Lester Bo McCalebb... 1985, New Orleans doğumlu
olan Amerikalı basketbolcu daha sonra Makedon vatandaşlığına geçerek Makedonya
Milli Takımında oynamaya başladı. Son yıllarda ortaya koyduğu performans ile
Avrupa'da en iyi oyun kuruculardan biri olmayı başaran Bo McCalebb, basketbol kariyerine
Amerika'da kolej liginde başladı. New Orleans Üniversitesi'nde sürdürdüğü kolej
kariyeri boyunca 128 maça çıktı ve 20.9 sayı, 4.7 ribaund ve 3 asist
ortalamalarıyla inanılması güç bir istatistik yakaladı. Bu yüksek ortalaması
Bo'ya, 2007 yılında "Sun Belt Conference Player of the Year" ödülünü
kazandırdı.
Günümüzün elit basketbolcularından biri olarak
kabul edilen Bo McCalebb profesyonel kariyerine ise ülkemizde başladı.
2008-2009 sezonunda Beko Basketbol Ligi ekiplerinden Mersin Büyükşehir Belediye
forması giyerek profesyonel basketbol kariyerine ilk adımı attı. Ligimizde
oynadığı tek sezonda 17.4 sayı ve 4.7 asist ortalamalarıyla dikkatleri üzerine
çekmeyi başardı. Sezon sonu Fenerbahçe Ülker'in de gündemine gelmiş ancak
transferden daha sonra vazgeçilmişti. Bo, ülkemizde geçirdiği bir sezonun
ardından Partizan'a transfer oldu. Partizan'da oldukça başarılı bir sezon
geçiren Bo McCalebb, Sırbistan Ligi ve kupası ile Adriyatik Ligi'ni kazandı. Ayrıca
Euroleague'de de aynı sezon Final Four oynama başarısı gösterdi. Euroleague'de
takımının Final Four oynamasında büyük katkısı olan Bo, Euroleague'in en iyi ikinci
beşine seçilerek kalitesini de ortaya koydu.
Partizan'da geçirdiği başarılı sezon ile Avrupa
Basketbolu'nun önemli kulüplerinin dikkatini çeken Bo McCalebb, 2010 transfer
döneminde İtalyan temsilcisi Montepaschi Siena ile sözleşme imzaladı.
Euroleague seviyesinde Partizan'da başlayan yükselme Siena'da adeta tavan
yaptı. McCalebb, Siena forması ile ortaya koyduğu performans sayesinde tüm
dünyada tanınan bir isim olmayı başardı. Siena'daki ilk senesinde Euroleague'de
Final Four oynayıp, İtalya'da da tüm kupaları topladılar. İkinci sezonunda da
başarılı performansını sürdüren Bo McCalebb, İtalya Ligi MVP'si olmayı başardı.
2012 transfer döneminde ise Fenerbahçe Ülker ile 3 yıllık sözleşme imzalayan
McCalebb artık Sarı-Lacivertli renkler için mücadele edecek.
Bo McCalebb'ın kısa gibi görülen ama aslında
başarılarla dolu kariyerine göz attık. Fenerbahçe Ülker Bo'nun profesyonel
basketbol kariyerindeki dördüncü takımı. Mersin'de başlayan kariyer şimdi bir
diğer Türk takımı olan Fenerbahçe Ülker'de devam edecek. Ama bu sefer daha
öncekinden farklı olacak. Mersin'de bir yıldız adayı olduğunu göstermişti fakat
şimdi Fenerbahçe Ülker'de yıldız oyuncu olarak görev yapacak ve takımın
hedeflerinde en kilit rolü üstlenecek. Bo, bu duruma yabancı değil. Bu zamana
kadar oynadığı her takımda hep kilit ve önemli roller üstlendi. Bu yükü
kaldırabilecek tecrübede bir isim.
Bo'nun basketbolunu aslında çok fazla tanıtmaya
gerek yok. Basketbolu az da olsa takip eden herkes Bo'nun oynayacağı takıma
nasıl yarar sağlayacağını bilir. Yine de biz yıldız basketbolcunun olumlu
yönlerine biraz değinelim.
Öncelikle atletik yapısının getirdiği önemli bir
artısı var. Hem savunmada hem de hücumda bunun nimetlerinden fazlasıyla
yararlanıyor. Yüksek zıplama kabiliyeti sayesinde ribaundlara da katkı veriyor.
