Dirk Kuyt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dirk Kuyt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ekim 2012

Top Rakipteyken Pres – B. Mönchengladbach:2 Fenerbahçe:4



 

Fenerbahçe’nin sezon başından beri en büyük sorunu top rakipteyken rakibi izlemekti. İlk defa bu maçta rakibi izlemediler. Rakibe yaptıkları presin de mükafatını çok defa aldılar. O çok iyi paslaşan Alman takımı onlarca pas hatası yaptı. O topu oyuna çok iyi sokuyor denilen Stegen bir sürü pas hatası yaptı ve topları taca atmak zorunda kaldı. Barcelona’nın hep paslaşması konuşuluyor ancak Barcelona’yı, Barcelona yapan rakibe pres hep unutuluyor. Adamlar rakibi toplu hücum ederek yoruyor ve kontra pozisyonlarla goller buluyorlar. En azından rakibi kalelerine yaklaştırmıyorlar ve denemelerine izin vermiyorlar.

Fenerbahçe maalesef sezon başından beri top rakipteyken paslaşmalarına izin veriyordu. Hal böyle olunca da pozisyon üstüne pozisyon yiyorlardı. Alan savunması yaparken rakibi izlemek çok büyük tehlikedir. Sıkıntılar doğurdu. Takım içindeki sorunlar yüzünden isteksizlik de buna eklenince alan savunması çöktü. Bu maçta iki gol yedi takım ama tamamıyla savunmanın beceriksizliğinden geldi goller. 

Fenerbahçe çok önemli bir galibiyet aldı. Uçurumun kenarından döndü desek yeridir. Hem gruplardan çıkma adına önemli bir galibiyet hem de Aykut Kocaman’ın kendisini ispat etmesi adına önemli bir galibiyet oldu. Beşiktaş maçıyla birlikte daha net yorumlar yapılabilir. Bakalım bu oyunu sürekli hale getirebilecek mi? Getirebilirse şampiyonluk yarışına tekrar ortak olur.

Fenerbahçe’nin bugün bana göre denediği en önemli şey Meierles-Topal değişikliğidir. Meireles geldiğinden beri daha çok defansta toparlayıcı görevindeydi. İlk kez bu maçta Topal geride Meireles daha çok ileride oynadı. Aslında ileri denmemeli iki yönüyle oynadı ancak öncelik itibariyle Topal geride kaldı, Meireles ileride ataklara katıldı. Meireles gerideyken beklerin ve stoperlerin arasına sürekli girdi ve onların hatalarını kapatıyordu. Topal’da bu özellik olmadığı için bu maçta savunma oyuncuları yine yalnız kaldı ve sınırlı yeteneklerinden doğan boşlukları kapatan olmadı. Çok basit goller yendi. Meireles’in bugün oyunun iki yönünü de çok iyi oynadığını gördük. Topal’ın bence bir an önce savunmanın arkasına sarkmayı bir şekilde öğrenmesi gerekiyor. 

Kuyt-Sow ikilisi çok can yakacaktır. Benim bu ikiliye itimadım çok büyük. Krasic de takıma katılırsa gerçekten iyi bir hücum hattı olacaktır Fenerbahçe’nin. Geriden gerektiği gibi destek gelirse bu adamlar çok iyi işler yapar. 

Dikkat ediyorum takım her maça en fazla 4 yabancı ile çıkıyor. Madem bu yabancı sınırı tam olara kullanılmayacak Fenerbahçe’nin bence kadro kalitesi olarak en zayıf yerine, stopere bir yabancı isim alınması çok iyi olacaktır. Bekir, Egemen, Yobo, Serdar Kesimal yeterli değiller. Alışınca illaki oyunlarını bir adım ileriye taşıyacaklardır ancak Avrupa seviyesinde olamayacaklar.

