Sivasspor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sivasspor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Eylül 2012

Doldur Boşalt Doldur Boşalt v2012 – Sivasspor:0 Fenerbahçe:0




 
Fenerbahçe rezalet oynamaya devam ediyor. Her maç bir taktik deniyor Aykut Kocaman. Artık içerde ne gibi bir savaş dönüyorsa sürekli taktik değişiyor, sürekli oyuncular değişiyor. Fenerbahçe’de bir kere bu iç savaş yüzünden iletişim kopmuş durumda. Saha içinde futbolcular tek başına bağımsız bireyler gibi oynuyorlar. Takımın en büyük gol silahı doldur boşalt olmuş. Rakip orta sahada biraz bastığı vakit hemen defanstan top şişiriliyor. 1980 yılındaki Anadolu Takımları gibi oynuyor koca Fenerbahçe. 1990 yıllarda ezik ve sinik Anadolu takımları bu taktikle oynarlardı büyük takımlara karşı.

Orta sahada yumuşak, pas yapmayan, iletişim kurmayan, sinik adamlar var. Koşmuyorlar, iletişim kurmuyorlar, pas atmıyorlar. Haliyle Topal içlerinde siniyor. Takıma adapte olamıyor. 3 ayda takım hazır olmasına rağmen daha çok geriye gitti. Orta sahada bu eksikler olduğu için de Sow-Kuyt ikilisi boşuna koşuyorlar, defans çok zor durumlara düşüyor. Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal gibi isimler takıma alışamadıkları için gerçek güçlerini gösteremiyorlar aynı zamanda eski oyuncularda eski performanslarını gösteremiyor doğal olarak.

Fenerbahçe bu orta saha sorununu çözemediği vakit başarılı olamayacak. İlk dörde bile zor girer. Modern futbolda orta sahaların koşu yapması önemlidir ancak asıl önemlisi ne kadar sprint attığın ve bu koşuları ne kadar olumlu kullandığındır. Aykut Kocaman idmanlarda bu istatistikleri gördüğü için Alex ve Cristian’ı kesti ancak yerlerine koyduğu adamlar da onlardan daha beter vaziyetteler. Ancak bunun için Aykut Kocaman’a kızmak anlamsız. Aykut Kocaman mutlaka daha iyilerini ister ve istemiştir bu konuda yönetimin eksiklikleri var. Abdullah Kiğılı dalga geçer gibi bu takım UEFA kupasını alır diyorsa Aykut Kocaman bence bu konudaki en son suçludur.

Fenerbahçe’nin en büyük sorunu orta saha. Çözülmesi gereken tek sorun elbetteki bu değil ancak orta sahadaki direnci ve organizasyonu yakalarsa yarışmaya tekrar ortak olacaktır. Bu konu da şu an için zor çözülecek gibi duruyor. Çünkü takım içindeki bu gruplaşmalar sürdüğü vakit bu organizasyon ve direnç hiçbir zaman oluşmayacak.

5 Kasım 2011

Ruhları Çalınmış! – Sivasspor: 2 Fenerbahçe: 0



 Çok zorlu bir deplasmana çıktı Fenerbahçe. Sivas bu sene Rıza Çalımbay ile önemli bir başlangıç yaptı lige. Fenerbahçe gibi şike skandalının yarattığı belirsizlik sorunundan sıyrılarak önemli bir iş yaptılar. Bu ortamda futbola konsantre olup diğerlerine fark atabilmek zordur. Bu yüzden Rıza Çalımbay ve Aykut Kocaman takdiri hak ediyorlar. Ancak bu akşam Rıza Çalımbay bütün takdirleri hak etti. Sahada savaşan bir Sivas vardı, Fenerbahçe’nin eksiklerinin üstüne çok iyi gittiler. 

Fenerbahçe ise geçen sezon Sivas ile başlayan 27 maçlık serisini yine Sivas ile sonlandırdı. Elbette bu takım bir gün yenilecekti ancak bunun biraz daha destansı olmasını isterdim. Bekir’in maç sonunda söylediği gibi en azından isyanlarını sahaya yansıtıp o şekilde mağlup olsalardı daha güzel duracaktı mağlubiyet ancak çok önemli bir detay değil bu durum. Bu mağlubiyetten de büyük dersler alınacaktır. Bu mağlubiyet de diğer mağlubiyetler gibi gerekeni gösterecektir. Önemli olan hataları tespit edip üstüne gidebilmektir.

