Fenerbahçe Ülker, Turkish Airlines Euroleague
normal sezon ilk maçında Rus temsilcisi BC Khimki Moskova'yı ağırladı.
Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena'da oynanan
karşılaşmadan takımımız 92-80'lik galibiyetle ayrıldı ve Euroleague'de yeni
sezona iyi bir başlangıç yaptı.
Sezon öncesi gerçekleştirilen yeni yapılanma ile
takıma önemli transferlerin yapılması ve İtalyan coach Simone Pianigiani'nin de
takımın başına getirilmesi ile yeni bir sistemde oynamaya başlayan Fenerbahçe
Ülker, henüz tam olarak hazır görünmese de sahada ortaya koyduğu oyun ve
mücadele ile bizlere uzun bir aradan sonra rahat bir maç izleme keyfi yaşattı.
Karşılaşmaya hazırlık maçı havasında başladık
diyebiliriz. Khimki'nin skor bulmasını zora sokacak savunma baskısından uzak
bir görüntü vermemize rağmen hücum potansiyelimizin çok fazla olması skor
üretmemizi kolaylaştırdı. İlk periyot boyunca her iki takımdan, düşük seviyede
bir savunma ve buna bağlı olarakta karşılıklı atılan basketler izledik. Oyunun
bu şekilde gitmesi açıkçası bizden çok Khimki'nin işine yarıyordu. Çünkü
deplasmanda oynayan bir takım olarak, önemli bir favori karşısında başa baş
oyunu götürmek hatta tabiri caizse rakibini "uyutmak" onların maçın
sonuna umutlu girmesini sağlayacaktı. Nitekim ilk periyotta bu şekilde gelişti
ve 25-25'lik beraberlikte tamamlandı.
İlk periyotta Yunan Hakem Anastopoulos'un Bo
McCalebb'a çaldığı düdükler ile 2 faul aldırması biraz bizi sıkıntıya sokabilir
diye düşünmüştüm. Ancak Bo McCalebb'ın yokluğunda sahaya giren Emir Preldzic ve
yeni transfer J.R. Bremer'ın hücumu toparlamaları açıkçası beni rahatlattı.
İkinci periyodun ilk 4 dakikasıda karşılıklı basketlerle geçildi. Ta ki maçın
en fazla eleştirilen hakemi Yunan Anastopoulos'un Bojan Bogdanovic'e
itirazlarından ötürü teknik faul çalmasına kadar! Bu dakikadan itibaren
taraftarın hakemler üzerinde oluşturduğu baskı ve oyuncularında bundan olumlu
olarak etkilenmesi ile Fenerbahçe Ülker savunma yapması gerektiğini hatırladı.
O dakikadan itibaren kenarda Bo McCalebb gibi bir hücum gücünün iki faulle
oturmasına karşın sahada Emir Preldzic ve Ömer Onan'ın öncülüğünde bir savunma
seferberliği başladı. Maçın 14. dakikasından devre sonuna kadar Fenerbahçe
Ülker 17-6'lık bir seri yakalayarak farkı hem 10 sayıya çıkarttı hem de
Khimki'nin umutlarını söndürdü.
Üçüncü çeyreğe de ilk periyottaki gibi savunmayı
gevşeterek başlayan takımımıza karşı Khimki klasik ikili oyundan bulduğu
sayılarla ve ard arda gelen iki üç sayılık basket ile farkı bir anda 4 sayıya
kadar çekti. Bu dakikada coach Simone Pianigiani'nin mola alması ve oyuncuları
savunma yapmaları konusunda uyarmasının ardından kritik anların adamı Romain
Sato'nun bulduğu kritik üç sayılık basketler ve savunmadaki sertlik ile rakibe
sayı üretme izninin verilmemesi, Fenerbahçe Ülker'in farkı tekrardan 10 sayıya
çıkartmasını sağladı. Son çeyrekte her ne kadar 26 sayı yesekte 30 sayı
bulmamız üstünlüğü elimizde tutmamızı ve net bir galibiyet almamızı sağladı.
Fenerbahçe Ülker adına maçın yıldızı tartışmasız 20
sayı ile maçında en skorer ismi olan Emir Preldzic oldu. Oyuna ilk girdiğinde
oynadığı tamamlayıcı oyun kurucu rolü ve son periyotta 4 numarada oynama
görevini hem başarıyla yerine getirip hem de takıma verdiği skor ve yaratıcılık
katkısı ile gecenin yıldızıydı. Milli Basketbolcu dün gece iki tane Euroleague
kariyer rekorunu da kırdı. 20 sayı ile Euroleague'de en fazla sayı ürettiği
maçını oynayan Emir, 31 verimlilik puanı ile de bu alandaki en iyi derecesini
yapmış oldu.