Bu maçta bir kez daha gördük ki Stoch, hiçbir zaman Caner’in verdiği etkiyi veremeyecek. Eğer Caner iyiyse o maçta ilk onbire Caner yazılır. Caner akıllıca paslaşıyor ve akıllıca ortalar yapıyor. En azından ekstra işler yapmak yerine basit oynuyor. 

Baroni’ye gelirsek, bu zamana kadar neden koşmadın, şimdi neden koşuyorsun be aga?!

26 Ağustos 2012

Mert’i Hayata Döndürdüler – Fenerbahçe:3 Gaziantep:0


 

Fenerbahçe’li futbolcular dün öyle bir maç çıkardılar ki Mert Günok yaptığı 6-7 tane %100’lük kurtarışla kaybettiği özgüveni yeniden yerine koydu. Ayrıca Fenerbahçeli kadın taraftarların yaptığı tezahürat da Aykut Kocaman ve Alex arasındaki sorunların dönüm maçı olacak. Aziz Yıldırım’ın durumdan rahatsız olmasıyla beraber Alex’i kulübe çağırması Fenerbahçe adına olumlu işlerin olacağının göstergesi. Yeni Malatya maçından sonraki takım ruhu ve özeleştiri ortamını tekrardan yaratacak bir hamle olacaktır. 

Dün maçın 3-0 bitmesi kimseyi kandırmasın. Takım hiç iyi değildi. İlk dakikalarda yüklenir gibi yaptılar ancak daha sonra yine dağıldılar. İstatistiklere bakınca pas sayısı yüksek gibi görünüyor ancak olumlu pas yapamıyorlar. Rakip biraz orta sahada direnç gösterince yan pas yapıyorlar. Yan pas yapa yapa maçı geçirdiler. Gaziantep dün çok beceriksizdi. Mert Günok’un da performansıyla gol bulamadılar. Ancak dün Gaziantep yerine başka bir takım olsaydı skor hezimet olabilirdi. 

Fenerbahçe’nin teknik direktörü 3 senedir değişmiyor. Şampiyon olunamamasına rağmen değişmedi. Aslında büyük bir devrim var Fenerbahçe’de. Ancak yıllardır savunduğumuz istikrar başarıyı getirir tezine bu 3 senelik istikrar döneminde ulaşamadık. Bunun çok sebepleri var tekrar tekrar yazmak sıkıyor artık ancak Alex’li sistemin değişmesi, bol pasa dayalı bir total futbol sevdası ve bazı oyuncuların değişmesi aslında Aykut Kocaman için gerçekten büyük sınavlar. Takım hala oturmadı.  

Dün akşam orta saha bomboştu. Defans da bomboştu. Kuyt ve Sow’un olumlu koşularını en azından orta sahadaki oyuncular yapabilseydi bu kadar boş kalmazdı orta saha. Maçlarda bakıyorum defans oyuncuları dışındaki 6 oyuncudan sadece Kuyt ve Sow olumlu koşuyor. Diğer 4 oyuncu olumlu koşmuyorlar ve sürekli oyunu yana sıkıştırıyorlar. Pasa dayalı oyun oynamaya çalışıyoruz ancak topu kanatlarda sıkıştırıyoruz. Zamanla bunlar oturacaktır tabii ki ancak dinamik oyuncular gerektiği kesin. Dün Selçuk iyi paslaştı ancak takımı diri tutamadı. Keza Topuz da, Topal da takımı diri tutamadılar. Sıkışınca topu hep yana attılar. O top sürekli sağdan sola, soldan sağa yayıldı durdu. Dikine oynayıp rakibi zorlamıyorlar. Faul alırsın, kırmızı kart yedirirsin, kanatları rahatlatırsın, rakibin orta sahayı 3 pasta geçmesini engellersin.

