30 Kasım 2010

El Clasico’dan Dersler

 

Harika bir karşılaşma izledik dün akşam. Barcelona dünya futbol tarihinin en önemli kadrolarından birine sahip olduğunu dün akşam herkese gösterdi. Bu duruma gelmeleri on yıllarını aldı. Real Madrid’in 3 ayda Barcelona’yı zor duruma düşürecek duruma gelmesini beklemek yanlış olurdu. Barcelona çok kötü dönemler geçirdi bu yıllarda ancak sabrederek meyvelerini toplamasını bildi.

Dünya futbolu büyük bir değişim içinde. Tek yönlü futbolcular artık prim yapmıyor. Dün akşam Barcelona’lı futbolcuların hem savunmada hem hücumda farklı farklı mevkilerde yardımlaşarak oynaması irdelenmelidir. Real Madrid’de Mesut gibi, Benzema gibi, Ronaldo gibi tek yönlü oyuncular olduğu müddetçe de Barcelona’ya çoğu maçta hâkimiyet kuramaz.

Bundan kısa zaman önce Shuster’in, Türkiye’de 1960’ların futbolu oynanıyor lafını duyduğumuzda ne demek istediğini galiba bu maçta daha iyi görmüş olduk. Türkiye’de şu an bu tarz futbol oynayan bir takım da yok futbolcu da bir elin parmaklarını geçmez.

Bu maçtan alınacak çok dersler var. Dün Jose Mourinho teknik direktörlük kariyerinin beklide en ağır mağlubiyetini aldı. Bu futbolcuları ve yardımcıları ile birlikte, takım olarak yapılmış hatalardan kaynaklanıyor. Bugün bizim ülkemizde böyle bir skor almış olsa arkasına teneke bağlayıp kovalıyor oluyorlardı. Futbolda önemli ve istikrarlı bir takım kurmak için zamana ihtiyacınız vardır. Kimsenin elinde sihirli değnek yok. 

Alınacak diğer bir ders ise artık tek mevkili futbolcuların dünya futbolunda yeri de yok. Gelişime açık olmak zorunda futbolcular. Türk futbolcularda ve Türkiye’ye gelen yabancı futbolcularda bu durum yok. Türkiye’de Dünya futboluna ayak uydurabilecek, az da olsa kendisini o yönde ilerletmeyen çalışan bir tek Gökhan Gönül var. Diğerleri ben işimi yaparım havasındalar. Memur zihniyetiyle oynuyorlar. Gökhan Gönül bu uğurda hatalar yapıyor ancak doğru yolda olduğunu farkında ve işini yapmaya çalışıyor.

Arada siyasi sıkıntılar olmasına rağmen taraftarlar kendi büyüklüğünü göstermek adına maç içinde 90 dakika desibel rekorları kırmaya çalışmadı. Aksine maçı izledi, tepki verilecek yerlerde harika bir şekilde tepki verdiler. Taraftarlığı saatlerce haykırmak olarak sananlara da güzel dersler çıkartılabilir bu maçlarda. 90.000 kişinin sunduğu kusursuz koreografi de uyumun nasıl sağlanacağını gösterdi.

Bu maçtan çıkartılacak çok fazla dersler var. Ancak Dünya futbolundan o kadar gerideyiz ki şimdilik bu temel şeyler ile ilgilenmek daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.

Abdullah Aksoğan

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...