12 Eylül 2012

Transfer 2012: David Andersen değerlendirmesi



Fenerbahçe Ülker'in Olimpiyat Oyunları'ndan sonra resmen açıkladığı bir diğer transferde David Andersen oldu. 2.11'lik dev oyuncu, basketbola ülkesi Avustralya'da başladı. Gençlik yaşlarında çeşitli basketbol takımlarında oynadı. Kendi yaşıtlarına oranla Andersen'in uzun boyu kendisine genç yaşlarda büyük avantaj sağladı. Profesyonel basketbol kariyerine, Avustralya Basketbol Ligi ekiplerinden Wollongong Hawks'da başladı. Burada sadece bir sezonda gösterdiği performans ile İtalya'nın yolunu tuttu. Dönemin en iyi basketbol takımlarından biri olan Kinder Bologna ile Avrupa macerasına başladı. Bologna'da ki ilk senesinde Avrupa basketboluna alışma süreci yaşayan Andersen, daha sonraki üç sezonda adını Avrupa basketbolunda duyurmayı başardı. 2001 yılında Bologna'nın elde ettiği Euroleague şampiyonluğunda pay sahibi oldu. Kinder Bologna'da geçirdiği 4 sezon boyunca 2001 ve 2002 yıllarında İtalya Kupası şampiyonluğu ve 2001'de de İtalya Ligi şampiyonluğu yaşadı. Bu dört yıllık süreçte 2002 yılında NBA Draft'ına girerek Atlanta Hawks tarafından draft edildi. 2003 yılının transfer döneminde ise bir başka İtalyan takımı Montepaschi Siena ile sözleşme imzaladı. Siena'da geçirdiği bir sezon boyunca Siena'nın ilk lig şampiyonluğunu kazanmasında büyük rol oynadı. Aynı sezon İtalya Ligi Finallerinin En değerli oyuncusu ödülünün sahibi oldu. Bu Andersen'in kariyerindeki ilk MVP ödülüydü.

Siena'da geçirdiği bir sezonun ardından Rusya'nın yolunu tuttu ve Rus Basketbolunun en önemli takımı olan CSKA Moskova'ya transfer oldu. CSKA Moskova kariyerinde Andersen çok büyük bir çıkış yakalayarak kişisel performansını da ciddi şekilde yükseltti. CSKA Moskova formasıyla geçirdiği dört sezonda 2005, 2006 ve 2007 yıllarında Rusya kupasını, 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında Rusya Lig Şampiyonluğunu ve 2006 ile 2008 yıllarında Euroleague Şampiyonluklarını kazandı. 2005 yılında Euroleague'de, CSKA Moskova formasıyla gösterdiği başarılı performansla "Euroleague'de En iyi beşe" seçildi. Rusya'da kazandığı başarıların yanında kişisel performansında da gelişme kaydetmesi Andersen'i Avrupa'nın sayılı uzunları arasına soktu. Rusya'da geçirdiği dört sezonun ardından İspanyol devi Barcelona'ya transfer oldu. CSKA'da başladığı yüksek performansını Barcelona'da da devam ettiren Andersen takımın lig şampiyonluğunda önemli rol oynadı. Barcelona'da geçirdiği bir sezonun ardından ise NBA'i denemek istedi. Atlanta haklarını Houston'a devredince NBA'e de Houston Rockets formasıyla adım attı. NBA'de geçirdiği iki yıl boyunca sırasıyla Houston Rockets, Toronto Raptors ve New Orleans Hornets formaları giydi. NBA'de istediği başarıyı yakalayamayınca tekrardan Avrupa'ya dönme kararı aldı. Daha öncede formasını giydiği Siena ile anlaşan Andersen burada Lig şampiyonluğu, İtalya Kupası şampiyonluğu ve İtalya Süper Kupa şampiyonluğunu tekrar kazandı. Ardından da 2012 transfer döneminden kendisini Sarı-Lacivertli yapan imzayı attı. Andersen, Avustralya Milli Takımında da oynamaya devam ediyor.