Bana göre bu takım her türlü 4-4-2 oynar. Elinde Kuyt ve Sow gibi adamlar olduğu sürece ben 4-4-2 oynatırım. Ancak Aykut Kocaman’ın kafasında bazı planlar var ki ısrar ediyor. Ancak şu unutulmasın ki 4-4-2 de oynasan pas yaparken olumlu paslar yapacaksın, koşu yaparken de olumlu koşacaksın. Maçın en çok koşan adamları resmen ortada görünmüyorsa ve rakiple omuz omuza mücadeleye girmekten kaçıyorsa o adam boş koşmuştur, maçta en çok pas veren adam topu sürekli yanındaki adama vermişse o adam boş pas veriyordur. Dünkü maçta ve Moskova deplasmanında Selçuk biraz dikine oynadı ve goller attırdı. Bu kadar basit oynayamıyorlar maalesef.

Dün Topuz fevkalade oynamadı ancak duran toplarda iyiydi. Bence orta göbekte mevcut oyuncular içinde en yararlı olacak isim Mehmet Topuz. Duran toplarda gerçekten çok iyi kesmeler attı.  Topal biraz daha toparlamış gibi görünüyor ancak daha alışması için süre lazım.

Egemen ve Yobo hiç anlaşamıyor. Yobo sol stoper mevkinden sağ stoper mevkisine geçtiği için bocalıyor. Alışmaları lazım birbirlerine. Aslında Gökhan Gönül’ü saymazsak defansta Yobo, Egemen ve Hasan Ali Kaldırım bu şekilde ilk defa oynuyorlar ve mutlaka alışma devresi geçirecekler. Maçlar ilerledikçe daha oturaklı olacaklardır ancak bu süreçte büyük kayıplar verdirdikçe takımın sorunlara olan direncini düşürüyorlar. Bu konuda orta sahadan da yardım görmedikleri için hezimetlerden kılp payı kurtuluyorlar takım olarak.

Dün akşam hakem faciaydı. Halis Özkahya’nın facia olmadığı maç yok zaten. Maç içinde bile verdikleri kararlar değişkenlik gösteriyor. Zaten MHK bünyesinde tutarlı bir tane hakem yok. Bu tutarsızlığın sebebi maç öncesi telefonlarla alakalıdır. Hakemler şike yapıyorlar yıllardır ve bunu kimse ortaya çıkarmıyor. Hakemlerin ne zaman sorgulanacağını merak ediyorum.

Gelelim Alex-Aykut Kocaman-Aziz Yıldırım üçgenine. Alex’in hatası olduğunu düşünüyorum. Genel olaylarda Aykut Kocaman’ın da hataları var. Aziz Yıldırım’ın da hataları olmuştur. Ancak Alex’i yuhalandığı dönemde ayakta alkışlayarak moral veren Aziz Yıldırım’ın, dün Alex’e bu şekilde kızması aslında bu olaylarda ilk adımı kimin atması gerektiğini gösteriyor. Sorunların çözümü çok basit aslında. Herkes saygı çerçevesinde işini yapmak zorunda.

21 Ağustos 2012

Gereksiz Büyütülmüş Bir Rakip – Spartak Moskova:2 Fenerbahçe:1



 
Fenerbahçe olarak, Fenerbahçeliler olarak rakibi gözümüzde çok büyütmüşüz.  Skor rezalet bir skor değil anca burada alacağımız bir galibiyet veya gollü beraberlik bizi Kadıköy’de çok rahat bir ortamda çıkartabilirdi. Spartak Moskova’nın iyi diyebileceğim tek yanı atletik olmalarıydı. Vücutları çok hazırdı. Bunu da erken başlayan liglerinin bir avantajı olarak görüyorum. 

Fenerbahçe Kuyt-Sow ikilisi ile başlayarak bana göre çok iyi bir hamle yaptı. Ancak orta sahadaki dörtlü gerçekten faciaydı. En azından sağ kanatta Krasic’i değerlendirmeliydi hoca. Böylece Gökhan’ı da asli görevi olan defansa yoğunlaşmasını sağlardı. Gökhan’ın hücum gücünden faydalanacağım diye asli görevi olan defansta hatalar yapmasına neden oldu. Gökhan’ın boşalttığı yerlere de o orta sahadaki dörtlüden hiçbirisi yardıma gitmedi. Keza Hasan Ali’ye de yardıma gitmedi o orta sahadaki dörtlü.