Emir gibi dün gecenin bir diğer önemli ismi kaptan
Ömer Onan'dı. Sezona kötü başlamasına rağmen son oynanan hazırlık maçlarında
ritmini bulan kaptan dün gecede sahada güzel bir resital sundu. Rakibi
karşısında yaptığı bezdirici savunma dışında tam sahayı deparlayıp bıraktığı
fast-break sayıları ile dün gecenin alkışı hak eden bir diğer ismi oldu. Simone
Pianigiani'nin sisteminde çok daha verimli oynamaya başlayan Oğuz Savaş'ta
Khimki maçında çift haneli skor katkısı veren isimlerden biri oldu. Yeni
sistemde potaya daha yakın topla buluşan ve isabet yüzdesi daha da artan Oğuz
için bu sezon çok verimli geçeceğe benziyor. Hep bahsettiğimiz savunmadaki
zaafını da giderebilirse Oğuz Avrupa'nın en önemli uzunlarından biri olacak.
Khimki uzunlarının blok tehtidi karşısında pek etkili
olduğu söylenmese de Bo McCalebb kaşla göz arasında tam 17 sayı bularak
tabuları yıkan isim oldu. Arka arkaya yediği iki bloğa rağmen pota altına
penetre etmekten bir an olsun çekinmeyen ve inanılmaz süratiyle pota altını
delip geçen Bo McCalebb kalitesini bir kez daha ortaya koydu. Bu adam için kötü
oynadı demek imkansız. Sahada çok fazla ön plana çıkmadığı maçı 17 sayı ile
tamamlaması bunun en güzel kanıtı. Romain Sato ise tam bir görev adamı olduğunu
dün gece bir kez daha gösterdi. Savunmaya getirdiği sertlik, hücumda kritik
anlarda soktuğu basketler ile takıma ön planda görünmeyen büyük katkılar
sağladı.
Khimki karşısında en fazla yaşadığımız
problemlerden biri olan pota altı savunmasında David Andersen ve Mike
Batiste'in henüz form tutamamış olması önemli bir etkendi. Yaşı ilerlemiş olan
ve "veteran oyuncu" olarak tabir edilen oyuncuların geç form tuttuğu
bilinir. Bu nedenle hemen endişelenmemek lazım. Mike Batiste dün akşamki maçta
iyi olacağının sinyallerini verdi. Ancak David Andersen için henüz erken olduğu
çok belli. Takıma geç katılması ve uyum sorununu yeni yeni atlatıyor olması
Andersen'in form kazanmasında biraz gecikme yaşanmasında önemli bir rol
oynayacak. Bremer ise takımla sadece iki gün antrenmana çıkmasına rağmen dün
akşam ortaya koyduğu basketbol ile doğru bir transfer hamlesi olduğunu
gösterdi. Bo McCalebb kenardayken takıma büyük katkı vereceğinin sinyallerinide
gördük. İlk maçı olması nedeniyle hemen hemen hiç şut kullanmadı (sadece orta
mesafeden bir kez atış denedi). Daha çok yaratıcılığını ve tecrübesini kullanıp
asist özelliklerini sergiledi. Oğuz'a yaptığı iki güzel asist ile eğer uzunlar
kendisiyle uyum sağlayabilirlerse onları bu sene çok fazla besleyeceğini de
gördük. Altıncı yabancı için çok doğru bir tercih olduğunu bir kez daha
belirtelim.
Takımın tam olarak hazır hale gelebilmesi için
yaklaşık bir aylık süreye daha ihtiyacı olacak. Hem savunmanın oturabilmesi hem
de takıma geç katılan oyuncuların form tutabilmesi için bu süre şart. Hücumda 9
oyuncumuzdan skor katkısı alıp, 92 sayı üretmemiz Fenerbahçe Ülker'in nasıl bir
hücum potansiyeline sahip olduğunun göstergesi. Ancak kendi evimizde 80 sayı
yememiz ise olumsuz bir tablo. Bu kadar fazla sayı yenmesinin, savunmanın henüz
oturmamasından kaynaklandığını da belirtelim. Coach ve oyuncularında maç sonu
röportajlarında bu yenilen sayıya vurgu yapmaları herşeyin yolunda olduğunun
bir kanıtı. Coach oyuncularında kafasına savunmayı iyice sokmuş. Şimdi geriye
bir tek bu savunmayı yapmak kalıyor.
Euroleague'e iyi bir başlangıç yaptık. Şimdi hafta
sonu Erdemir deplasmanı ile Beko Basketbol Ligi de start alacak. Ardından
önümüzdeki hafta, dün gece Cantu'yu deplasmanda 71-84 yenip büyük bir sürpriz
yapan Union Olimpija ile karşılaşacağız. Finansal sorunlarla boğuşan ve Euroleague'e
son anda katılan Union Olimpija grubun en zayıf halkası olarak görülse bile
bizimde henüz tam hazır olmadığımızın bilinciyle sahaya çıkıp sezon öncesi
sıkça rastlanan sürprizlerden birine izin vermememiz gerekiyor.
"Başlangıçlar her zaman önemlidir" denir.
Biz başlangıcı iyi yaptık inşallah sonunuda iyi bitireceğiz. Taraftarın bu
takıma daha da fazla destek vermesi gerektiğini hatırlatarak yazımızı
noktalayalım...
0 yorum:
Yorum Gönder