Yukarıda bahsettiğimiz kariyerinde de göreceğimiz gibi, Avrupa'nın üst düzey takımlarında oynamış, birçok şampiyonluklar kazanmış ve büyük bir Euroleague tecrübesine sahip Andersen. Takıma birçok konuda büyük katkı vereceği aşikar. Şimdi Andersen'in takımımıza vereceğine inandığımız katkılara değinelim.

Öncelikle yukarıda da bahsettiğimiz gibi inanılmaz bir tecrübeye ve kariyere sahip. Avrupa'nın üst düzey takımlarında, üst düzey liglerinde oynamış, NBA tecrübesi yaşamış, onlarca şampiyonluk kazanmış bir oyuncu. Öncelikle takıma bu tecrübesiyle bile çok büyük değer katacağı kesin. Her sporda olduğu gibi basketbolda da kariyer ve tecrübenin oyuna etkisinin yüksek olduğunu düşünürsek bu sene Andersen'den hem gençlere iyi bir öğretmen hem de sahada iyi bir yol gösterici olacağını söyleyelim. 

2.11'lik bir oyuncu için serbest atış çizgisinde oldukça başarılı bir oyuncu. Özellikle Euroleague'de geçirdiği son altı sezondaki %81.7'lik serbest atış isabet yüzdesi bir uzun oyuncu için oldukça yüksek bir rakam. Ayrıca üç sayılık isabet oranıda bir uzun oyuncu için oldukça iyi. Euroleague'de %45.3'lük bir isabet oranına sahip. Oynadığı yerel liglerde ise bu isabet oranı daha da yükseğe çıkıyor. Kolay kolay hiçbir rakibin boş bırakmayı göz önüne alamayacağı bir oyuncu.

Bir oyun kurucu kadar olmasa da iyi bir oyun zekasına sahip. Düzen içerisinde oyunu iyi okuyup gerektiği zaman gerektiği yerde olmasını bilen bir uzun. Üstelik fundamentalı'da üst seviyede. Bununla birlikte iyi de bir pasör. Skor katkısı yaptığı kadar takım arkadaşlarına da oldukça fazla asist yapabiliyor. Hücumda çok yönlü oynaması; yüzü dönük yada sırtı dönük şutlarda başarılı bir yüzdeyle oynaması onu hücumda büyük bir silaha dönüştürüyor. Özellikle CSKA'daki son iki sezonunda geliştirdiği şutunu bu yaşına kadar aynı seviyede tutmayı başardı. Rakipler için korkulu bir hücum oyuncusu. Rakibinin bir anlık zaafından sayı üretebilme potansiyeline sahip.

En önemli artılarından biride coach Simone Pianigiani ve Bo McCalebb'ı çok iyi tanıması. Coach'un oyun sistemine alışkın olması Fenerbahçe Ülker'deki adaptasyon süresinin de kısa olacağının işareti. Ayrıca Bo McCalebb ile de oynamış olması ve onun saha içerisinde neler yapmak istediğini anlayabiliyor olması hücumda yapacağı ikili oyunlarda büyük fayda sağlayacak. Yeni bir oyun kurucuyla oynamaktansa, tanıdığı bir oyun kurucuyla oynayacak olması Andersen'in sahada daha verimli olmasında büyük rol oynayacak.

Oyunun hücum yönünde gösterdiği başarıyı açıkçası savunmada çok fazla gösterdiğini söyleyemeyiz. Emir Preldzic'ten alışkın olduğumuz gibi çok fazla savunma yapmayı seven bir oyuncu değil. Zaten savunmada da aynı Oğuz Savaş gibi çok yumuşak kalıyor. Bu zaaflarını Kaya gibi, Batiste gibi sağlam, sert savunmacı olan uzunlarımızın kapatması halinde savunmada da çok fazla aksamayacaktır.

David Andersen'e bir kez daha Fenerbahçe Ülker'e hoşgeldin diyor, takımımızda başarılar diliyorum.

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...