Fenerbahçe’nin birçok sorunu var. Ancak en temel sorunu Orta sahanın direnci, yardımlaşması, yaratıcılığı, mücadelesi. Bu maçta bile bu sorunlar vardı. 8 kişi temkinli bir vaziyette savunma yaparken iki tane gol yiyorsa takım bu işte bir sıkıntı vardır. Kuyt ve Sow bile gerilere kadar gelip savunmaya katkıda bulunurken iki tane gol yemek gerçekten sıkıntılı bir durum yaratıyor.

Fenerbahçe Kadıköy’de bu takımı rahatlıkla eler bana göre. Tek avantajları hızlı forvetleri bana göre. Dikkatlerinden mutlaka kaçıracaklarını düşünüyorum bu adamları ve gol yiyeceklerini düşünüyorum ancak azıcık organize olabilirsek farklı geçebilecek bir rakip. İş sadece korkmamakta, Organize olmakta, istemekte bitiyor.

Kuyt-Sow ikilisinin çok büyük işler yapacağına inanıyorum. Bu maçta deliler gibi koştular. Sadece iki kişi harika baskı kurdular ve bir şekilde golü attılar. Bu ikiliyi izlemeye devam edin. Fenerbahçe’nin Taktiği 4-4-2’dir. Bu seneki lideri de Dirk Kuyt’tır bana göre.

19 Ağustos 2012

Orta Saha Düştü! – Elazığspor:1 Fenerbahçe:1



Elazığspor-Fenerbahçe mücadelesinden görmedikleriniz

Fenerbahçe’de Yeni Malatyaspor mağlubiyetindeki havayı görüyorum. İsteksiz futbolcular, yeteneksiz oyuncular, overrated futbolcular, anlamsız taktikler. Biz o dönemleri aşmıştık diye biliyorum ancak 3. Seneye girmemize rağmen yine bu duruma gelmemiz direk Aykut Kocaman için bir eksi puan.

Transfer yapar veya yapmaz ki bana göre yapmalı, sen bu ligde ve Avrupa’da söz geçiren bir takım olmak istiyorsa orta sahan, ileri uç adamların basacak. Elazığspor bugün bariz biçimde bastı, koştu, parçaladı ve yetersiz olmasına rağmen Fenerbahçe’yi sindirdi. Fenerbahçe’de yokları oynayan Bilica bu maçın yıldızı oldu. Bilica’yı yıldız yapan Elazığ orta sahası oldu. Fenerbahçe’yi kolay kolay sokmadılar oralara. Fenerbahçe ise Elazığ’ı izlediği için 3 pasta kale önüne gelmelerine engel olamadı ve bir şekilde oyunun hâkimiyetini verdi. Şu ortamda Fenerbahçe defansının hata yapmaması zaten olağan dışı. 

Şampiyonlar ligi çok önemli bir turnuva. O turnuvaya katılmak da çok önemli ancak en önemlisi futbola ne kattığındır. Sen futbol adına hiçbir şey yapmayacaksan Spartak Moskova’yı geçmenin bir anlamı yok. Şampiyonlar Liginde madara olur dönersin. 

Bugün Dirk Kuyt harikaydı. Sow çok yalnız kaldığı için kötü diyemiyorum. Mehmet Topuz girdikten sonra çok iyi işler yaptı. Dikine paslar attı durdu. Defans için yorum yapmıyorum çünkü ileride oynayan adamlar hiçbir şekilde rakibi baskılamadığı için gerçek bir sınav verdiklerini düşünmüyorum.  Takımda bazı adamlar var gerçekten iflah olmazlar. 