Tam sahayı çok hızlı geçip takımı hücuma çok hızlı taşıyabiliyor. Pota altı
drive'larda da bitiriciliği çok yüksek olan bir oyuncu. İçe drive sonucu
bulduğu basketler profesyonel kariyeri boyunca en iyi yaptığı işlerin başında
geliyor.
Gerektiğinde sorumluluk alabilen ve kritik anlarda
önemli katkılar bekleyebileceğimiz bir isim. Top onun ellerinde olduğunda bu
sezon biraz daha rahat maç izleyeceğimiz kesin. Çünkü Bo, oyunu çok iyi okuyup
rakibin anlık zaaflarından çok iyi yararlanabilen bir oyuncu.
Teke tek hücumda tutulması zor bir isim.
Karşısındaki oyuncuyu zor duruma düşürebilecek kadar hareketli olması ona büyük
avantaj sağlıyor. Ayak çabukluğu ve atletik yapısıda bunda büyük etken tabi ki.
Ayrıca oldukça korkusuz bir isim. Önündeki oyuncunun kim olduğuna bakmadan
potaya gidebilen hatta daha da zoru seçip rakibinin üzerinden smaç dahi
basabilen bir isim. Bo'nun bu spektaküler hareketleri sezon boyunca taraftarı
coşturacaktır.
Bo, savunmada da teke tekte yıpratıcı bir oyuncu.
Özellikle rakip alanda baskıyı iyi yapıp, rakibini top kayıplarına zorlar. Sert
savunması ve rakibe yaptığı baskı ile top kapmada da oldukça başarılıdır.
Savunmada kaptığı toplarla basacağı smaçları sezon boyunca izleyecek olmakta
bizler için büyük bir keyif olacak.
Kariyerinin başlarındaki en büyük dezavantajı orta
mesafe şutlarının iyi olmamasıydı. Ancak özellikle Siena'da bu sıkıntısını
büyük ölçüde giderdi. Orta mesafe şut yüzdesini yükseltti. Bu bile Bo'nun
bireysel oyun gelişimine ne kadar önem verdiğinin bir göstergesi. Çalışmayı ve
kendini geliştirmeyi seven bir oyuncu Bo McCalebb. Pianigiani'nin sisteminde
yine alışkın olduğu bir görev üstlenecek. Siena'da alışkın olduğu sistemi
Fenerbahçe Ülker'de de sürdürecek. Geçiş döneminin sorunsuz olması için yapılan
yararlı transferlerin yaratacağı sinerji ile Fenerbahçe Ülker bu sezon
savunmadaki sertliği ve hücumdaki yaratıcılığı ile Avrupa'da ses getirecek bir
seviyeye geldi. Bo McCalebb'ta bu kadroda en kilit rolü üstlenecek olan oyuncu
olacak.
Bo, yıldız bir basketbolcu.. Şimdi bu yıldızı
Fenerbahçe Ülker'de de parlatma zamanı... Sarı ışığına laciverti de ekleyip
zirveye çıkartma zamanı... Şimdi; şampiyonluk zamanı...
Ailemize hoşgeldin Bo...
1 yorum:
açıkçasöylemem gerekirse koç'un gelişi ile ne kadar umutlansam da bo'nun gelişinden o kadar tedirgindim.
kafamda, acaba ukiç ve tayfasından ne bulamadık da yolladık derken bo öyle bi başladı ki sezona; sanki tüm klasmanları silip süpürcek takımın başatı olacak izlenimi verdi.
benim tereddütlerim bitmedi ama.
çünkü ne eurolig ilk turu ne de bizim lig öyle tek adam resitaline izin verecek kadar basit değildi. üstüne üstlük zaten bo biraderimiz siena'da böyle oynamıyodu ki. makedonya milli takımında evet ama siena'da başka türlüydü.
sonrasında sakatlandı zaten ve tekrar döndüğünde bizim b,c,d, planlarımızın ne kadar zayıf olduğu apışıp kalıverdi.
elbette biliyoruz; basketbolda herhangi bi sistemi oturtmak, hele hele bu sistemi devam ettirmek çok zor. ama oturtulmaya çalışılan sistem emir, bogdanoviç ve bo'nun kişisel becerileri üstüne kurulmuşsa insan sormadan edemiyo; ne diye aldık biz o koç'u.
Yorum Gönder