6 Ağustos 2012

2012-2013 Transfer Değerlendirmesi



Çok zorlu bir senenin ardından Fenerbahçe artık biraz daha önüne bakabileceği bir sezona adım attı. Geçen sene çok büyük belirsizlikler vardı. Son ana kadar gidenler ve gelenler belli değildi. Bu sene bir nebze olsun normale dönmüş olduk. Gelenler konusunda eksiklikler olduğunu düşünüyoruz ki bunu yazımızın devamında nedenleriyle anlatacağız, ancak geçmişe dönmek bile bir nebze olsun sevindirmiştir herkesi. Ancak bu çok fazla sürmedi tabii ki ve kronik hastalığımız olan transferleri tam zamanında yapamamanın gerginliğiyle dolduk.

İlk olarak gidenlerden başlayalım. Emre ve Ziegler gibi çok önemli iki oyuncu takımdan ayrıldı. Emre, yetenekleri tartışılmaz bir futbolcu. Bu tarz oyuncular bulmak artık Türk futbolunda çok zor. Onun tarzına en çok yaklaşan futbolcu Gökhan İnler. Selçuk İnan, Hamit, Nuri, Arda, Mehmet Topal ve nice örnekler onun stiliyle alakasız örneklerdir. Emre özellikleriyle bulunmaz bir futbolcuydu. Ancak yetenekleriyle ters orantılı olarak da istikrarsızdı. Sakatlıkları, cezaları ve gündemden düşmemesiyle Fenerbahçe’yi çok fazlaca yalnız bıraktı geçen sezon. Aykut Kocaman’ın kararına saygı duyuyorum. Zaten bu psikolojik ve mental etkenler istediği gibi olsaydı Aykut Kocaman eminim ki Emre’yi göndermezdi. Emre’nin gidişinin büyük sorunlar yaratabileceğini düşünmek saçma geliyor bana. Aykut Kocaman, kafasındaki taktiğe uygun oyuncuları bulduğu vakit zaten Emre’nin eksikliği aranmayacaktır. Dia gönderildi. Bana göre istikrarı sağlayamayan diğer yeteneklerden. Stoch’a göre çok daha fazla faydalı olabileceğini düşünüyorum. Ancak istikrarı bir türlü yakalayamadı. Gönderilmesi doğru karar. Takımda oynamadıktan sonra yeteneğinin pek de bir önemi yok. Ziegler ise önemli bir futbolcuydu. Andre Santos gibi hücum gücü olmasa da defansta gayet iyi bir sezon çıkardı. Ancak yabancı sınırına takılarak gönderildi. Fenerbahçe için büyük bir kayıp olup olmadığı Hasan Ali Kaldırım’ın performansına göre yorumlanabilir. Şu an için yokluğunu hissettirmedi Hasan Ali.


Ziegler konusu açılmışken Hasan Ali Kaldırımdan bahsetmek lazım. Hasan Ali Kaldırım defansı çok iyi. Sol bek ne yapar çok iyi biliyor. Defans konusunda anormal hamleler, ters kademeler görmedik ancak zamanla bu konuda da kendisini göstereceğini düşünüyorum. Hücum gücü bana göre Ziegler’den biraz daha iyi. Oynanan maçlarda bunu çok göremedik ancak bunun sebebi bence önünde oynayan oyuncunun kim olduğudur. Stoch ile oynadığında hücum gücü zayıflıyor ve genelde maçların ikinci yarılarında Caner oyuna girdiğinde hücumda sorumluluk alıyor. Stoch’un biraz daha bencil oyunu onu etkiliyor. Önünde, kendisi ile diyaloga giren birisi olduğu zaman hücum konusundaki hünerlerini de gösteriyor. Zamanla bu özelliğini geliştireceğini düşünüyorum. İyi bir başlangıç yaptı Hasan Ali Kaldırım. Bu ivmesini bozmazsa ileride vazgeçilmez olacaktır.


Defansın ortası konusunda farklı bir hamle geldi ve Egemen transferi ile daha sert ve mücadeleci bir defans hattı oluşturuldu. Egemen ile duran top sorununun çözüleceğini düşünüyorum. Hava hâkimiyeti mükemmel ve rakibi rahatsız etmesi harika ancak abartıyor. Bunu dengeleyebildiği vakit Lugano’yu aratmayacağını düşünüyorum. Egemen, gücünün kontrol etmeyi başardığı vakit çok faydalı olacaktır. Yobo ile birbirlerini çok iyi tamamlayacaklardır. Defansta Bekir, Serdar, Orhan, Özgür gibi iyi alternatiflere sahip Aykut Kocaman. Şampiyonlar Ligi seviyesinde bir defans değil tabii ki ancak lig için iyi ve alternatifli bir defans. Takım defansı iyi işlerse önemli işler yapabilirler. Bunun için önlerindeki futbolcular ile uyumları çok önemli.


