymazsak defansta Yobo, Egemen ve Hasan Ali Kaldırım bu şekilde ilk defa oynuyorlar ve mutlaka alışma devresi geçirecekler. Maçlar ilerledikçe daha oturaklı olacaklardır ancak bu süreçte büyük kayıplar verdirdikçe takımın sorunlara olan direncini düşürüyorlar. Bu konuda orta sahadan da yardım görmedikleri için hezimetlerden kılp payı kurtuluyorlar takım olarak.

Dün akşam hakem faciaydı. Halis Özkahya’nın facia olmadığı maç yok zaten. Maç içinde bile verdikleri kararlar değişkenlik gösteriyor. Zaten MHK bünyesinde tutarlı bir tane hakem yok. Bu tutarsızlığın sebebi maç öncesi telefonlarla alakalıdır. Hakemler şike yapıyorlar yıllardır ve bunu kimse ortaya çıkarmıyor. Hakemlerin ne zaman sorgulanacağını merak ediyorum.

Gelelim Alex-Aykut Kocaman-Aziz Yıldırım üçgenine. Alex’in hatası olduğunu düşünüyorum. Genel olaylarda Aykut Kocaman’ın da hataları var. Aziz Yıldırım’ın da hataları olmuştur. Ancak Alex’i yuhalandığı dönemde ayakta alkışlayarak moral veren Aziz Yıldırım’ın, dün Alex’e bu şekilde kızması aslında bu olaylarda ilk adımı kimin atması gerektiğini gösteriyor. Sorunların çözümü çok basit aslında. Herkes saygı çerçevesinde işini yapmak zorunda.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...