Fenerbahçe Ülker'in Olimpiyat Oyunları'ndan sonra
resmen açıkladığı bir diğer transferde David Andersen oldu. 2.11'lik dev
oyuncu, basketbola ülkesi Avustralya'da başladı. Gençlik yaşlarında çeşitli
basketbol takımlarında oynadı. Kendi yaşıtlarına oranla Andersen'in uzun boyu
kendisine genç yaşlarda büyük avantaj sağladı. Profesyonel basketbol
kariyerine, Avustralya Basketbol Ligi ekiplerinden Wollongong Hawks'da başladı.
Burada sadece bir sezonda gösterdiği performans ile İtalya'nın yolunu tuttu.
Dönemin en iyi basketbol takımlarından biri olan Kinder Bologna ile Avrupa
macerasına başladı. Bologna'da ki ilk senesinde Avrupa basketboluna alışma
süreci yaşayan Andersen, daha sonraki üç sezonda adını Avrupa basketbolunda
duyurmayı başardı. 2001 yılında Bologna'nın elde ettiği Euroleague
şampiyonluğunda pay sahibi oldu. Kinder Bologna'da geçirdiği 4 sezon boyunca
2001 ve 2002 yıllarında İtalya Kupası şampiyonluğu ve 2001'de de İtalya Ligi
şampiyonluğu yaşadı. Bu dört yıllık süreçte 2002 yılında NBA Draft'ına girerek
Atlanta Hawks tarafından draft edildi. 2003 yılının transfer döneminde ise bir
başka İtalyan takımı Montepaschi Siena ile sözleşme imzaladı. Siena'da
geçirdiği bir sezon boyunca Siena'nın ilk lig şampiyonluğunu kazanmasında büyük
rol oynadı. Aynı sezon İtalya Ligi Finallerinin En değerli oyuncusu ödülünün
sahibi oldu. Bu Andersen'in kariyerindeki ilk MVP ödülüydü.
Siena'da geçirdiği bir sezonun ardından Rusya'nın
yolunu tuttu ve Rus Basketbolunun en önemli takımı olan CSKA Moskova'ya
transfer oldu. CSKA Moskova kariyerinde Andersen çok büyük bir çıkış
yakalayarak kişisel performansını da ciddi şekilde yükseltti. CSKA Moskova
formasıyla geçirdiği dört sezonda 2005, 2006 ve 2007 yıllarında Rusya kupasını,
2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında Rusya Lig Şampiyonluğunu ve 2006 ile 2008
yıllarında Euroleague Şampiyonluklarını kazandı. 2005 yılında Euroleague'de,
CSKA Moskova formasıyla gösterdiği başarılı performansla "Euroleague'de En
iyi beşe" seçildi. Rusya'da kazandığı başarıların yanında kişisel performansında
da gelişme kaydetmesi Andersen'i Avrupa'nın sayılı uzunları arasına soktu.
Rusya'da geçirdiği dört sezonun ardından İspanyol devi Barcelona'ya transfer
oldu. CSKA'da başladığı yüksek performansını Barcelona'da da devam ettiren
Andersen takımın lig şampiyonluğunda önemli rol oynadı. Barcelona'da geçirdiği
bir sezonun ardından ise NBA'i denemek istedi. Atlanta haklarını Houston'a
devredince NBA'e de Houston Rockets formasıyla adım attı. NBA'de geçirdiği iki
yıl boyunca sırasıyla Houston Rockets, Toronto Raptors ve New Orleans Hornets
formaları giydi. NBA'de istediği başarıyı yakalayamayınca tekrardan Avrupa'ya
dönme kararı aldı. Daha öncede formasını giydiği Siena ile anlaşan Andersen
burada Lig şampiyonluğu, İtalya Kupası şampiyonluğu ve İtalya Süper Kupa
şampiyonluğunu tekrar kazandı. Ardından da 2012 transfer döneminden kendisini
Sarı-Lacivertli yapan imzayı attı. Andersen, Avustralya Milli Takımında da
oynamaya devam ediyor.