Orta sahaya fazlaca hamleler yapıldı. Sağ kanata Krasic alındı. Çok doğru bir hamle yapıldı. Sağ kanatın hızı son derece yükselti. Gökhan ve Krasic rakibin sol tarafını fazlaca zorlayacaktır bu sene. Defansif anlamdı birbirleriyle iyi anlaşırlarsa veya destek alabilirlerse çok tehlikeli olacakları kesin. Form tutmalarını sabırsızlıkla bekliyordur bütün herkes. Krasic’in maç yapmaması büyük sorun olabilir gibi düşünülüyor ancak Appiah, Melo, Ziegler de maç yapmadan geldiler ancak bir şekilde üstünlük kurdular ligde. Çünkü İtalya ligi tarz olarak bizim ligimize benziyor. Yabancılık çekmeden adapte olabiliyorlar. Krasic’in de adapte olacağını düşünüyorum. Krasic transferiyle Aykut Kocaman Kuyt’ı da forvette düşündüğünü açıkça belli etmiş oldu.


Mehmet Topal hamlesi yapıldı. Özellikle Alper Potuk’a istenen paraları okudukça Allahıma bin kere şükrettim. Mehmet Topal çok iyi bir tercih oldu bana göre. Hiçbir zaman Emre ile veya Aurelio ile kıyaslamam ancak zaman verilirse takıma adapte olursa çok iyi bir alternatif olacaktır. Nasıl İtalya’dan gelen futbolcular konusunda güven dolu konuşabiliyorsak, İspanya’dan gelen futbolcular konusunda da tedirginim. Mehmet Topal belki bu sene ilk dönemde adaptasyon sorunu yaşayabilir takıma ve lige ancak ileride çok kilit bir rol alacağı kesin.


Fenerbahçe’nin bence en önemli transferi Kuyt olacaktır. İnşallah tahmin ettiğim gibi olur ve Krasic transferiyle birlikte Fenerbahçe’de 4-4-2 rüzgârlarıyla birlikte Kuyt ve Sow forvetlerini izleriz. Geçen seneye damgasını vuran adam Sow ile Kuyt tipik bir 4-4-2 forveti olacaklarını düşünüyorum. Kuyt tam bir 11 numara oynuyor. Top taşıyan, mücadele veren, son vuruşları iyi, dikine harika paslar atabilen bir forvet. Sow’u harika besleyecektir. Sow ise tipik bir 9 numara. Alex’siz kadro yazılacaksa eğer bu kadro Sow ve Kuyt’ın olduğu bir 4-4-2 kadrosu olur. Kuyt’ın aynı zamanda sağ kanatta da görev alabilmesi kadro derinliği açısından çok güzel bir özellik.


Salih Uçan ve Recep Niyaz için neler yazacağımı bilmiyorum. Evet, Salih çok iyi başlangıç yaptı ancak başlamak yetmiyor. Kendilerine çok iyi bakmaları gerekiyor. Vücutları zayıf. Eğer kendilerine profesyonelce bakarlarsa neden iyi bir oyuncu olmasınlar. Onlar için verilecek tek akıl çalışmaları olur. Kendilerini hor görmeyip üst seviye çalışırlarsa neden iyi birer oyuncu olmasınlar?

Fenerbahçe için bu sene bana göre en uygun taktik 4-4-2. Stoch saha içindeki oyunundaki bencillikleri bir kenara bırakırsa, Alex, ilk 11 zorunluluğu konusunda bencilliğini bırakıp takıma destek olursa bu takım alınacak çok iyi bir orta saha transferiyle harika bir 4-4-2 takımı olur. Alternatifi bol bir kadro olur. Görünüşe göre bir orta saha transferi yapılmayacak gibi duruyor ancak Mehmet Topuz, Cristian, Selçuk, Mehmet Topal, Salih göbeği de bir süre takımı taşıyabilir ligde. Egemen ve Yobo ikilisi ile anlaşıldığı vakit bazı eksikler kapatılabilir ve uyumlu bir takım defansı oluşturulabilir. Zamanla da eksikler daha iyi bir şekilde kapatılabilir. 3 Temmuz öncesindeki sinerji yaratılmış olur bir şampiyonlukta.


Bu senenin bence hayal kırıklığı olabilecek oyuncusu Stoch’dur. Stoch’un biraz daha takım oyunu oynaması gerekir. Bazı rakiplere karşı bir şey yapamıyor. Bazılarını da hallaç pamuğu gibi atıyor. Rakiplerine üstünlük kuramadığı zamanlarda takım arkadaşlarından yardım alması onu küçültmez. Bozuk plak gibi aynı hareketleri tekrarlaması onu üstün kılmaz. Eğer takım arkadaşlarından yardım alabilirse bazı maçlarda, istikrarı yakalar ve gerçekten vazgeçilmez olur. Geçen sene çoğu maçta iyiydi ancak önemli maçlarda durdurdular. Caner, onun kadar yetenekli olmasa bile bazen farkını ortaya koyabiliyor. Stoch'un ardından Semih'i de yazabiliriz. Bienvenu akıllı davranmazsa üçüncü olur.

Aykut Kocaman’ın da bu seneki transfer stratejisi eleştirilebilir. Yobo’nun takıma geç katılması, transferlerin çok gecikmesi büyük yanlışları. Biz ondan, artık bu durumları aşması gereken hamleler yapabileceğini beklerken onun yapmaması bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Kariyerinin başında ve hatalarının farkına varıp hemen düzeltebiliyor Aykut Kocaman. İlk geldiği sene transferi çok geciktirdi ancak hatalarından ders aldı ve bir sonraki sene malum olaylar olmasa yetiştiriyordu ancak bu sene tekrar yetiştirememesi ders almadığını gösterdi. İnşallah bir daha tekrarlamaz. Çünkü bu gecikme gerçekten büyük bir yanlış.

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...