Bugün ilk olarak en büyük eksik oyuncuların ruhlarıydı. O kadar çok pas, şut, tercih, pozisyon hatası yapıldı ki hiç birinde futbolcular bir birine tepki koymadı. Sadece bir pozisyonda Stoch haklı veya haksız bir pozisyonda Semih’e küfrederek sinirini çıkarttı. Onun dışında herkes sahada eli belindeydi. Volkan yemeyeceği golleri yedi, Defans yapmayacağı hataları yaptı, orta saha paslaşmada sıfırdı. Doğal olarak Henri de bir şey yapamadı.

Ziegler’in sakatlığı bir kere en ağır darbe oldu. Son haftalarda Fenerbahçe adına hücumu çok iyi yönlendiren iki isimden birisi olan Caner’i Aykut Kocaman bek’e çekince ve diğer adam Alex olmayınca Fenerbahçe bir anda afalladı. Caner’i ne olursa olsun bek’e almamalıydı Aykut Kocaman. Bek’e bir şekilde alternatif yaratıp Caner’in hücum gücünü değerlendirmeliydi. Zaten son dakikada şuursuzca ileri çıktığında çok etkili ortalar yaptı. Stoch da sağolsun zaman zaman Caner’in atak yapması konusunda destek olmadı. Alex’in yerine oynayan Sezer ise tam anlamıyla yetersizdi. Diğer oyuncularda zeminle ve rakiple başa çıkamayınca 2 pası üst üste yapamayan bir takım izledik. Hatalı pasları toplayan Sivas maçı kopartacak pozisyonları ve golleri buldu.

Sezer’in ilk 11 oynaması yanlıştı. Maçtan önce de böyle düşünüyordum, bundan sonra da böyle düşüneceğim. 27 yaşına gelmiş birisinin Alex’in alternatifi durumuna gelmesini beklemek de açıkçası pek akıl karı gibi durmuyor. Elbette ki Aykut Kocaman’a güvendik ve saygı duyduk ama bu karar yanlıştı. Sezer sahada silindi. Maça Sezer ile başlamadı, Ziegler çıktıktan sonra Caner’i geriye çekmesi maçı bitiren hatalar oldu bana göre. Orta sahayı kalabalıklaştırma ya da Semih ile çift forvet oynama fikri daha mantıklıydı bana göre. Onun dışında Defansta Yobo dışında herkes döküldü. Volkan da dâhil kimse bir birini uyarmadı ve heyecanlandıramadı. Orta saha da pas yapamadı ve Defansın bu telaşına bir telaş daha kattı. 3 pas yapamayınca orta saha, uyuyan defansa siper olamadı ve Sivas takımına yem oldular.

Bu hatalar olacaktır. Aykut Kocaman’ın en sevdiğim özelliği yaptığı hataları tespit edip üstüne gidebilmesidir. Bu yüzden bu mağlubiyet, galibiyet kadar umut verir.

Milli maç arası bu hataları değerlendirme açısından iyi oldu. Galatasaray-Bursa-Trabzon maçlarına kadar puan kaybetmeden gidebilirse bu takım o üçgenden istediğini alıp çıkacaktır. O maçların havası farklı olacaktır.

23 Mayıs 2011

Yine Koydu Aykut Kocaman – Sivasspor: 3 Fenerbahçe: 4




Aykut Kocaman yine Trabzonspor’a patladı! Fenerbahçe muhteşem bir geri dönüş ile Spor Toto Süper Ligi Şampiyon olarak kapattı. 

Basit bir şampiyonluk değil bu! 

Çaycısından Başkanına kadar muhteşem bir kenetlenme getirdi şampiyonluğu!

Maç hakkında ne desem bilmiyorum ama Sivas bizim oraların da deyimiyle Allahına kadar savaştı. Ancak bu ligde Allahına kadar savaşan bir Fenerbahçe karşısında fazla şansları yoktu!

Zaten Allahına kadar savaşmadan 18 maçın 17’sini kazanamazsınız!

Yok planlamaydı, yok bilmem neydi, Transferlerdi felan girmenin anlamsız olduğu zamanları yaşıyoruz. Fenerbahçe şampiyon oldu ve Transferde de bunun avantajlarını kullanacaktır buna eminim.

Ancak 1996 Mayıs’ın sisler arasından bizi aydınlığa götüren Aykut Kocaman, geçen sene yaşanan büyük travmadan doğan ve uçuruma yuvarlanan camiayı tekrardan ayağa kaldırdı ve aydınlığa doğru götürmek için kolları sıvadı.

 Başta Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman ve Kaptan Alex De Souza olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürler.