Yukarıda bahsettiğimiz kariyerinde de göreceğimiz
gibi, Avrupa'nın üst düzey takımlarında oynamış, birçok şampiyonluklar kazanmış
ve büyük bir Euroleague tecrübesine sahip Andersen. Takıma birçok konuda büyük
katkı vereceği aşikar. Şimdi Andersen'in takımımıza vereceğine inandığımız
katkılara değinelim.
Öncelikle yukarıda da bahsettiğimiz gibi inanılmaz
bir tecrübeye ve kariyere sahip. Avrupa'nın üst düzey takımlarında, üst düzey
liglerinde oynamış, NBA tecrübesi yaşamış, onlarca şampiyonluk kazanmış bir
oyuncu. Öncelikle takıma bu tecrübesiyle bile çok büyük değer katacağı kesin.
Her sporda olduğu gibi basketbolda da kariyer ve tecrübenin oyuna etkisinin
yüksek olduğunu düşünürsek bu sene Andersen'den hem gençlere iyi bir öğretmen
hem de sahada iyi bir yol gösterici olacağını söyleyelim.
2.11'lik bir oyuncu için serbest atış çizgisinde
oldukça başarılı bir oyuncu. Özellikle Euroleague'de geçirdiği son altı
sezondaki %81.7'lik serbest atış isabet yüzdesi bir uzun oyuncu için oldukça
yüksek bir rakam. Ayrıca üç sayılık isabet oranıda bir uzun oyuncu için oldukça
iyi. Euroleague'de %45.3'lük bir isabet oranına sahip. Oynadığı yerel liglerde
ise bu isabet oranı daha da yükseğe çıkıyor. Kolay kolay hiçbir rakibin boş
bırakmayı göz önüne alamayacağı bir oyuncu.
Bir oyun kurucu kadar olmasa da iyi bir oyun
zekasına sahip. Düzen içerisinde oyunu iyi okuyup gerektiği zaman gerektiği
yerde olmasını bilen bir uzun. Üstelik fundamentalı'da üst seviyede. Bununla
birlikte iyi de bir pasör. Skor katkısı yaptığı kadar takım arkadaşlarına da
oldukça fazla asist yapabiliyor. Hücumda çok yönlü oynaması; yüzü dönük yada
sırtı dönük şutlarda başarılı bir yüzdeyle oynaması onu hücumda büyük bir
silaha dönüştürüyor. Özellikle CSKA'daki son iki sezonunda geliştirdiği şutunu
bu yaşına kadar aynı seviyede tutmayı başardı. Rakipler için korkulu bir hücum
oyuncusu. Rakibinin bir anlık zaafından sayı üretebilme potansiyeline sahip.
En önemli artılarından biride coach Simone
Pianigiani ve Bo McCalebb'ı çok iyi tanıması. Coach'un oyun sistemine alışkın
olması Fenerbahçe Ülker'deki adaptasyon süresinin de kısa olacağının işareti.
Ayrıca Bo McCalebb ile de oynamış olması ve onun saha içerisinde neler yapmak
istediğini anlayabiliyor olması hücumda yapacağı ikili oyunlarda büyük fayda
sağlayacak. Yeni bir oyun kurucuyla oynamaktansa, tanıdığı bir oyun kurucuyla
oynayacak olması Andersen'in sahada daha verimli olmasında büyük rol oynayacak.
Oyunun hücum yönünde gösterdiği başarıyı açıkçası
savunmada çok fazla gösterdiğini söyleyemeyiz. Emir Preldzic'ten alışkın
olduğumuz gibi çok fazla savunma yapmayı seven bir oyuncu değil. Zaten
savunmada da aynı Oğuz Savaş gibi çok yumuşak kalıyor. Bu zaaflarını Kaya gibi,
Batiste gibi sağlam, sert savunmacı olan uzunlarımızın kapatması halinde
savunmada da çok fazla aksamayacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder