6 Kasım 2010

Menajerlik Skandalı


Karapara, yeşil sahada top çeviriyor

Türkiye yıllardır şike yüzünden çalkalanıyor. Ancak ortada bir belge hiçbir zaman koyulamadı. Milyar dolarların döndüğü bir piyasaya illegal güçlerin hâkim olmadığını iddia etmek büyük bir saflık olur. Son yıllarda oluşturulan şike komisyonları ile bu illegal güçleri ortaya çıkarmaya ve faaliyetlerini engellemeye çalışıldıysa da hiçbir zaman sonuç alınamadı. Çünkü işin üstüne hiçbir zaman adam akıllı gidilemedi.

Bakıyoruz futbolcular arasında menajerlik adı altında illegal bir yapılanma oluşmuş. Geç kalınmış bir müdahale. Artık bunlara alıştık ve iş işten geçmişken yapılan bu müdahalelerin hiçbir önemi yok. Bu işte meclis tarafından oluşturulan şike komisyonu gibi göstermelik bir işe dönüşecekse hiç başlamasınlar bu işe. Artık insanları keriz yerine koymaktan vazgeçsinler. Şu an bile PFDK üyeleri çeşitli tenkitlerle ve tehditlerle karşı karşıya kaldığını tahmin edebiliyoruz.

Bülent Uygun bugüne kadar gittiği takımlara 69 adet futbolcu transferi yaptırmış veya bazı futbolcuların menajerlik adı altında kazanç sağladığı ve şike yaptığı konuşuluyor. Basın yansımayan büyük isimlerde mutlaka vardır. Ancak bu isimlere ceza verilmediği ve bu işlerin denetlemesi yapılmadığı müddetçe Türkiye Futbolu her zaman acabalarla geçirecek yıllarını.

Bu işe destek veren kulüp başkanları yok mu?

Son Mehmet Topuz olayında Yıldırım Demirören’in tavırları bile artık bu işin nasıl bir boyuta geldiğini gösterdi bizlere. Veya şampiyonluk maçlarında Ozan İpek’in, Rüştü’nün Trabzonlu futbolcularla diyalog halinde olması ve teşvik edilmesi olayın Fenerbahçe tarafından can sıkıcı taraflarıdır. Daha başka kulüpler arasında daha başka olaylarda mutlaka olmuştur ancak göz önünde olan şu olaylar için bile herhangi bir soruşturma açılmaması bile büyük bir ayıptır. Bir takım insanlar (ki bunlar Türkiye’nin en büyük kulüplerinin başkanları ve futbolcuları) iddialar ortaya atıyor ve bu skandal iddialar hakkında herhangi bir soruşturma açılmıyorsa bu operasyonların samimiyetine güvenmek olmaz. Aksine kurulan düzen, kendi içinde bir operasyon gerçekleştiriyor demektir. Düzen bozulmuyor, bozma gücünü artırıyordur.

Bakıyoruz medyada adı geçen oyunculara, Türkiye'nin büyük takımların da oynuyorlar. Soruşturma açan kurumun başındaki adamlar bu futbolcuların  sözleşmeli olduğu kulüplerin kongre üyeleri. Bu soruşturmanın samimi olmadığı bir gerçek. Dediğimiz gibi bu futbolcuların ağır biçimde cezalandırılması ve bu çetelerin çökertilmesi gerekirken bazı maddi ve manevi baskı ile karşı karşıya kalan bu üyelerin bunu yapamayacağını biliyoruz. Küçük cezalarla bu işten sıyrılacakları ortada.

Kulüplerin transferlerine bir denetleme getirilmesi zorunlu olmuştur. Senede 20 transfer yapan kulüpler, 3-4 takım değiştiren antrenörler varken bu zaruri hale gelmiştir. Yıllardır Türk Futbol’unu bitiriyorlar, Türk Antrenörlere güvenmiyorlar diye çığırtkanlık yapan bu antrenörler ve futbolcular Türk futbolunu uçuruma sürüklüyorlar. Bunları denetlemeyen, sorgulamayan sistemde en az onlar kadar suçludur. Kariyerleri boyunca 20-30 takım ile ilişki içine giren bu oyuncular yeteneklerini ön plana çıkartmaktan çok ticari kaygıyla Türk futbolunu hezeyana uğratmıştır.

Türk futbolunun keskin bir temizleme operasyonuna ardında iyi bir yapılanmaya ihtiyacı vardır. Bu işlerin sırayla yapılmaması bile zamanın boşa harcanmasına neden olacaktır. Önce kanserli hücreler yok edilmeli ondan sonra sağlıklı hücreler ile en iyisi yapılmaya çalışılmalı.

Türkiye şartlarında zor gibi görünüyor ancak diğer ülkelerde de yapılan budur. İzlenmesi gereken yol bellidir.

Abdullah Aksoğan

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...