18 Aralık 2010

İstemiyorlar – Fenerbahçe: 1 Sivasspor: 0



Bu maç hakkında teknik, taktik yorum yapmak büyük yanlışlık olur. Bu tarz düşünen ve bu kadar kötü çalıştırılmış futbolcularla istediğiniz sistemi getirin sonuç bundan farklı olmazdı. Aykut Kocaman bu takıma ne verebilir diye hep konuştuk ve tartıştık ancak futbolcuları mental açıdan desteklemezse istediğini yapsın şampiyonluğu şu dakikadan sonra alamaz. Zaten bu eksiklikler, deplasman maçlarında iyice ayyuka çıkıyor.

Fenerbahçe takım olarak o kadar kötüydü ki az olan iyi şeylerden bahsedelim. Fenerbahçe, bugün gol yemedi. Bu çok önemli bir detaydır. Geçen hafta Ankaragücü maçında gereksiz hatalarla iyi götürdüğü maçı belki de bu maçta ki gibi son dakikalarda çevirecekti ancak 10 dakikada yenilen gollerle maçı kaybetti. Ankaragücü maçında, bu maçta oynadığından daha karakterli oynadı futbolcular ancak bu maçı gol yemeden yaratıcı oyuncularıyla çevirmesini bildi. 

Aykut Kocaman, ilk defa skora direk etki etti. Alex’i oyundan almadı. 2-3 pası yapamayan futbolcular ile gol atamayacağını anladı ve kimi sokarsa soksun bu isteksizlikle 2-3 pası yapamayacağını anladı ve Alex’e güvendi.Çünkü takımda çerçeveyi görebilecek bir tek Alex vardı sahada. Bunun karşılığını da maçı kazanarak aldı. Maça damgasını vuran iki adam vardı. Birisi Yobo diğeri Alex’tir. Gol olduktan sonra orta sahayı güçlendirme hamlesi de yerindeydi. 

Fenerbahçe’nin kadrosu liderin 9 puan gerisinde kalacak kadar kötü mü?

Veya şöyle soralım Fenerbahçe kadrosu deplasmanlar da bu kadar yanlış oynayacak kadar kötü mü?

İstanbul da oynanan deplasman maçlarını saymaz isek Konya maçı dışında galibiyeti yok ve deplasman da kazanamaz ise şampiyonluk gerçekçi bir hedef olmaz bu takım için.

Fenerbahçe’de genel sorun futbolcuların isteksizliğiydi. Bu maçlarda 2-3’ü geçmiyordu ancak bu maçta 7-8’i gördü. Futbolcular kafalarında soru işaretleriyle çıkıyorlar idmanlara ve maçlara. Bugün görüldü ki Andre Santos istediği zaman her türlü oynar ancak adamda bazı soru işaretleri mevcut. Cristian’da da bu mevcuttu ancak bu 2-3 maçtır çözülmüş gibi duruyor. Bu soru işaretleri Niang’ta, Stoch’ta ve Dia’da da mevcut. Bu yüzden takım içinde birlik sağlanamıyor. Bu yüzden maç içinde kopmalar yaşanıyor. İşin en kötüsü Kanat oyuncuları, orta saha oyuncuları skora katkı yapamıyor. Emre, Topuz, Dia, Stoch, Gökay, Cristian, Selçuk ve diğer oyuncuların skora katkısı sıfır! Bu maçta bile Dia öyle pozisyonlar yarattı ki, ancak maçı çevirecek son vuruşu yapamıyor Alex ve Niang dışında ki futbolcular. Atılan 27 şutun 20 si kaleyi bulmuyor bu bence skandal bir istatistik. Bunun sorumluları Alex, Niang ve Semih olamaz.

Devre arası Aykut Kocaman için ilaç gibi olacaktır. Çünkü yazın bu takım bir arada kamp yapamadı. Bu kamp dönemi mutlaka çok yararlı olacaktır ancak 9 puanlık fark çok ciddi bir fark ve artık hata yapma gibi bir lüksü yok takımın. Bu takımın bariz bir biçimde kondisyona ve birlik beraberliğe ihtiyacı var Takımın bir arada başarıyı sindirmesi lazım. Şampiyon gibi oynamaları lazım. Şampiyon gibi oynamak demek yeteneklerinizi üst düzey olması anlamına gelmez. Çok yetenekli olmayabilirsiniz ama karakterinizle sahayı dar edersiniz rakibinize. Fenerbahçe’de bu yok.

Son bir söz Alex için söylemek lazım,

Lefter seninle gurur duyuyor !

Abdullah Aksoğan
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...