Fenerbahçe’nin acil olarak bir taktik belirlemesi ki bu bence 4-4-2 olmak zorundadır, takım oyununun mücadele demek olduğunu öğrenmesi, orta sahaya mutlaka bir transfer yapması gerekiyor. Bu şekilde Ligde ve Avrupa’da bir şey yapması söz konusu bile değil.

9 Ağustos 2012

Dirkkayt Dirkkayt! – Vaslui:1 Fenerbahçe:4



Fenerbahçe bugün ilk 30 dakika öyle bir baskı yaptı ki rakibini çok bunalttı. Gol geliyorum dedi ve bir şekilde golü attık. İlk maçta yan pas yapmaktan bıkmayan takım ilk 30 dakikada resmen dikine pas yapmaktan bıkmadı. Neydi aradaki farklar diye sorarsanız elbette ki mantıklı açıklamaları var. Takımın hala tam hazır olmaması bence en büyük etken. Hazır olmamaktan kastım takımın birbirine uyumu değil, kasların daha tam olgunlaşmamasıdır. Yoksa bu adamlar şu an son maçmış gibi koşamazlar. Ancak sahada gezinmenin de bir mantığı yok. Bugün orta sahanın göbeğinde oynayan Cristian ve Selçuk ilk 30 dakikadan sonra koşmayı bırakınca takım resmen rezalet bir oyun ortaya koydu. Ne zaman ki bu adamlar baskıyı artırdı, takım turu geçecek skoru aldılar.

Bazı değişmeye gerçekler var futbolda. Özellikle günümüz futbolunda orta göbekte oynayan oyuncular ne kadar istikrarlı ve mücadeleci olursa o kadar dirençli oluyorsun. Büyük takımlara, Şampiyon takımlara bakınca bunu görürsünüz. Orta göbekteki oyuncuları defans veya orta saha fark etmez hep sağlam oyunculardan kurulu oluyor. Fenerbahçe’de bugün Cristian-Selçuk ile Egemen-Bekir uyumsuzluğu yüzünden turu kaybedebilirdi Fenerbahçe ancak aynı oyuncuların biraz mücadelesiyle rakibine üstünlük sağlayabildi.

Bakınız bu adamlar koşmayı bıraktığında takımda koşan oyuncular skora katkıda bulundu. Gökhan Gönül, Dirk Kuyt, Hasan Ali, Mehmet Topuz ve Caner dışında koşan neredeyse yok gibiydi. Bakıyoruz gol Gökhan’ın pasında Kuyt’dan gelmiş. Sonra takım rahatlıyor ve goller ardı ardına geliyor.

Fenerbahçe’nin mutlaka bu orta alan konusundaki istikrar ve direnç konusuna çözüm bulması lazım. Şampiyonluklar ve büyük başarılar buradan geçiyor artık. Yobo’nun gelişi biraz olsun iyileştirecek bu bölgeyi ancak saha içinde istikrarlı ve dirençli bir orta saha oyuncusuyla Fenerbahçe bence kusursuz bir takım olur.

Kuyt bugün emeklerinin karşılığını aldı. Ancak bu maçta değinmemiz gereken kişi bence ne Kuyt ne de harika kurtarışlar yapan Volkan’dır. Sow bugün çok güzel bir gol attı. Saha içinde nerde duracağını iyi bilen, rakip yarı alanı çok iyi kullanan ve son vuruşları bu kadar iyi olan bir forveti bu fiyata bulmamız çok zor. Sow’a büyük haksızlık yapılıyor. Gönderilmesini isteyenler bana göre futbol cahilidir. Kuyt gibi mücadeleci ve asist özelliği olan bir forvetin yanında harika maçlar çıkartabilir. Alex kusura bakmasın ama Kuyt ve Sow forvetini gerçekten heyecanla bekliyorum. Oynadıkları ilk maça damga vuracaklarına eminim.

Bir sonraki turda ne mi olur? Orta göbekteki dörtlü ne kadar dirençli olursa turu geçme şansımız o kadar fazla. Çünkü şu an tek sorunumuz kasların hazır olmaması ve bu dirençtir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...